AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Usta'nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

AK PARTİ YAPILANMASINDA KADININ YERİ
AK Parti iktidarları döneminde hep kadınlar üzerinden bir algılar yürütülüyor. Kadınların sanki kamusal, sosyal hayattan, siyasetten ellerinin çekileceği neredeyse yeniden eve gönderilecek, eve kapatılacak gibi çok akla mantığa sığmayacak kampanyaları muhalefet maalesef muhalefet geliştirmeye çalıştı. Kadınlarımızın hem siyasette, hem de sosyal hayatta görünür olabilmesi için yani Cumhurbaşkanımızın özel bir hassasiyeti var, dikkati var bence.

EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI 22 TL OLACAK
Anayasal düzenlemeyle yasayla 1 Temmuz'da Meclis yaz döneminde kapanıyor. Tekrar 1 Ekim'de başlıyor. Özellikle seçim öncesinde vatandaşlarımızla yaptığımız saha çalışmalarımızda gündeme gelen konuların bir an önce çözüme ulaştırılması ve yasalaşması için önergemizle birlikte 1 Temmuz'dan itibaren Meclis'in çalışması kararını aldık. Hedefimiz şu anda 15 Temmuz'a kadar açık görünüyoruz. Ama önümüzde yine yapmamız gereken yine Meclis'in yapması gereken durumlar olursa bu tarih uzayabilir.

En düşük memur maaşlarının 22 bin TL olması için gerekli düzenlemeyi yapacağız.

10-11 bin liralık bir artıştan bahsediyoruz. Burada asgari ücret komisyonu da çalışıyor. Söylenen hedef 22 bin TL. Bunu koruyacağımıza inanıyorum.

Bakan Işıkhan yanıtladı! Asgari ücrete ara zam yapılacak mı? Bakan Işıkhan yanıtladı! Asgari ücrete ara zam yapılacak mı?

"DEPREM BÖLGESİNDE OHAL BİTECEK"
Deprem bölgesinde OHAL bitecek ancak, işlerin aksamaması için kanuni düzenlemeler yapılacak.

"ASIRLIK KUŞATMAYI PARÇALADIK"
Yerli ve milli ne üretim varsa bunlara dokunmaktan ve durdurmaktan bahsettiler. Yani sadece ana muhalefetten bahsetmiyorum, Kılıçdaroğlu'ndan bahsetmiyorum. Babacan'da çıktı "O SİHA'lara İHA'lara dokunacağız" dedi. Bu ne demek yani... Milli ve yerli üretim Togg. Hala Togg'la ilgili CHP'nin yandaş gazetecilerinin yaptığı paylaşımları görüyorum. İtalya'dan gemilerle getiriliyor yok gece karanlıkta indiriliyor, yani inanılır gibi değil. Çocuk olsa bunlara inanmaz. Hala bu kafayla bir kitleyi, hala bu milleti ve toplumu kandırabileceklerini düşünüyorlar. Seçim öncesinde de bunları yaptılar. Ama şu milletin basiretini çözemediler ve anlayamadılar diye düşünüyorum.

Onlar bu yalanların tutacağını düşündüler ancak hiçbiri tutmadı. İnsanlar şunun farkındaydılar. "Evet bu ülkenin başına Kılıçdaroğlu ve eteğine sarılmış dokuz tane adam gelirse bu ülke mahvolur biter." bunu biliyoruz diyorlardı. O yüzden oy vermek için içimiz el vermiyor ama "Ben CHP'liyim, ben şu partiliyim, ben mecburum, gideceğim yine oyumu verem diyorlardı" onlarda aynı endişeyi taşıyorlardı. Bu ülkenin sonun onlar başa geldiğinde hiç iyi olmayacağını vatandaşta çok iyi biliyordu. O yüzden sandıktan çok ince bir ayar çıktı, farkındaysanız. Bunu muhalefetin çok iyi okuması da gerekiyor. Yani kaç tane parti bir araya geldiler, kaç tane siyasi oluşum, arkalarında kaç tane dış güçlerden aldıkları destek vesaire, yapabildiklerini gördük. Bunun bu millet farkında oldukları için başa geçirmedi. Ama hala kendileri bir şeyin farkında değiller.

Bu ülkede yerli ve milli bir siyasi anlayışa sahip olmadıkları sürece bu vatandaştan iktidarı almaları mümkün değil.

YENİLGİNİN TEK SORUMLUSU KILIÇDAROĞLU MU?
Hepsi de yüzde yüz sorumlular. İşin içine yüzde yüz dahiller. Siyasette bir kere bir şey yapıyorsanız, bir şey söylüyorsanız bunun sorumluluğu yüzde yüz yaptığınız işin ve söylediğiniz sözün tamamen size ait olmasıdır. Çıktılar hepsi, öyle değil mi? Saadet'in önünde dizildiler ve adayımız "Sayın Kılıçdaroğlu'dur" diye açıkladılar. Gazetelere manşet oldular. O yüzden biz sorumlu değiliz, kendisi çekilmedi, etmedi vesaire gibi söylemler sadece kendilerini kurtarma çabaları. Neden derseniz, maden öyle neden hala o masada oturdular? Kılıçdaroğlu'nun kazanamayacağına inanıyorlardı, biliyorlardı da aday olmasını istemiylardıysa neden o masada oturmayı tercih ettiler? Neden kalkmadılar, hatta Meral Akşener kalktı ve geri döndü. Şunu görüyoruz, Sayın Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olmasını isteyen bir irade var. Bu irada o yedi kişiye ait değil bir kere... Bunu kendileri de çok iyi biliyorlar. Bunu vatandaşta çok iyi görüyor. Yani FETÖ var, PKK, DHKPC'si var ABD'si var, İngiltere'si var, Fransa'sı var. Bunların hepsi dediler ki: Kılıçdaroğlu aday olacak, sizde onun yanında görüntüye gireceksiniz kardeşim. İster beğenin ister beğenmeyin yoksa siyasi hayatınıza mal olacak kadar Meral Akşener'in kalktığı masadan tekrar geri dönmesi mümkün mü, sizce? Dönemez yani, çok eleştirildi, çok yıpratıldı. Hala bu konuda çok eleştiriye maruz kalıyor, düşünün. Diğer partilerde aynı eleştiriye maruz kalıyor. Kılıçdaroğlu'nun kazanamayacağını bildiğiniz halde gittiniz onun yanında durdunuz.

Parlamenter sistem deyip deyip Meclis'e girmeyen, Meclis'te milletvekili olmayı beğenmeyen genel başkanların bir hayalin peşinden koşmasının üzerine herkes şunu söyledi: Bunlar ne parlamenter sistem dönebilirler, ne bir işi karar verip hayata geçirebilecekler, bunların tek bir derdi var kendi makam ve mevkileri için bu ülkenin her şeyini feda etmeyi önerdiler.

Kılıçdaroğlu seçilseydi, bu sistem değişmeyecekti. Partisini de bırakmayacaktı.

NET BİR ZAFER VAR ANCAK AK PARTİ OYLARINDA GERİLEME OLDU
Biz de bunları konuşuyoruz. Önümüzde yerel seçim var. Beş yıl uzun gibi görünüyor ancak kısa bir süre. Çalışmalarımıza başladık.

Ekonomideki sorunlar AK Parti'ye olan beklentiyi artırdı. AK Parti oylarının düşüşünde ekonomik sorunlar temel etken.

En önemli hedeflerimizden biri İstanbul ve Ankara belediyelerinin alınması. Vatandaşlarımız büyük sıkıntılar çekiyor. Büyükşehir belediyesinin yapmadığı hizmetler bize mal ediliyor.

Ekonominin katkısının yanında ideolojik bir yapılaşmada var.

KILIÇDAROĞLU'NUN KENT-KIRSAL AYRIMI SÖZLERİ!
Çok fecaat bir açıklama... Toplumun bir kesimini aşağılamak kadar yanlış bir açıklama olamaz. Kılıçdaroğlu'nun kırsal kesimden haberi yok. O insanlardan özür dilemesi gerekiyor.

(Depremzedelerle ilgili benzer yaklaşım)

Deprem bölgesinde 25-30 gün kadar kaldım, çalıştık. Oradaki insanların her şeye ihtiyacı var. Seçim sonrası yapılan açıklamalar inanılmaz bir infiala neden oldular. Baraj patladı, AK Partili olmayanları kurtarmadılar gibi açıklamalar

Aklını ve vicdanını kaybetmiş bu açıklamaları yapanları insan olarak dahi sınıflandıramıyorum.

AK PARTİ 5 YILDA NE VADEDİYOR?
Öncelik bütün dünyada yaşanan ekonomik sorunlar gibi ülkemizde de enflasyonun tek haneye düşürülmesi. Yeni bir ekip geldi ve çok hızlı çalışmalarına başladılar.

İkincisi yeni bir Anayasa. Yamalı bohça haline gelmiş Anayasanın değiştirilmesi gerekiyor. Darbe Anayasası'nın yerine yeni bir Anayasaya ihtiyacımız var.

(Zemini var mı?) Onlar da yeni bir Anayasa'dan bahsediyor. Sorumluluk sahibi olarak biz bu girişimi başlatacağız.

Kutuplaşmayı ve kutuplaştırmayı bırakmamız lazım. Muhalefet gerçeklerle saklambaç oynuyor.

(İktidarın da sorumluluğu olmalı) Cumhurbaşkanımız biz herkese hizmet edeceğiz dedi. Defne'deki hastane bunun en güzel örneğidir. Kutuplaştırmayı biz hep karşı taraftan gördük. Biz 20 yıldır tavrımızı ve tutumuzu ortaya koyduk. Bize seçim kazandıran yönde bu.

Önce birileri bu milletin değerleriyle barış olması lazım.

AK PARTİ 2024 YEREL SEÇİMLERİNE NASIL HAZIRLANACAK?
Ekonomi öncelikli. Vatandaşın cebine dokunacak adımları atmamız gerekiyor. Seçimin elbette farklı bir ekonomisi olacak ancak enflasyon hedefini bozmayacak bir şey olacak.

Ekonomi ile ilgili perspektifimiz hiç durmadan devam edecek.

Enflasyonla mücadele devletin tek başına yapabileceği bir şey değil. Eğer başarıya çıkacaksak bunda vatandaşımızda bize destek vermesi gerekecek.

Petrol kaynaklarımızı buluyoruz. Bu çok önemli. O dağlarda neden teröristlerin beslendiğini çok iyi anlıyoruz, değil mi?

Altın ve diğer maden keşiflerini yapıyoruz. Daha nice keşiflerimiz de olacak. Kendi yerli ve milli kaynaklarımızla bu açık kapatılacak.

İlk doğal gaz keşfinden sonra 7 yıl bir süre vermişlerdi biz 3 yılda tamamladık. Şunun farkını anlamamız gerekiyor.

2 yıl içinde enflasyonun tek haneye düşmesini hedefliyoruz.