17. Yüzyıl Divan Edebiyatının Hiciv şairlerinden Nef’i’nin ünlü naziresi, belki eski bakan, başbakan ve TBMM Başkanı, şoför Topal Dursun’un oğlu Binali Yıldırım’ın yaşadıklarına ışık tutabilir. Hikayemiz şöyle: bir gün padişah IV. Murat, Nef’i’nin “Siham-ı Kaza” adlı hicviyesini okurken, hemen yanına yıldırım düşmüş, ölümden zor kurtulmuştur.

Elindeki şiir mecmuasına “Gökten nazire indi Siham-ı kazasına / Nef’i diliyle uğradı Hakk’ın belasına” diye yazmış, bunu bir uğursuzluk sayarak, Nef’i’yi huzuruna çağırmış ve bir daha hiciv yazmamasını emretmiştir. Ancak hicivlerine sürdüren Şair Nef’i sarayın odunluğunda boğdurularak öldürülmüş, cesedi de bir çuvala konularak, Sarayburnu'ndan denize atılmıştır.

Şair Nef’i ile Binali Yıldırım arasında nasıl bir bağ kurabildiğime inanamıyorum. Binali Yıldırım şair değil, hiciv yazmaz, muhtemelen şiire ilgisi de Necip Fazıl’dan okudukları ile sınırlıdır. Zaten ağzından laf zor çıkan birisi. O nedenle bin düşünür bir konuşur bir üslubu kamuoyunun malumu. Öfke kontrolü konusunda deneyimli.  Kendisi ile barışık.

Başbakan iken Binali Yıldırım, Anadolu Ajansı Editör Masası Özel’e katıldığında, nasıl olduysa boş bulunmuş, “Sizi çok zorlayan bir proje oldu mu?” sorusuna cevap olarak "Yani hoşuma gitmeyen proje 15 Temmuz. Keşke olmasaydı" şeklinde yanıt vermişti. Kendisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ciddi bir görüş ayrılığına düşmesi mümkün değil. Aralarında “kasa - kilit ilişkisi” olduğu hep söylenir.

Binali Yıldırım’ın Azerbaycan’da yaşadığı kaza…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan programı kapsamında Karabağ’da bulunan, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı ve AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım ile AK Parti Milletvekili Şamil Ayrım'ı taşıyan araç, Zengilan Havalimanı yolunda kaza yaptı. Kaza sonrası yaralılar kontrol amacıyla helikopterle Bakü’de bir hastaneye götürüldü. 20 Ekim'de, Azerbaycan'da kaza geçiren Binali Yıldırım'a ilk tıbbi müdahale, Bakü'de yapıldı.

21 Ekim’de, ambulans uçakla ülkemize getirildi ve hastaneye kaldırıldı. Azerbaycan'da trafik kazası geçiren AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım'a, saçlı derideki doku kaybı dolayısıyla başarılı bir doku nakli ameliyatının gerçekleştirildiği açıklandı. Ameliyatın, organ nakli operasyonları ile tanınan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Ömer Özkan tarafından yapıldığı söyleniyor. Olayın ilk anlarında kamuoyuna yapılan ufak tefek hafif sıyrıklarla kazanın atlatıldığı ifadelerinin çok da doğru olmadığı, daha yeni yeni anlaşılıyor.

Kaza mı Sabotaj mı?

Binali Yıldırım'ı taşıyan aracın karıştığı kazanın öyle böyle değil oldukça ciddi boyutta olduğu, aracın pert olmasından anlaşılıyor. Uzmanlar bu nedenle kazanın enine boyuna araştırılması gerektiğinde ısrarcı. Binali Yıldırım’ın kaza yaptığı araç, zırhı olmayan BMW, 4-5 takla atmış. Binali Yıldırım'ı camdan çıkartıp ambulansa almışlar. Binali Yıldırım Kazası neden araştırılmalı? Çünkü araç, 5 ton 100 kilo ve 6,5 metre uzunluğu var, şoförler tam profesyonel. “Bu araç ile istediğiniz kadar keskin viraja girin deviremezsiniz” deniliyor?

O halde nasıl oldu da devasa büyüklükteki bu kaliteli araç, nasıl 4-5 takla attı?

Şimdi ilgililere sormak lazım;

Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım ve beraberindeki milletvekilinin Azerbaycan'da geçirmiş oldukları trafik kazası; sıradan bir trafik kazası mı, yoksa karanlık güçler tarafından planlanmış, bir suikast girişimi ya da bir gözdağı teşebbüsü mü?

Geçtiğimiz aylarda bindiği helikopter acil iniş yapınca Binali Yıldırım'ın yüreği ağzına gelmişti. Kendisini taşıyan helikopter, İstanbul’da acil iniş yaparak düşmekten son anda kurtulmuştu. AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’ın Azerbaycan’da geçirdiği trafik kazasının bir sabotaj ya da suikast girişimi olup olmadığı mutlaka araştırılıyordur.

15 Temmuz gecesi, hain darbe girişiminde kendisine yönelik ölüm kumpasından kıl payı kurtulan Binali Yıldırım, kaleminin tıpkı Erol Olçok, İlhan Varank gibi kırıldığı ve o gece onlar gibi suikaste kurban edilmesinin planlandığı iddialarının medyaya yansıdığını hatırlayacaksınız.

Ona yapılmak istenen suikastın birileri tarafından son anda önlendiği ve güvenli bir yere naklinin yapıldığı da yazılmıştı. Yani kamuoyuna yansıyan ve kamuoyunun malumu üç suikast girişimi mevcut.

Azeri petrollerinin taşınmasını Yıldırım ailesinin denizcilik şirketleri mi yapıyor?
Öyle bir iddia var!..

Zaten Yıldırım ailesinin gemi filosu fersah denizlerde geziyor. Resmiyette kuru nakliye gemileri çalışıyor. Petrol taşımacılığı yapan tanker gemileri var mı? bilmiyorum, şirket envanterine bakmak lazım.

Rus oligarkları işsiz bırakan gelişme!..
Nisan 2022’de Azerbaycan’dan petrol taşımada Rusya'nın yerini Türkiye alsın kararı çıkmıştı. Azerbaycan kamu petrol ve doğalgaz şirketi SOCAR, ürettiği petrolün nakliyatı için Rusya topraklarından geçen Bakü-Novorossiisk petrol boru hattını Mayıs ayında kullanmayacak.

SOCAR’ın daha önce Bakü-Novorossiisk petrol boru hattı üzerinden ihraç etmeyi planladığı 170 bin ton petrolü, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı üzerinden ihraç edeceği açıklandı. Avrupa'nın çare olarak kapısını çaldığı kardeş ülke Azerbaycan, 2022 yılında doğal gaz ihracatını 12,8 metreküpten 25,5 milyar metreküpe yükselttiğini duyurdu.

Söz konusu doğal gaz sevkiyatının BTC (Bakü-Tiflis-Ceyhan) boru hattıyla Türkiye üzerinden Akdeniz limanlarına taşındığı belirtildi. Taşımacılığın dikkat çeken yönü ise Türkiye detayı oldu. Daha önce Azerbaycan petrol ve doğalgazının Mübariz Mansimov’ın sahibi olduğu tanker filosu ile taşındığı biliniyor.

Mübariz Mansimov; 1998'de Türkiye merkezli bir şirket kurdu, Palmali Holding’i karargâh haline getirdi. Filosuna yüzlerce gemi katarak petrol taşıma işi üzerinden büyük paralar kazandı. Palmali, uluslararası arenada daha iddialı konuma geldi. Günümüzde Holding, Rusya’nın iç limanlarında, Karadeniz, Akdeniz, Hazar ve Baltık Denizi'nde taşımacılık sektöründe kendinden güçlü bir şekilde söz ettirdi.  Ancak işler istediği gibi gitmedi. Mansimov, Türkiye’de tutuklandı.

Çoğu kimse; Sezgin Baran Korkmaz, Levon Termendzyan ve Mübariz Mansimov Gurbanoğlu ilişkisinin Azerbaycan ve Ermenistan Savaşı ile ilgisi var mı yok mu bilmez? Mübariz Mansimov Gurbanoğlu ortağı olan Noil Energy Yönetim kurulu Başkanı Levon Termendzhyan ile Washakie Renewable Energy şirketlerinin sahibi Jacop ve Isaiah Kingston kardeşlerle birlikte, organize bir şekilde ABD Hazinesini sahte evraklarla hayali ihracat yaparak zarara uğrattığı, 1 milyar dolarlık bir meblağı, haksız bir şekilde vergi iadesi ve teşvik olarak aldattığı tespit edilmişti. 

İstanbul Emniyeti’ne bağlı Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Mart 2020'de gözaltına alınan Mubariz Mansimov Gurbanoğlu, “FETÖ terör örgütü üyesi olmak” suçundan tutuklanmıştı. Türkiye merkezli Palmali grubun başkanı olan Gurbanoğlu, 2014'te “Türkiye'nin en zengin 10 iş insanı” arasında yer almıştı.

Sahip olduğu gemi filosuyla petrol, kimyasal madde ve yük taşımacılığı yapan Mübariz Mansimov Gurbanoğlu, 2015 yılında da Forbes'ın dünyanın en zengin 500 iş insanı listesine de girdi. Bodrum Yat Limanı'nı 2011'de Jefi Kamhi'den 42 milyon dolara satın alan ve 100 milyon dolar yatırımla Yalıkavak Marina'yı hayata geçiren Gurbanoğlu'nun filosunda 200'den fazla gemi bulunuyor. Türkiye'de bazı odaklar ısrarla Mubariz Mansimov Gurbanoğlu'nun politik muhalifi olduğu Azerbaycan Reblukası Prezidenti İlham Aliyev'in talebi üzerine Türk makamlarınca tutuklandığı tezini işlediler. Oysa bu, ihtimal dışıydı. 

Çünkü Mubariz Mansimov, Putin troykasının has dairesinden. Prof. Dr. İlham Rahimov ile Victor Khmarin'in vakıf ve şirket ortaklarından. Bu nedenle İlham Aliyev’in, Başkan Putin'i kızdıracak bir tasarrufta bulunması mümkün değil. Şimdi sormalı; o halde hangi güç, Mubariz Mansimov'u, Azerbaycan'da iktidar denklemi dışına çıkardı?

Sorunun cevabını verelim:

Ağustos 2020’de Azerbaycan’da darbe teşebbüsü su yüzüne çıkarıldı. Amaç, Azerbaycan halkının Refarandumla seçtiği, kabul ettiği Azərbaycan Respublikası Prezidenti I. Yardımcısı Arif qızı Mihriban Paşayev Aliyeva'nın yasal haklarını gasbetmek ve can Azerbaycan'ın doğalgaz ve petrol gelir kaynaklarını Rus oligarklarla paylaşmaktı. Avuçlarını yaladılar. Cihanşümul Kadim Türk Devlet Teşkilatı, bu hain teşebbüse geçit vermedi. İşe; 1985 - 89 arası Doğu Almanya’da Putin ile birlikte görev yapan Sovyet Askeri İstihbaratı “GRU”  çalışanı, KGB personeli Mubariz Mansimov'un kalemini kırarak  başladılar. Çünkü darbenin finansörü Mubariz Mansimov'du. Acemi Soros daha yolun başında yakayı ele vermişti.

Binali Yıldırım'a yönelik Azerbaycan'da yapılmak istenilen her neyse arkasında, Azerbaycan enerji kaynaklarından primleri azalan sözde Rus derin devleti ile bağlantılı oligarkların parmağı olduğu söylenebilir.