İran’ın Erbil’i bombalaması!
İranlılar her Ortadoğu ülkesi gibi çadır tiyatrosunu seviyor. Her gün yeni bir oyun sahnelemeye bayılıyorlar. Takiyye bu işin süsü ve sosu. İran-Irak savaşı sırasında Tahran - Washington arasında gerçekleşen ve kamuoyunda “İrangate” denilen skandal halen hafızalarda yerini koruyor.
Kasım Süleymani anısına atılan boş beleş bombalar!..
ABD eski Başkanı Donald Trump, 2 Kasım 2023’te Teksas'ta yaptığı seçim konuşmasında başkanlığı döneminde, 2020'de ABD'nin düzenlediği hava saldırısında öldürülen Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani konusunda İran ile ittifak yaptıklarını açıklamıştı.
İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani'nin Ocak 2020'de ABD tarafından öldürülmesinin ardından İranlı yetkililerin kendisiyle iletişime geçtiğini öne süren Trump, Tahran'ın, ABD üssüne düzenlediği bir saldırıyı önceden haber verdiğini öne sürmüştü.
Trump, "Bizi aradılar ve dediler ki, 'Dinleyin, başka seçeneğimiz yok. Sizi vurmak zorundayız çünkü kendimize saygımız var'. Bunu anlıyordum. Onları vurmuştuk ve bir şeyler yapmaları gerekiyordu" demiş, İranlı yetkililerin Amerikan üssünün füze saldırısında isabet almayacağı garantisini verdiklerini belirterek, İran'dan fırlatılan 18 füzenin, 5'inin havada infilak ettiğini diğerlerinin de üssün çevresine düştüğünü, normalde bu füzelerin oldukça hassas ve isabetli silahlar olduğunu söylemişti.
Ne olmuştu?
ABD güçleri, 3 Ocak 2020'de İran Devrim Muhafızları komutanlarından Kasım Süleymani'nin konvoyunu hedef almış, saldırıda Süleymani'nin de aralarında olduğu 10 kişi hayatını kaybetmişti. Olay, İran'da büyük infial yaratmıştı.
İran ordusu 8 Ocak'ta ABD'nin Irak'ın Anbar eyaletindeki Ayn el Esad hava üssüne ve Erbil'de Amerikan askerlerinin bulunduğu noktalara en az 22 füze atmıştı.
O saldırılarda İranlılar Irak’ın, Anbar vilayetinde bulunan ve şu anda ABD’nin kullandığı en büyük ve en eski askeri üslerinden biri Ayn el-Esed askeri üssü ile ABD’nin güçlü müttefiki olan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) tarafından yönetilen bölgede bulunan Erbil üssünü bombaladıklarını davul zurna ile dünya kamuoyuna ilan etmişlerdi.
Hani derler ya “sarmısağı gelin etmişler kırk gün sonra kokusu çıkmış” ya da “yalancının da mumu yatsıya kadar yanar”mış.
Niye böyle söylüyorum? Çünkü ister istemez insanın aklına; “acaba Kasım Süleymani’nin öldürülmesinde İran velayeti Fakih rejimi ile emperyalistliği su götürmeyen ABD arasında üstü örtülü mutabakat mı vardı?” sorusu geliyor.
İran, Kuzey Irak’a neden hava saldırısı düzenledi?
İran, önce Irak'a ardından da Pakistan'a durup dururken saldırmadı. Oysa sebebi çok basit. İran ve Lübnan'daki vekili Hizbullah'ın, İsrail-Hamas savaşındaki pasif tutumlarından dolayı hem kendi halkı nezdinde hem de Şii hinterlandında çizilen karizmalarını kurtarmak için bu operasyonu çıkış kapısı görmüş olmalı.
Nitekim Devrim Muhafızları tarafından yapılan açıklamada Erbil’deki saldırıya ilişkin “Mossad casusluk karargahlarından biri balistik füzelerle imha edildi" denildi. Bunun "Siyonist rejimin zulmüne cevap olarak" düzenlendiği ifade edildi.
İran'ın sınır dışındaki Kuzey Irak'a yönelik hava operasyonlarının yankıları sürerken, ikinci hedefte Pakistan toprakları vardı. Sınır bölgeleri, balistik füzelerle ve insansız hava araçlarıyla vuruldu. Saldırıda Pakistan’da bulunan Ceyşu'l Adl isimli örgüt hedef alınmıştı.
Sünni Beluçların kurduğu örgüt, İran içinde zaman zaman saldırılar düzenliyor?
Yeni bir İran-Irak savaşı mı tezgahlanıyor?
Bağdat yönetimi, iki arada bir derede. Bir taraftan Türk Silahlı Kuvvetleri, Kuzey Irak'taki terör kamplarını bombalıyor diğer taraftan İran, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin başkenti Erbil’e roket firlatıyor. Devrim Muhafızları; Erbil’e düzenlenen saldırıya ilişkin, Mossad casusluk karargahlarından birinin balistik füzelerle imha edildiğini, bunun "Siyonist rejimin zulmüne cevap olarak" düzenlendiği iddiasında.
Sonuçta hem Türkler hem de İranlılar, Bağdat’a pamuk ipliği ile bağlı Kuzey Irak’ı kıskaca almış durumda. Ne var ki Ankara ve Tahran'ın; Kuzey Irak’a yönelik birbirinden bağımsız operasyonlarının farklı sebeb ve sonuçları olsa da Irak bu sorunu çözmek konusunda bir yol haritası belirlemiş değil.
Daha önce Mesrur Barzani, Suriye ve Irak'taki Uluslararası Koalisyon Güçleri Genel Komutanı General Joel Vowell ile görüşmüş, Barzani ve Vowell, DEAŞ’la mücadelede ve yerel askeri güçlerin geliştirilmesinde yabancı güçlerin varlığının Iraklılar için önemli olduğunda fikir birliğine vardıklarını açıklamışlardı. Bu görüşme sonrası Bağdat ile Erbil’in hızla bir yol ayrımına doğru gittiğine dair duyumlar, Neçirvan Barzani'ye iletilince o da soluğu Bağdat’ta aldı ama Erbil’i füzelerden kurtaramadı.
Rus medyası ise İran’ın hava saldırılarını “İran’ın, Orta Doğu'da gücünü artırmaya devam ettiği” perspektifinden vermeyi tercih etti.
Ruslar, Irak'ın Erbil kentindeki Amerikan konsolosluğunun yakınında çok sayıda roket patlamasını; Washington'un İran'ın yakın müttefiki Yemenli Husilere yönelik saldırılara tepkisi olarak değerlendirdiler.
Kuzey Irak'taki ABD üsleri, Kürtleri koruyamıyor?
Irak’ın Erbil kentinde, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun balistik füze saldırılarının ardından 3 günlük yas ilan edildi. Erbil’deki yönetim, oldukça tedirgin. İranlılar Irak Kürtlerini İsral’in hamisi, vassalı ilan etmekle kalmıyor, Erbil'de İsrail dış istihbarat teşkilatı Mossad'ın karargahının bulunduğunu da ilan ediyorlar.
İran Devrim Muhafızları, Suriye topraklarındaki IŞİD'e ait hedeflerin de balistik füzelerle hedef alındığını açıklamış. Bu ne tesadüf bilinmez, Türkiye de ABD’nin lejyoneri PKK/YPG kamplarını obüs topları ve uçaklardan fırlatılan füzelerle yerle bir ediyor.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin, İran'ın Erbil saldırısını "düşmanca" şeklinde nitelendirmesinin, Kuzey Irak yönetiminin gönlünü almak amaçlı olduğu anlaşılıyor.
Sudani’nin; "Bu eylem kesinlikle Irak ile İran arasındaki güçlü ilişkiyi baltalayan tehlikeli bir gelişmedir" sözleri düşündürücü. Acaba iki ülke arasındaki güçlü ilişkiyi kim, neden baltalamak istiyor?
Kuzey Irak'ın bombalanması, Amerikancı Erbil yönetimine mesaj mı?
İran’ın saldırısından iki gün önce IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, Bağdat’ı ziyaret etmişti. Ancak Irak’ta iktidardaki (Şii) Koordinasyon Çerçevesi güçlerinden İran yanlısı grupların Erbil'e yönelik saldırılarının duracağına dair bir garanti almadan Erbil'e dönmüştü. Bağdat’taki İrancı Şiiler, Neçirvan Barzani’nin hediyesini, Erbil’e dönüşünden sonra füzelerle gönderdiler.
Barzani, daha ziyade Bağdat’taki siyasilerin, Kürt tarafların ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’un IKBY topraklarında kalmasını istemesinin, Erbil ile Bağdat arasındaki kırılgan ateşkesi ihlal edeceği yönünde ‘dostane bir üslupla’ yapılan uyarıları, Neçirvan Barzani’nin bir kulağından girip diğer kulağından çıkmıştı.
Görünürde Türkiye'nin karşısında terör örgütü PKK/YPG var. Oysa cümle alem biliyor ki Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türk Milleti ve Türk Devleti adına yürüttüğü bu savaş, PKK/YPG'nin aleni destekçisi emperyalist ABD iledir.
Ortadoğu’daki tansiyonu yükselten başrol oyuncularından ABD’nin, Suriye’de sürekli tekrarlanan saldırılar nedeniyle Şam'a 700 km uzaklıktaki Kamışlı yakınlarında bulunan askeri üssündeki tüm personeli tahliye ettiği iddia ediliyor. Çünkü Türk ordusu, gözünü kararttı. Karşısına kim hangi güç çıkarsa affetmiyor.
Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz!..
Şimdiye kadar, ABD ile İran arasındaki çatışma, her iki taraf için de olağan şekilde devam etti: Doğrudan bir çatışmayı önlemek için mümkün olan her şeyi yapıyorlar ve bölgesel vekil güçlerin yardımıyla veya hedefli imha yoluyla periyodik "kılıç saldırıları" yapılıyor.
ABD'nin Tahran'la ilişkilerdeki dile getirilmemiş statükonun ne kadar süreceğini kimse bilmiyor; bu, doğrudan savaş düzeyine ulaşmayan düşük yoğunluklu bir çatışma. Ancak gerek Tahran’ın gerekse Washington’un tırmandırdığı süreçte, her türlü seçeneğin mümkün olduğu unutulmamalı.
Bu durum, Amerika’nın, yavaş yavaş Irak'ı İran'a karşı savaş test alanına dönüştürdüğünü gösteriyor.
İyi de kurt dumanlı havayı sever. Suriye ve Irak Türkmenleri, bugünlerde Altaylar’dan Tuna’ya gözlerini dikmiş:
“Al bizi de sürü sen,
Bayrak olak bürü sen,
Hele durma yürü sen,
Daha yolun yarısı var.
Ere meydan isterem,
Başa kağan isterem,
Türk’e vatan isterem,
Alınmadık neresi var…
Yıldızları isterem,
Türk’e başka neresi var” marşını söylüyor.
Bu sese kulak verin!