Siyasi liderlere yönelik suikast, saldırı veya darp bu işin doğasında var. O nedenle Türk politikacılar iki gömlekten söz ederler: biri bayramlık diğeri idamlık. Muhtemelen 1960 ihtilali sonrasında Demokrat Partili Başbakan Adnan Menderes ve iki bakanın asılması, bu söylemin temel felsefesini oluşturuyor.

Bir de asılmayan ama 19 Temmuz 1980’de İstanbul Dragos'taki Deniz Kulübü’nün önünde Dev-Sol militanları tarafından düzenlenen suikast sonucu öldürülen Nihat Erim var. Aradan yıllar geçmesine rağmen halen esrarını koruyan Büyük Birlik Partisi kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasında hayatını kaybetmesi de bu konu kapsamında yer alıyor.

Darp edilen siyasi liderler…
Siyaset sahası, dikensiz gül bahçesi değil. 1980 öncesi seçim mitinglerinde sağ-sol fark etmeden siyasi liderlerin konvoylarına taşlı sopalı saldırılar çok olmuştur.

Eski tüfek bir Adalet Partili milletvekilinden dinlemiştim. Milli Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve konvoyu, bir seçim çalışmasında diğer rakip partililer tarafından taşlı saldırıya uğrar.

Gazeteciler bu konuyu Süleyman Demirel'e sorduklarında espirili bir cevap verir; “Vatandas fukara. Hacca gidemiyor. …. Burada bulup, burada taşlıyor”

En şanssız lider Bülent Ecevit!..
CHP lideri Bülent Ecevit de 70'li yıllarda Milliyetçi Cephe hükûmetlerinin kurulmasından itibaren yoğunlaşan çeşitli saldırılara uğradı. Bülent Ecevit saldırıların ilkini Eylül 1973'te siyasi rakibi Süleyman Demirel'in memleketi Isparta'da yaşadı.

14 Ekim'de yapılacak 1973 Türkiye Genel Seçimlerinin çalışmaları için Isparta'ya giden Ecevit ve beraberindeki partililere 150-200 kişilik bir grub saldırdı.

1975 yılında çeşitli yerlerde siyasi saldırılar düzenlendi. Milliyetçi Cephe hükümetinin kurulmasından bir süre sonra partisinin düzenlediği bir miting için Gerede'ye gelen Ecevit'in konvoyuna ilçe girişinde taşlı saldırıda bulunuldu ve yaralananlar oldu. Alana gelen Ecevit, kürsüye çıkarak konuşmaya başladı, ancak taşlı sopalı saldırı, burada da devam etti.

Dönemin gazetelerinde, meydan çevresindeki binalardan ve bir caminin minaresinden kalabalığın üzerine ateş açıldığı ve silahlarını çeken Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin Ecevit'i meydandan uzaklaştırarak Hükûmet Konağı'na getirdikleri yönünde haberlere yer verildi.

Olaylarda 2 kişi açılan ateş sonucu, 40 kişide bıçak, taş ve sopalarla yaralandı, 20 dükkân ise tahrip edildi. Benzer bir olay, 4 Eylül 1975’te Elazığ’da, 26 Nisan 1977’de Niksar’da, 27 Nisan 1977’de Şiran’da, 17 Haziran 1980’de Nevşehir’de yaşandı.

Bunlardan en önemlileri 23 Temmuz 1976'da New York'ta ve 29 Mayıs 1977'de o yıllarda sivil uçuşların yapıldığı Çiğli Havaalanında gerçekleşti. 1976'da Kıbrıs Harekatı sonrasında ABD'ye yapılan bir gezi sırasındaki saldırı, Ecevit'in korumalığını yapan FBI  görevlisi  tarafından önlendi.

Çiğli Havaalanındaki saldırı girişiminde dönemin İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan'ın kardeşi Mehmet İsvan yaralandı. Sonraki günlerde suikastte kullanılan silahın Özel Harp Dairesi'nde bulunduğu iddia edilmişti.

Süleyman Demirel’e de suikast yapılacaktı!..
Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel ise 13 Mayıs 1975’de yumruklandığında Başbakanlık koltuğuna henüz oturmuştu. Bakanlar Kurulu toplantısından çıkan Başbakan Demirel gazetecilere bir açıklama yapmak istiyordu.

Bu arada, Başbakanlık binasında tanımadığı bir şahsın yumruklu saldırısına uğramıştı. Saldırgan Demirel'e önce kafa atmış, sonra da kıyasıya yumruklamıştı.

İbrahim Gümrükçüoğlu, 18 Mayıs 1996'da İzmit'te özel bir alışveriş merkezinin temel atma törenine katılan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e silahlı saldırıda bulunmaya teşebbüs etmişti. Yakalandı.

Burnu kırılan Başbakan…
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, 24 Kasım 1996'da Macaristan'ın Başkenti Budapeşte'de bir otelin lobisinde Veysel Özerdem isimli bir şahsın yumruklu saldırısına maruz kalmıştı.

Eylemcinin Yılmaz'ı, Susurluk Kazası'nda hayatını kaybeden Abdullah Çatlı aleyhinde konuştuğu için yumrukladığı ileri sürülmüştü. Bu saldırıda Mesut Yılmaz'ın da burun kemiği kırılmıştı.

Destici ölümden döndü!..
4 Mart 2024’te Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'nin de içinde bulunduğu makam aracı, Tokat'ın Reşadiye ilçesine 15 kilometre kala kaza yaptı. Destici ile birlikte 2 kişinin daha yaralandığı kazada, herkesin durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Mustafa Destici, makam otomobili ile Tokat’ın Niksar ilçesine hareket halindeyken, Reşadiye ilçesine 15 kilometre kala otomobilin yoldan çıkarak bariyerlere çarpması sonucu kaza geçirdi. Bu normal seyirli bir trafik kazası görünüyordu.

Ama aksilik bu ya, kazadan iki gün sonra Amasya’nın Merzifon ilçesinde BBP lideri, İlahiyatçı iş insanı, katıldığı bir TV programında ‘tasarruf önlemleri’nden örnekler verip, “Ben gidip, kasaba 100 lira verip et almıyorum. Gidip kuzuyu kestiriyorum” diyen Mustafa Destici'nin kazaya karışan makam aracını taşıyan çekici, yanarak kullanılmaz hale geldi.

Kaza yapan aracı taşıyan 60 ACM 572 plakalı çekici, seyir sırasında alev aldı. Motor bölümünde çıkan yangın, kısa sürede tüm aracı sardı. Yangında çekici kullanılamaz hale geldi, üstündeki Destici’ye tahsisli makam aracı da zarar gördü.

İşte önce trafik kazası sonrasındaki yangın muhtemelen kamuoyunun radarında olmayan saklı gizli bir merkez odak, kendisine bir mesaj iletmiş olmalı.

Mesaj neydi?

Yoksa mesaj, seçim sonuçlarında mı veya seçimden sonraki gelişmelerde mi aranmalı?

31 Mart öncesi Dr. Devlet Bahçeli nasıl hastanelik oldu?
MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin 17 Mart 2023’de  parti kongresine kolunun sarılı gelmesi ile ilgili partili kaynaklardan yapılan açıklamayı yeterli bulmuş, sayın Bahçeli’nin sağlıklı yaşlanan birey olmasına rağmen bu tür bir kaza yaşayabileceğini düşünmüştüm.

Ancak neredeyse iki hafta sonra Dr. Bahçeli’nin oy kullanmaya da yüzünde alnındaki morluklarla ve yeniden kolundaki sargı ile gelmesi, sadece benim değil tüm kamuoyunun yeniden merakını celp etmişti. Türkiye'nin en iyi korunan siyasi liderlerinden Bahçeli’ye ne olduğu halen gizemini sürdürüyor.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 17 Mart’ta partisinin 14. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 11. kez Genel Başkan seçildiği kongreye omuz burkulması sonucu kolu sargılı geldi.

Ama aksilik bu ya, kazadan iki gün sonra Amasya’nın Merzifon ilçesinde BBP lideri, İlahiyatçı iş insanı, katıldığı bir TV programında ‘tasarruf önlemleri’nden örnekler verip, “Ben gidip, kasaba 100 lira verip et almıyorum. Gidip kuzuyu kestiriyorum” diyen Mustafa Destici'nin kazaya karışan makam aracını taşıyan çekici, yanarak kullanılmaz hale geldi.

Kaza yapan aracı taşıyan 60 ACM 572 plakalı çekici, seyir sırasında alev aldı. Motor bölümünde çıkan yangın, kısa sürede tüm aracı sardı. Yangında çekici kullanılamaz hale geldi, üstündeki Destici’ye tahsisli makam aracı da zarar gördü.

İşte önce trafik kazası sonrasındaki yangın muhtemelen kamuoyunun radarında olmayan saklı gizli bir merkez odak, kendisine bir mesaj iletmiş olmalı.

Mesaj neydi?

Yoksa mesaj, seçim sonuçlarında mı veya seçimden sonraki gelişmelerde mi aranmalı?

31 Mart öncesi Dr. Devlet Bahçeli nasıl hastanelik oldu?
MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin 17 Mart 2023’de  parti kongresine kolunun sarılı gelmesi ile ilgili partili kaynaklardan yapılan açıklamayı yeterli bulmuş, sayın Bahçeli’nin sağlıklı yaşlanan birey olmasına rağmen bu tür bir kaza yaşayabileceğini düşünmüştüm.

Ancak neredeyse iki hafta sonra Dr. Bahçeli’nin oy kullanmaya da yüzünde alnındaki morluklarla ve yeniden kolundaki sargı ile gelmesi, sadece benim değil tüm kamuoyunun yeniden merakını celp etmişti. Türkiye'nin en iyi korunan siyasi liderlerinden Bahçeli’ye ne olduğu halen gizemini sürdürüyor.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 17 Mart’ta partisinin 14. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 11. kez Genel Başkan seçildiği kongreye omuz burkulması sonucu kolu sargılı geldi.

Ama aksilik bu ya, kazadan iki gün sonra Amasya’nın Merzifon ilçesinde BBP lideri, İlahiyatçı iş insanı, katıldığı bir TV programında ‘tasarruf önlemleri’nden örnekler verip, “Ben gidip, kasaba 100 lira verip et almıyorum. Gidip kuzuyu kestiriyorum” diyen Mustafa Destici'nin kazaya karışan makam aracını taşıyan çekici, yanarak kullanılmaz hale geldi.

Kaza yapan aracı taşıyan 60 ACM 572 plakalı çekici, seyir sırasında alev aldı. Motor bölümünde çıkan yangın, kısa sürede tüm aracı sardı. Yangında çekici kullanılamaz hale geldi, üstündeki Destici’ye tahsisli makam aracı da zarar gördü.

İşte önce trafik kazası sonrasındaki yangın muhtemelen kamuoyunun radarında olmayan saklı gizli bir merkez odak, kendisine bir mesaj iletmiş olmalı.

Mesaj neydi?

Yoksa mesaj, seçim sonuçlarında mı veya seçimden sonraki gelişmelerde mi aranmalı?

31 Mart öncesi Dr. Devlet Bahçeli nasıl hastanelik oldu?
MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin 17 Mart 2023’de  parti kongresine kolunun sarılı gelmesi ile ilgili partili kaynaklardan yapılan açıklamayı yeterli bulmuş, sayın Bahçeli’nin sağlıklı yaşlanan birey olmasına rağmen bu tür bir kaza yaşayabileceğini düşünmüştüm.

Ancak neredeyse iki hafta sonra Dr. Bahçeli’nin oy kullanmaya da yüzünde alnındaki morluklarla ve yeniden kolundaki sargı ile gelmesi, sadece benim değil tüm kamuoyunun yeniden merakını celp etmişti. Türkiye'nin en iyi korunan siyasi liderlerinden Bahçeli’ye ne olduğu halen gizemini sürdürüyor.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 17 Mart’ta partisinin 14. Olağan Büyük Kurultayı'nda konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 11. kez Genel Başkan seçildiği kongreye omuz burkulması sonucu kolu sargılı geldi.

Devlet içindeki Kürtçü kahpeler...

Yaşlı adam dövdürüp, kolu sargılı halde TV de gözdağı verdiler.

Mahalli seçimlerde MHP ye İstanbul'daki elinde olan iki belediyeyi bile kayıp ettirdiler.

Milliyetçi geçinen Zafer partisini bile %1’de bırakıp, İYİ partiyi çökerttiler!

Sanıyorlar ki Ülkücüler MHP’den ibaret!

Türk'e düşman Fidan değil ormanı kömür edeceğiz, Türk'e düşman "Şimşeği" söndüreceğiz, Türk'e düşman M. Aslan'ı kedi edeceğiz, Türk'e düşman ALA haine kan kusturacağiz!

TÜRKİSTAN'I KÜRDİSTAN YAPMAYA KALKANI AVRADINA MASKARA ETTİRECEĞİZ!

TÜRKİYE DE ÇAPININ ÜZERİNDE KİFAYETSİZLERİ MİLLİYETÇİ GÖRÜNTÜSÜ İLE GENEL BAŞKAN YAPMALARININ SEBEBİ BUYDU İŞTE...

ZOR ZAMANLARDA KASET TEHDİDİYLE, OĞLUNUN RÜŞVET DOSYASIYLA, DÖVEBİLECEKLERİ ADAMLARI LİDER OLARAK TUTTULAR.

TÜRK MİLLETİ KORKAN VAHİDETTİN'İ BİLE SALTANATINA RAĞMEN BAŞINDAN ATTİ.

BU ÇAPSIZ KORKAK, RÜŞVETÇİ, KASETLİ, MOSSAD'CI, CIA UŞAĞI SAHTE MİLLİYETÇİ LİDERLERİ BAŞINDAN YAKINDA "BİT SİLKELER" GİBİ SİLKELEYECEKTİR!

HADİ BAKALIM ÖZERKLİK ANAYASASI YAPIN DA GÖRELİM SOYSUZ KAHPELER!

Semih Tufan Gülaltay deyip geçmeyin?

Semih Tufan Gülaltay, 6 Ağustos 1968’de Kars doğumlu. Babası Sırrı Gülaltay, Kars’da askeri müteahhitlik, Ticaret odası, Kızılay başkanlığı gibi faaliyetleri olan iş adamıydı. Anadolu Üniversitesi iktisat bölümüne kayıt olmuş, İngiltere’ye gitmiş, orada dil okulu sonrası Politecnik’e kayıt olmuşken; Londra’da kısa bir süre hapis olmuş, sonra yargılama neticesinde davacı olan ASALA finansörü Haçatoryan, davasından vazgeçince beraat edip, ülkesine dönmüştür.

1989 yılı sonrası Semih Tufan Gülaltay, Türkiye’de inşaat, otomotiv, plastik sektörlerinde faaliyetler yürütmüştür. Karabağ, Çeçenistan, Doğu Türkistan gibi savaş bölgelerinde mağdur edilen Türklerin derneklerinde faaliyetlere, Ülkü ocaklarının kuruluşlarına katılmıştır. Bu dönemde Fetullah Gülen örgütüyle husumet yaşadığı için 4 sefer, kumpaslarla kısa dönem tutuklanmış ancak yargılamalar neticesinde aklanmıştır.

1998 yılında İnsan Hakları Derneği'nin başkanı Akın Birdal’a düzenlenen silahlı saldırının azmettiricisi suçlamasıyla tutuklanmış; önce Ankara Ulucanlar, sonra Kastamonu, Ordu, Yozgat, Bolu cezaevlerinde 65 ay hapis yatmıştır.

Birdal davasından; Yargıtay cumhuriyet başsavcılığı ve raportör Yargıtay hakimi bile beraat talep ettiği halde 19 yıl mahkumiyet verilmiştir. 12 Ekim 2002 günü cezaevinden tahliye olduktan sonra 2004 yılında Ulusal Birlik Partisi’nin Genel Başkanı olmuştur.

-Semih Tufan Gülaltay, Ulusal Birlik Partisi

Bu süreçte Fetullahçı örgütün engellemeleri ve iftiralarına hedef olmuş, Yargıtay Cumhuriyet başsavcısı Nuri Ok’un Anayasa ihlâl’i marifetiyle parti genel başkanlığı düşürülmüştür. 2006 yılında işlenen Danıştay suikastına adını karıştırmak için Fetullahçı örgüt, yoğun çaba sarf etmiştir. 2 Nisan 2007 günü “Ergenekon davası” kapsamında gözaltına alınmış, Bayrampaşa cezaevi sonra Tekirdağ F tipi cezaevi, Silivri ceza evlerinde 7 yıl üç ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye olmuştur.

Yaşananların kumpas olduğu ortaya çıktığı için Ergenekon dava dosyası, hakkında açılan çete davalarından beraat etmiştir. Semih Tufan Gülaltay, cezaevinde de kitap çalışmalarına devam etmiştir.

Saldırana saldırırlar!..
İstanbul’da 2022 Mayıs ayında, Semih Tufan Gülaltay’ın Maltepe’deki iş yerine düzenlenen ve 1 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili operasyon düzenlendi. 12 şüpheli yakalandı.

O tarihte ofisine yapılan saldırıyla gündeme gelen, daha sonra da “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklanan Semih Tufan Gülaltay, Akın Birdal suikastından dolayı 19 yılı aşan bir ceza aldı. Ancak 4,5 yıl sonra şartlı tahliye yasasından faydalanarak hapisten çıktı.

2005 yılında, Ulusal Birlik Partisi adıyla kurulan bir partinin genel başkanı oldu. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı çek senet tahsilatından, cinayete kadar birçok olayın faili olarak ceza almış bir kişinin, siyasi parti başkanı olmasının kanuna aykırı olduğuna hükmederek istifasını istedi.

Bunun üzerine Semih Tufan Gülaltay, parti başkanlığından ayrılmak zorunda kaldı. Partisinin bazı toplantılarına emekli generaller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur gibi isimler de katılmıştı. Bu arada “Tanrı’nın Türkleri” gibi adlar taşıyan kitaplar yayınladı.

Bahçeli’ye eziyet edenler, Cumhur İttifakı’nın diğer kanadından mı!..

Demek istediğim; Bahçeli’nin geçirdiği ve kamuoyuna bizzat partisinden servis edilen kırık kolu, morarmış yüzünü gösteren resimlerdeki durumuna sebeb olanlar varsa Semih Tufan Gülaltay bunları deşifre etmiştir.

Ancak onun iddiaları; Bahçeli’nin başına gelenlerde dahli olanların MHP içinden değil MHP dışından ama MHP’nin birlikte yol yürüdüğü, kimi bakan düzeyinde, kimi eski bakan ve milletvekili bazı etkili ve yetkili şahıslara dikkat çekiyor.

Lakin “Yaşlı adam dövdürüp, kolu sargılı halde TV de gözdağı verdiler.” iddiasında telaffuz ettiği isimler öyle sıradan kimseler değiller. Hemen hepsi iktidar partisinin bürokratı.

Ağacın küçüğü fidanı orman olsa dahi kömür etmekten yani yakmaktan, yok etmekten söz ediyor. Zaten “ağaç fidan” deyince aklınıza hemen bir isim düşüveriyor. Yenilir yutulur şeyler değil bu iddialar?

Bahçeli daha önce de dövülmüş!..
Yıllar önce gazeteci yazar Sabahattin Önkibar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin şikayetiyle toplatılan kitabı “Devlet Bahçeli ve ülkücüler hakkında her şey"de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Alparslan Türkeş'e hakaret ettiği gerekçesiyle ülkücülerden dayak yediğini yazmıştı.

Olay şöyle; 1980 darbesi sonrası süreçte Muharrem Şemsek yeniden partileşme fikri ortaya attı. Şemsek, ülkücü camiada itibarlı bir isimdi. Silahlı saldırı sonucu felç olmuştu, tekerli sandalyeye mahkûmdu. Partileşme fikrini ortaya atınca bazı ülkücüler erken bularak karşı çıktı.

Devlet Bahçeli, Muharrem Şemsek’e; “Yeni partinin genel başkanı kim olacak?” diye sordu. Şemsek, “Başbuğ karar verecek” dedi. Cezaevinde olan Alparslan Türkeş’le irtibata geçti ve fikrini aldı. Dahası, geçici genel başkan adaylarını isim isim Türkeş’in onayına sundu.

Türkeş, Milliyetçi Çalışma Partisi adını alacak yeni partiye olur verdi. Genel Başkanlık için teklif edilen isimlerden Devlet Bahçeli’nin üstünü ise “MİT elemanıdır, aman dikkat” diyerek çizdi.

Demek istediğim; Bahçeli’nin geçirdiği ve kamuoyuna bizzat partisinden servis edilen kırık kolu, morarmış yüzünü gösteren resimlerdeki durumuna sebeb olanlar varsa Semih Tufan Gülaltay bunları deşifre etmiştir.

Ancak onun iddiaları; Bahçeli’nin başına gelenlerde dahli olanların MHP içinden değil MHP dışından ama MHP’nin birlikte yol yürüdüğü, kimi bakan düzeyinde, kimi eski bakan ve milletvekili bazı etkili ve yetkili şahıslara dikkat çekiyor.

Lakin “Yaşlı adam dövdürüp, kolu sargılı halde TV de gözdağı verdiler.” iddiasında telaffuz ettiği isimler öyle sıradan kimseler değiller. Hemen hepsi iktidar partisinin bürokratı.

Ağacın küçüğü fidanı orman olsa dahi kömür etmekten yani yakmaktan, yok etmekten söz ediyor. Zaten “ağaç fidan” deyince aklınıza hemen bir isim düşüveriyor. Yenilir yutulur şeyler değil bu iddialar?

Bahçeli daha önce de dövülmüş!..
Yıllar önce gazeteci yazar Sabahattin Önkibar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin şikayetiyle toplatılan kitabı “Devlet Bahçeli ve ülkücüler hakkında her şey"de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Alparslan Türkeş'e hakaret ettiği gerekçesiyle ülkücülerden dayak yediğini yazmıştı.

Olay şöyle; 1980 darbesi sonrası süreçte Muharrem Şemsek yeniden partileşme fikri ortaya attı. Şemsek, ülkücü camiada itibarlı bir isimdi. Silahlı saldırı sonucu felç olmuştu, tekerli sandalyeye mahkûmdu. Partileşme fikrini ortaya atınca bazı ülkücüler erken bularak karşı çıktı.

Devlet Bahçeli, Muharrem Şemsek’e; “Yeni partinin genel başkanı kim olacak?” diye sordu. Şemsek, “Başbuğ karar verecek” dedi. Cezaevinde olan Alparslan Türkeş’le irtibata geçti ve fikrini aldı. Dahası, geçici genel başkan adaylarını isim isim Türkeş’in onayına sundu.

Türkeş, Milliyetçi Çalışma Partisi adını alacak yeni partiye olur verdi. Genel Başkanlık için teklif edilen isimlerden Devlet Bahçeli’nin üstünü ise “MİT elemanıdır, aman dikkat” diyerek çizdi.