MÜFTÜ ALİ YILMAZ HOCAEFENDİ

Doğum: 1913 / Hicri 1331 - Vefat: 9 Ocak 1999 / Hicri 21 Ramazan 1419

Rize ilinin Çayeli ilçesi, Büyükköy beldesine bağlı Çavuşlu Köyü’nde dünyaya geldi. Çavuşoğulları sülalesine mensup, Çayeli eşrafından Abid Çavuşoğlu’nun oğludur. Meşhur Külünkoğlu Hafız Hasan Efendi’nin tedrisatında 9 yaşında Kur’an hafızlığına başladı. Hafızlığını bir yılda, abisi merhum Hafız Salih Hulusi Efendi ile beraber tamamladı. 10 yaşına geldiğinde babasını kaybetti.  Aile reisinin vefatı, 9 çocuklu bu aileyi derinden sarstı. Aynı yıl geçim sıkıntısı sebebiyle, annesi Ayşe hanımefendi ve evlatları, daha önce akrabalarının göç ettiği Kocaeli ili İzmit ilçesinin Döngel Köyü’ne yerleştiler. 

Savaş sonrası Türkiye’sinin o zor şartları altında hayatta kalma mücadelesi verdiler. Anneleri, Osmanlı Hanımı Ayşe Hatun, ilk muallime ve mürebbiyeleri oldu.

Gençlik çağına geldiğinde, Beykoz’da Hz. Yuşa (as) tepesindeki askerliği sırasında, manevi ilimler üstadı, Mürşidi Kamil Medineli Osman Akfırat Efendi’nin hadis sohbetlerine katıldı. Askerlik dönüşü Kocaeli İzmit’e bağlı Alartı Köyü Camiinde Fahri İmamlık görevine ve aynı zamanda kısıtlı imkânlara rağmen hafız yetiştirmeye başladı. Oradan İzmit  M. Ali Paşa Camiinin ilk İmam Hatibi oldu. Bu mahalledeki evi Hafız talebeler için yurt gibiydi. Üçüncü ve son Eşi merhum Hatice Hanım bir yandan kendi evlatlarına bakarken diğer yandan büyük bir fedakârlıkla evlatlarından ayırmadığı hafızlık yapmakta olan talebelere  annelik yapmaya gayret ediyordu.

Merhum ve mağfur Müftü Ali Efendi, bir yandan imamlık vazifesini ifa ediyor diğer yandan da Osmanlı’nın son dönem âlimlerinden Fatih Medreseleri Dersiamı Merhum Şevket (Sezen) Hoca Efendi’den Arapça, Tefsir, Fıkıh, Akaid, Kelam, İlm-i Beyan, İlm-i Belağat gibi derslerini tedris ederek, İslam Fıkhından icazet alıyordu. Aynı yıllarda Kocaeli Müftüsü Merhum Emin Efendi’den İslam Hukukunun en zor bölümlerinden Feraiz (Miras Hukuku) ilminden de icazet alarak bu ilimlerdeki rüştünü ispat etti. 

Ali Yılmaz Hoca Efendi, bilahare Pilli şef İnönü iktidarının baskıları altında şehir merkezinde Kur’an talebesi yetiştiremeyeceğini anlayınca istifa ederek talebeleriyle beraber İzmit’e bağlı Karatepe Köyüne hicret ederek Karatepe Camii fahri imamlığına başlar!

Hala Hayatta olan 85 Yaşındaki Talebesi Hafız Çakır abimiz CHP’nin şedid Din Düşmanlığı döneminde yaşadığı bir acı hatırayı şöyle anlatır!;  ”1945 yılında Ali Hocamız İzmit M.Ali Paşa Camiinde Bizi okuturken biz talebeleriyle beraber Merkez Baç Karakoluna götürülür! İmansız Baş komiser Hocamızı döver ve elindeki Kuranı Kerim’i alır yere atar! Üzerine çıkıp çiğnerken “Gelsin Allah’ın Kitabını kurtarsın!” der. Dövülürken sessiz olan Ali Hocamız birden Aslan gibi kükreyerek Ellerini Semaya kaldırarak “Allah’ım bu hainin gözlerini kör eyle !” diye dua eder! O Zalim Komiser kör olur ve Kör olarak yaşar ve ölür”

1951 yılında Başbakan Şehid Adnan Menderes Merhumla gelen özgürlükler sebebiyle tekrar İzmit merkez M. Ali Paşa camiine İmam olarak geri döner!

Diyanet İşleri Başkanlığının açtığı müftülük imtihanını başarıyla kazanarak 1955 yılında Müftü olunca, bir kısım talebeleriyle beraber Kandıra’ya göç eder! Yerine abisi Hafız Salih Hulusi Efendi İmam olur!

Altı yıl süren Kandıra Müftülüğü görevinin ardından 1961 yılında Karamürsel Müftülüğü’ ne tayin edilir! Buradaki 12 yıl süren görevi sırasında talep eden herkese bilabedel (Ücretsiz) ders vermeye devam eder! Müftülüğü sırasında İlçe Merkezindeki İmam ve Müezzinlere yatsı sonrasında Müftülük makamında Fıkıh ve Tefsir dersleri verir! İlçenin Kaymakamı’nda bazen bu derslere iştirak ederdi!

1973 yılında Diyanet İşleri Başkanlığından, Merhum Süleyman Hilmi Tunahan Efendiye gönül bağı olan bir Kur’an Kursu’nun kapatılma yazısı gelince “Ben içinde Kur’an okunan bir yerin kapatılmasını tebliğ edemem.  Beni müftülükten azledip vaizlik görevine verin” talebi üzerine, aynı yıl Gölcük Vaizliğine tayin edilir! Emekliliğine yakın Sapanca İlçe Vaizi Merhum Tevfik Bıyık Hoca Efendinin (Gölcük’te büyük eserleri olan) becayiş teklifini (aynı görevi yapan iki devlet görevlisinin anlaşarak bulundukları kenti karşılıklı olarak değiştirmeleri) kırmayarak Sapanca Vaizliği’ne tayin edilir! Oradan da 1975 yılında emekli olur!.

Müftü Hafız Ali Efendi;

Hafız Faik Çakır ve Merhumlar Hafız Fadıl Konyalı, Hafız Kadem Demir, yeğeni Hafız Abdurrahman Yılmaz, Hafız Yaşar Bostan, Hafız Ali Kayacı, Hafız Hasan Kayacı, Hafız Celal Timur, Hafız Halil Küçük, Hafız Veysel Kuzu, Hafız Nurettin Battal ve Hafız  Bünyamin Duman gibi onlarca hafız yetiştirdi.

İmamlık, Vaizlik ve Müftülük görevlerinden sonra, emeklilik yıllarında da vefat edene kadar Arapça, Tefsir, Hadis ve Fıkıh dersleri vermeye devam etti.

Meşhur âlimlerden Kocaeli merkez vaizi Merhum Sami Özakyol,  İzmit Baç Camii ve İstanbul Yerebatan camii eski imamlarından Merhum Enver Baytan, Kocaeli Vaizi Doç.Dr. Ali Vasfi Kurt, eski S.S.K Genel müdürü Merhum İlyas Uzuner, Hayırsevenler Camii eski İmamı Merhum Hafız Hayri Demir, Yeni Cuma Camii eski İmamı Merhum Hafız Mustafa Sabri Bayrak, Hüseyin Paşa Camii İmamı Merhum Hafız Fikri Önay, İlim Yayma Cemiyeti Kocaeli Şube Başkanı Muhammed Karaosmanoğlu, Orhangazi’de Mali Müşavir olan iki gözü a’mâ merhum Hafız Yusuf İzzeddin Kaya,  Askeri Hastane eski Başhekimi Kurmay Albay Dr. Ali Şener gibi meşhur şahsiyetler de kendisinden ders almışlardır.

Ayrıca, ‘’mirasım’’ dediği oğlu, 20. dönem Rize milletvekili İlahiyatçı Şevki Yılmaz’da, yedi yaşından itibaren vefat edene kadar kendisinin ders halkalarına katılma nimetine nail olmuştur!

YineHayatta olan talebelerinden hâlen Kocaeli Vaizi Doç.Dr. Ali Vasfi Kurt, hocasını şöyle anlatıyor: 1973 yılında, ortaokuldan sonra İzmit İmam-Hatip Lisesine başladığımdan, Hoca Efendinin Hakka yürümesinden önceki son demlerine kadar; Sarf Cümlesi, Avâmil ve İzhâr okuttuktan sonra yukarıda adı geçen a’mâ hâfızla yaptıkları Molla Câmî derslerini dinletmiş, Merhum Haci Zihni Efendinin, Muktedab, Müntehab, Müşezzeb ve el-Kavlu’l-Ceyyid adlı eserlerini, kendisinden daha önce dedem Hafız Kadir’in okumuş olduğu nüshadan Merâku’l-Felâh’ı okutmuş, Mültekâ, Durer, Celâleyn Tefsîri’nin, Cemel ve Sâvîhâşiyelerini, Kâdî Beydâvî Tefsîri’nin, Şeyhzâde ve Konevî hâşiyelerini; yukarıda adı geçen Medine’li Hacı Osman Akfırat efendinin Basîretu’s Sâlikîn adlı eserini; Kandıra’da kendisinden önce müftülük yapmış olan Ergirili merhum Mehmet Ali Özokur efendinin notlandırdığı İbn-i Arabi’nin Fusûsu’l-Hikem hâşiyesini okutmuştur.

Bu eserlerin dışında, öncelikle okuduğu okullarda başarılı olması için lisans, yüksek lisans ve doktora döneminde okutulmakta olan eserleri sorar ve o kitapları her fırsatta gözden geçirirdi. İlk günlerinde Hocamız, her gün birkaç cümle okuturken, son günlerinde uyuyana kadar devam eden en az elli sayfa süren ders mütâlaa ettirirdi. Yanlış okunan ibâreye hemen kulak kabartır, sebebi anlaşılamayan kaideyi ise hemen orada öğretirdi. Bir kelimenin hem telaffuzu hem de anlamında tereddüt ettiği her keresinde, iki gözlüğünü birden takar ve o ince yazılı Kâmus Tercümesi’ ne mutlaka bakar ya da baktırırdı.”

Müftü Hafız Ali Efendinin henüz basılmamış çok güzel hattıyla kendi el yazması Arabça ve Osmanlıca eserleri ve Kur’an-ı Kerim üzerinde haşiyeleri mevcuttur!

Altısı hayatta 10 evlat sahibidir. Ankara eski Çalışma Bölge Müdürü ve 1980 darbesi öncesi Ülkemizin ilk Milli Sendikası Hak İş Konfederasyon Genel Başkanı Aziz Yılmaz en büyük oğludur!

Müftü Ali Yılmaz Efendi hayatı boyunca hatta Müftülüğü sırasında bile geçimine helal yoldan destek için bağ, bahçe ve hayvancılık işleriyle meşgul olurken de talebelerini dinlemeyi ihmal etmezdi. Hoca Efendi’nin hayatına nazar ettiğimizde; “Kitap okumak, ders vermek, talebe yetiştirmek, sohbet etmek ve ağaç fidanı dikmek…” minvalinde bir mecrada seyrettiğini görmekteyiz. 

9 Ocak 1999’da, İzmit Devlet Hastanesinde, hasta halde dudaklarından hiç bırakmadığı Kur’an-ı Kerim’i terennüm ederek, Hicri 88 yaşında Hakk’a yürüdü. Kocaeli-Başiskele’ deki Çavuşoğlu aile kabristanlığına defnedildi.

Allah (c.c) makamını; sevenleriyle birlikte Cennet eylesin! Sevdiklerini Şefaatlarına nail kılsın! Ve ruhu şad olsun. El-Fatiha!