Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğundan beri gizli bir el tarafından sürekli operasyonlara maruz kalıyor. Ne zaman kendi öz evlatları ülke yönetimini ele geçirmeye çalışsa gizli bir el operasyon çekiyor. Bu gizli el bazen tank fabrikasını kapattırıyor bazen uçak fabrikasını ortadan kaldırıyor bazen 60 darbesinde başbakan ve bakanlara asıyor bazen 80 darbesinde sağ ve sol adı altında ülkenin kendi evlatlarını birbirine düşürüyor. Bazen 28 Şubat postmoder darbesiyle bir taraftan İmam hatipleri kapattırırken diğer taraftan ülkenin kalkınma hamlesi olan meslek okullarını itibarsızlaştırıp elini ayağını kırıyor.

Hiç olmadığı kadar savunma sanayinde ilerleyen Türkiye, terör örgütlerine meydan okuyor ve büyük darbeler indiriyor. Lakin yine gizli eller ortaya çıkıyor ve ülkeyi futbol maçı ile özü bu ülkeden olmayan lakin farklı yerlerde söz sahibi olanların eliyle ülkeye operasyon çekiliyor. Üstelik bu sefer büyük bir operasyon…

2. Gezi Kalkışması

Gezi olaylarında ağaç kesimi ile yola çıkılmıştı. Sözde doğaseverler ağaç kesimi için başkaldırmış ve meselenin hiç de ağaç kesimine benzemediği ülkeye ciddi bir operasyon çekildiği kısa zaman içerisinde anlaşılmıştır. Şimdi bu futbol maçı ikinci bir gezi kalkışmasıdır. Lakin bu sefer gezi olaylarından çok daha büyük bir operasyon çekilmiştir. Çünkü bu sefer figüran ağaç değil söz konusu bizzat ülkenin kurucu kadrosunda yer alan liderlerinden Mustafa Kemal’dir. Türkiye'de dahi herkes tarafından kabul edilmeyen ve zaman zaman bir tartışma konusu olan Mustafa Kemal, gayri resmi ve kural dışı bir şekilde tamamen alicengiz oyunuyla Arabistan’daki maça alet edilmiş ve istismar edilerek gerek Türkleri Araplara düşman etmek gerekse Türkiye'yi karıştırmak için büyük oyun kurulmuştur.

Resmi prosedürler ortadayken böyle bir operasyon çekilmesi asla masum kabul edilir değildir. Olaylar daha da büyümeden bunun bir operasyon olduğu fark edilmeli ve gerekli hukuki işlemler yürürlüğe konulmalıdır. Nitekim bu ülke sahipsiz değildir, muz cumhuriyeti hiç değildir.

Savcıları Göreve Çağıranlar Tersine Psikoloji İşliyor, Suçunu Gölgeliyor

Futbol maçı algı yönetimi oyunu sonrasında birileri çıkıp savcıları göreve çağırıyor. Savcıları göreve çağıranlar ise geçmişine baktığınız zaman bizzat bu ülkeye zarar veren ve bu ülkenin bir kesimini bir kesimine kırdırmaya çalışanların ta kendisi olduğunu göreceksiniz. Evet, savcılar göreve başlamalıdır; lakin savcıların görevi sadece bu ülkeyi birbirine düşürmeye çalışan, ipi dışarıda olan bu fitnecilere soruşturma başlatmalarıdır.

Anadolu Yiğidi Ali Yerlikaya Sosyal Medyada Kaos Çıkaranlara Operasyon Çekmeli

İçişleri bakanımız Anadolu'nun yiğit evladı Ali Yerlikaya, fitne çıkarıp ülkeyi kaosa sürüklemeye çalışanları sistemli bir şekilde takip etmeli ve emniyeti harekete geçirerek gerek sosyal hayatta gerekse sosyal medyada fitneciler tutuklanarak vatana ihanet ile yargılamalıdır. Sosyal medyada din ve dindara karşı kin ve nefret tohumları saçanları tek tek tespit etmeli ve gerekli cezalara çarptırmalıdır. Bu konuda gerek İçişleri Bakanlığı gerekse Adalet Bakanlığı üzerine düşeni yapmalıdır. Aksi takdirde herkes kendi adaletini sağlamaya çalışırsa, kaosun hüküm sürmesi uzak değildir.

Hilafeti Pis Ağızlarınızla Kirletmeyin

Şimdi tutturmuşlar Filistin bayraklarında lailahe illallah yazıyor diye hilafete dil uzatıyorlar. O hilafet ki Hz. Ebubekir'den Sultan Vahdeddin'e kadar dünyaya hükmetmiştir. O pis ağızlarıyla dilleriyle hilafete söz söyleme cüretini gösterenler hakkında gerekli soruşturmalar yapılmalıdır. Hilafetin olmadığı bir zamanda hilafet üzerinden dindar kesimin değerlerine saldırmak onların haddi olmadığını ve bu değerlerle halkı kin ve nefrete sevk etmeleri sebebiyle soruşturma başlatılmalıdır. Nitekim şu anda hilafet yok ve olmayan bir şeyi varmış gibi göstererek dindar kesimi hedef göstermektedirler. Dindar kesime gösterilecek herhangi bir saldırı sebebiyle bunlar azmettirici olarak yargılanmalıdır.

Dayak Atan Ege Suçsuz Dayak Yiyen Suçlu Öyle mi, Herkes Kendi Adaletini mi Sağlayacak?

Malumdur ki Ege adındaki genç yürüyüşten dönen birine yumruk atmış ve ağzını burnunu kan içinde bırakmıştır. Sebebi malum. Şimdi düşünün ki bir siyasi partinin başkanı yumruk atanı koruyor yumruk yiyeni ise suçluyor. Halkı kin ve nefrete sevk ediyor. Kendisi bu ülkenin evladı olmadığı için, aşağılık kompleksiyle bu ülkenin ırkçılığını yaparak bu ülkeye en büyük zararı veriyor. Bu ve bunun gibileri sebebiyle gençlik damarları kabaran özellikle cahil gençler suçsuz günahsız insanlara saldıracak, yumruklayacak ve aynı zamanda destek görecek öyle mi? Eğer İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı bunların önüne geçmezlerse, önümüz yerel seçimi sabote etmek için daha büyük oyunları kurmaları kaçırılmazdır. Devletimiz bütün organlarıyla teyakkuzda olmalıdır ve hak edene hak ettiği cezayı vermelidir ki bir daha birileri birilerine saldırmaya cüret edemesin. Herkes kendi ideolojisine göre kendi adaletini sağlamaya çalışırsa, ülke kaosa sürüklenir Allah muhafaza.

Gazze Soykırımını Gölgeleyin Diye Emir mi Aldınız? Kime Hizmet Ediyorsunuz?

Malumdur ki bugün İsrail'i zor durumda bırakan iki konu var: bunlardan biri yaptığı katliamların sosyal medyada paylaşılması sonucunda oluşan büyük kamuoyu baskısı. Diğeri ise Hamas'ın elindeki esirler. Sosyal medyada ve meydanlarda halkın Gazze katliamını sıcak tutması, İsrail'in işine gelmiyor. Bu sebeple kendi şakşakçılarını ve siyonistlerini harekete geçirerek gündemi değiştirmeye ve Filistin'de yaptığı katliamı rahat yapmaya çalışıyor. Bu sebeple asla Gazze gündemden düşmemelidir.

Ülkemiz Kurtuluş savaşı'nı verirken bir tarafta Ermenilerin giderken geride bıraktıkları, bir tarafta Yunanlıların kaçarken geride bıraktıkları, diğer tarafta ise ta en baştan Sultan II Bayezid'in İspanya'dan getirip İzmir-İstanbul ve Selanik'e yerleştirdiği Yahudiler ve artıkları derken, ülkemiz bir türlü bunlardan kurtulamamıştır. Bugün ortalığı bulandıranlar ya Ermeni ya Yunan ya Yahudi ya da bunlara hizmet edenlerdir. Hiç kimse bunların oyunlarına gelmemelidir. Bu vatanı korumak için birlik, beraberlik ve kardeşlik, dayanışma içinde olmaya gayret göstermelidir. “Müslümanlar kardeştirler” diyen Rabb’imizin ilahi buyruğuna kulak vermeli ve asla oyuna gelmemelidir. Nitekim bu fitte oyununa gelirsek bu ülkeye büyük zarar vermiş olacağız. Bizim başka Türkiye’miz yok, başka devletimiz yok ve Türkiye bütün ümmetin ve dahi insanlığın umududur. Bu umudu diri tutmak için birlik, beraberlik, kardeşliği canlı tutmak gerekiyor.

Adnan Kalkan
[email protected]
Twitter: @adnankalkan01
YouTube: Adnan Kalkan
instagram: adnankalkan01