Ülkemizde yaşanan son olaylardan sonra şuna inandım ki, bu topraklarda hayatlarını devam ettirdikleri halde bu toprağa düşman kesilen ve bunu marifet sanan birileri var. Bu toprağı ve bu milleti sevmiyorlar, üstelik düşmanlık ediyorlar.

İş sevgiden açılınca, herkes ağzını açtığında bu vatan uğrunda canını vereceğini tereddütsüz söyler. Bu toprağı sevmeyenler ise, yalandan da olsa bunu söylemeye cesaret edemezler. Hatta bazıları, "Şu devletle savaş olursa, o devletin tarafındayım," diyerek pervasız açıklamalar yapmaktadır.

Bu vatanı sevmeyenlere zaten sözümüz yoktur. Onlar değerlendirmenin dışındadır; vatan hainleridir.

Milletimiz için vatan, olmazsa olmaz değerler arasında yer alır. Zira vatan, şehit ve gazilerin kanlarıyla elde ettikleri toprak parçasıdır. O toprak ki, bizim için çok şey ifade eder. O sadece bir toprak değildir; onun manevi yönü daha ağırlıklıdır. Vatan denildiğinde, şehitlerimizin ve gazilerimizin kanlarıyla yoğrulmasının yanında onların inançları, gayeleri, hedefleri, mefkûreleri de akla gelir. Onlar sadece bir kara parçasını elde etmek için savaşmadılar. Onlar, istikbalde gelecek olan nesillerinin bu topraklarda daha hür ve özgür bir şekilde, bağımsız ve inançlarını diledikleri gibi yaşayabilmeleri için mücadele ettiler.

Milletimiz, vatan sevgisinin imandan olduğuna inanır. Bu yüzden vatanını sever ve vatanı için gerekirse canını seve seve feda eder. Vatanın bütünlüğünün devamı için çok farklı şekillerde mücadele verir. Bu mücadele, kalemle yapıldığı gibi siyasi olarak; ulusal ve uluslararası konferanslar, paneller, çalıştaylar ve sempozyumlar tertip edilerek de yapılır. Madem ki vatanı sevmek imanla denk tutulur, öyleyse bu vatanda yaşayan her bireyin en azından kendi işini en iyi şekilde yaparak hem vatanına hem de milletine hizmet etmesi gerekir.

Bu anlamda uluslararası arenada tüm gücüyle ülkesi için diplomatik mücadelelere girer. Dünyada ülkesinin konumunu bir numara yapmak için gece gündüz çırpınır. Her platformda ülkesini ve ülkesinin yararlarını savunur.

Vatan varsa, hürriyet vardır ve dini inançların da yerine getirilmesi genel itibariyle hür olmaya bağlıdır. Belki de bu yüzdendir ki, yukarıda ifade ettiğimiz gibi vatan sevgisi ile iman eşleştirilmiştir. Mesela cuma ve bayram namazlarının edasında hür olma şartı bulunmaktadır.

Vatan, şahsi ikballer ve çıkarlar için satılacak bir meta değildir. Onun değeri, hiçbir dünyevi mal, şöhret ya da makam ile ölçülemeyecek kadar yüksektir. Nasıl ki bayrak, sadece bir bez parçası olmayıp bir milletin özgürlüğünü ve istiklalini temsil eden kutsal bir değerse, vatan coğrafyası da aynen öyledir. Bu millet, vatanı uğrunda çok canını feda etmiş, ediyor ve edecektir de.

Zira vatan candır; vatan, bizi büyüten beşiktir; vatan, kutsal bir sığınaktır; vatan, ana kucağıdır. Hülasa, vatan bizim hayatımızdır. Dolayısıyla vatana yapılan tehditler, bizim canımıza ve hayatımıza yapılmıştır.

Terör örgütüyle beraber yürümeyi alışkanlık hâline getirenlere bunu anlatmak zordur. Kimileri, devletin yaptığı belediyelere kayyım atamalarını ve bazı belediyelere soruşturma açılmasını bahane ederek ortalığı karıştırmak istemektedir. Polise ve güvenlik güçlerine meydan okumaya çalışmaktadırlar. Bunlar bu cüreti nereden alıyorlar? Devletin bunlara demir yumruğunu gösterme zamanı ne zaman?

Devlet, ortada bir yolsuzluk dosyası veya araştırmaya meydan verecek bir durum varsa seyirci mi kalacaktır? Eğer soruşturma dosyalarının ardından para, usulsüzlük veya yolsuzluk ortaya çıkarsa, o zaman ne diyecekler?

Soruşturmalar devam ederken yargıyı, polisi ve işçiyi tehdit etmek nedir? Gazeteciyi tehdit etmek, sanki bunu kendilerine bir görev gibi kabul etmektedirler. Bu eylemleriyle kendi yandaşlarına mesaj vermeye çalışmaktadırlar. Geçmişte bazı basını susturacağız tehditleri hâlâ arşivlerde tazeliğini korumaktadır.

İşin ilginç yanı, bu olaylar İmralı görüşmeleri devam ederken yapılmak istenmektedir. Evet, burada dikkat çeken bir durum vardır. Sözde barış ortamı güvercinleri, bir anda kartal kesilmektedir. Bu duruma son zamanlarda MİT’in yurt içinde ve dışında yaptığı operasyonların etkisi olduğu düşüncesindeyim.

Üstelik, eski kanlı eylemleri gerçekleştiren bazı teröristler de yakalanmaktadır. Sorgulanacaklardır.

İşte devlet, terör karşısındaki tavrını aynen devam ettirmektedir. Kararlılıkla... Yılmadan, usanmadan... Vatandaşımızın beklentisi budur. Terör yandaşları bu durumdan rahatsız olmaktadır. Bu gidişle rahatsız olmaya da devam edeceklerdir.