Haber şöyleHakkari’nin DEM’li Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış‘ın, yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınmasının ardından görevine son verildi. İç İşleri Bakanlığınca de yerine Kayyum atandı.

IRK GERÇEĞİ

Dil ve renk farklılığı olan ırk yaratıcımız olan Allah’ın takdir ettiği bir hayat geçeğidir. (Rum 22)

Yaptığı zulmü üzerinde desteklemedikçe bir kişinin ırkını sevmesi, ırkından olan insanlarla yardımlaşması ve seçimde onları tercih etmesi doğaldır.

İslam, Allah’ın emirleri ve yasaklarına aykırı yaşam süren insanların seçilmesini yasakladığı için kişi ister Türk ve ister Kürt olsun yalnızca ırkından olan kâfirleri ve zalimleri tercih edip seçemez. (Tevbe 71)

İSLAM GİBİ DEMOKRASİLERDE DE SEÇİLME YASAĞI VAR

Görünürde inanç farkı gözetmeyen demokratik düzenlerde de seçimlerde aday olmayı ve seçilmeyi engelleyen suçlar ve o suçlarla ilgili yasalar var. İlgili yetkili birimler suçları veya yargılanmaları sebebiyle aday olamayacakları belirler ve engeller.

Henüz daha iki ay öncesinde aday olması engellenmeyen ve katıldığı seçimleri kazanan kişileri, seçim öncesi suçları olduğu iddiası ile görevden almak zulümdür. Madem ki ruhlu olan  İslam ile bağımız yok, ruhsuz olan demokrasinin erdemleri gibi eksikliklerine de katlanacaksınız.

HAKKARİLİ BİR KÜRT OLSAYDINIZ

Şimdi siz Hakkarili bir Kürt seçmen olduğunuzu,  doğal bir eğilimle ırkınızdan olduğu için seçtiğiniz insanın görevden alındığını düşünün. Kayyum atanmasına onay verebilir misiniz?

İdhal ve ruhsuz olduğu için tam  bir asırdır ülkemize hakim olan Kemalizm ve Laisizm Ülkemizin içine etti; İslam’ı, tarihimizi, ciddi Müslümanları  ve Kürtleri dışladı. Hâlâ bu yanlışın problemlerini/sıkıntılarını yaşıyoruz.

DEVLETİN AKLI VAR MI?

Türkler ve Kürtlerden on binlerce insanın canına ve trilyonlarca lira maddi zarara sebep olan PKK ile bağlantıları devletimiz tarafında yıllardır açıklanmasına rağmen şimdilerde DEM nasıl oluyor da milyonlarca oy alabiliyor? Düşünmek ve bunun sebepleri üzerinde akıl yürütmek gerekmez mi?

Kayyum atamasını, tam bir akıl tutulmasına uğradığına inandığımız Devletimizin yangına körükle gitmesi olarak görüyoruz.

Yoksa bu da Devletin akıl yürütülemez bir oyunu mudur?

Zulüm zulümdür, kim tarafından kime yapılırsa yapılsın. Fitne (zulüm/ baskı/ engelleme olarak) öldürmekten de beterdir. (Bakara 217)

ALİ RIZA DEMİRCAN