Yazılı basını özellikle de köşe yazarlarını takip eden insanlar yazarlarda her şeyden önce omurgaya dikkat etmeliler.

Eden vardır mutlaka ama okunma sayısına baktığımız zaman çok fazla da dikkat eden yok gibi.

Polemik yapan, yalan ve iftirayı çok fazla dinlendiren yazarlar sürekli gündemde kalmayı başarıyor. Bu sadece onların suçu değil tabii ki. Yazdığına müşteri buluyorsa o minval üzere devam eder yazar.

Bir de köşeyi dönünce kıblesini değiştiren tipler var.

Köşeyi dönmek sadece parayı bulmak anlamında değil.

Oturduğu mahallenin muhtarının ilgi ve övgüsüne mazhar olamayınca kaleminin kıblesini değiştirenler var.

Mevcut iktidar iş başına geldiğinde etrafında yığınlarca köşe yazarları vardı.

İktidar elbetteki hata yapardı ama bu yazarları okuduğunuzda iktidara asla toz kondurmazlar yanlışını bile süsleyip size doğru diye anlatırlar karşı çıkana da söz söyletmezlerdi.

Siyasiler kendilerinin hata yaptığını söyleyip, özür dilerken bu yazarlar özür dileyene de destek olurlardı.

Aynı yazarlar gemiyi terk etti bir süre sonra herhangi sebeplerle...

Gemiyi terk eden muhalif olmaya başladı.

Öyle bir muhaliflik ki; ısınmaya, antrenman yapmaya falan gerek duymadan kaleminin kıblesini hemen ters yönde değiştirdi.

Nasıl başardı, ne yedi ne içti, nasıl bir manevra kabiliyeti vardır bilinmez ama yaptılar bunu.

Toz kondurmadığı siyasilerin hepsine düşman oluverdiler.

Özellikle muhafazakar kesimde oldu bu. Karşıt olanlara hergün bayram zaten.

Kul hakkıymış, adil olmakmış, omurgalı olmakmış, dûstur sahibi olmakmış hak getire...

İktidarı eleştirmek de, iktidara destek vermek de herkesin kendi baktığı penceresine göre kendisine biçtiği roldür.

Kimseye eleştirme de denmez destek ver de denmez.

Ama, fakat, lâkin...

Sormazlar mı adama...

Bu işin bir de ahireti var, dün beyaz dediğine bugün siyah derken düştüğün acınası durumdan utanmaz mısın?

Senin hiç mi davan yok, dava şuurun yok?

Çocukların yarın senin yazdığın yazıları baştan sona derleyip toparlasa senin ne kadar ''her yöne yanlı'' olduğundan utanmayacak mı?

Mayınlı arazide yürüyen yöneticiler mutlaka her duruma göre yeni politikalar üretip devlet aklıyla hareket edip rotayı değiştirmedikten sonra farklı karalar alabilirler.

Sen yazarsın, senin bir duruşun olmalı, bakış açın olmalı...

Gerektiğinde yol göstermeli, gerektiğinde yoldan çekilmelisin!

Dibine kim su döküyorsa onun istediği çiçeği açamazsın!

Hangi toprakta yetiştin de böyle rotasız, böyle istikrarsız olabiliyorsun?

Köşe yazarlarında şunu net olarak gördük artık:

İktidarın iyi yönlerini görecek konumda ise sadece destek yazıları, kötü yönlerini görecek konumda ise sadece eleştiri yazıları yazabiliyorlar... Konum değişince tam tersi oluyor. Aynı yazar dün olumlu baktığı konuya bugün olumsuz, bugün olumsuz baktığı konuya dün olumlu bakabiliyordu...

E o zaman sana ne gerek var ki? Seni besleyen beyinsiz patron bir robot geliştirse daha çok kârlı çıkar, yemesi yok, içmesi yok, kuyruk sallama, salya akıtma derdi yok.

Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi demiş Orhan Veli...

Zordur senin işin, kolay mı akşama kadar kuyruk sallamak..?