Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile Hasbihal Yazı Serisi: 7

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin "%50 KPSS, %50 Mülakat ile öğretmen ataması yapılacak" açıklaması yaptığından beri farklı kesimlerden farklı sesler yükseldi, yükselmeye devam ediyor. Doğru bildiğimi bakan bey ile hasbihalimde aktarmaya devam edeyim. Geçmişte yaşadığım bir hatıra ile konuya gireyim:


Vip Özel Öğretim Kursunda (Etüt merkezi) müdürlük yaptığım bir tarihte bir baba 11. sınıfa giden oğlu için benimle görüşmeye geldi. Diğer kurumlardan farklı olarak akademik dersin yanında yoğun bir eğitime de tabi tutuyordum. Veli seminerleri, öğretmenlere etkili öğrenme ve öğretme seminerleri, öğrencilere etkili öğrenme ve değerler üzerinden kimlik ve kişilik kazandırma eğitim seminerleri de yapıyordum. Ayrıca rehberlik birimi üzerinden çocukların problemlerini tespit edip buna yönelik bazen birebir bazen grup görüşmeleri bazen bu problemlere yönelik seminerler yapıyordum. Neticede ciddi sonuçlar alıyorduk. Bu bilgileri anlattım, dinledi, kabul etti. Lakin genel kurumlara göre orta halli olmasına rağmen ödeyeceği yıllık fiyatı yüksek buldu. Bu fiyata çocuğunu kaydetmeyeceğini söyledi ve gitti. Derken bir saat geçmeden geri geldi. Biraz kızgın, biraz mecbur bir beden dili ile "diğer özel öğretim kursu fiyatı daha uygun, ben neden sana geri geldim?" diye çıkıştı. "Cevabı sizdedir, bende değil" dedim. "Eğitim sistemini beğendim" dedi ve ekledi; "hoca bak, benim çocuk söz dinlemez, ne yaptıysam ders çalışmaz, notları düşük, bir hedefi yok, gelecek umurunda değil..." Anlattıkça anlattı. Ne iş yaptığını sordum ama sorarken "inşallah öğretmen değildir" dedim. "Öğretmenim" cevabını aldığımda sarsıldım. Çocuğuna faydalı olamamış belki öğrencilerine faydalı olmak istiyor düşüncemle"sizde durum nedir hocam? diye sordum, sormaz olaydım ikinci şoku yedim. "Valla hocam bu öğrencilerden adam olmaz, bu sebeple ben derse geç giriyorum, oğlum sen kalk anlat, kızım sen kalk anlat diyorum. Son beş on dakika zaten serbest bırakıyorum. Zil çaldığı gibi hemen sınıftan çıkıyorum" dedi. 


Şimdi...
Kendi çocuğuna faydalı olmayan, kendisini ifade edemeyen, giyimi, konuşması, sabrı, tahammülü olmayandan öğretmen mi olur? Başka meslek için belki biçilmiş kaftandır. Lakin öğretmen olmaz. 
Gelin duygusallığı bırakalım. Yusuf Tekin bakanın mülakatlı öğretmen alımı sistemine destek verelim. Gerçekçi olalım; bu mevcut sistem ve müfredat ile arzu ettiğimiz nesli yetiştiremedik. Hatta daha kötüye gitti durum. Amaçsız, hedefsiz, gayesiz bir nesil yetiştirdik. Dahası inaç, ahlak ve namus kavramını yitiren bir nesil yetiştirdik. Öğretmen gün içinde çocukla anne babadan bile daha fazla çocuk ile görüşüyor, zaman geçiriyor. Öğretmen yırtık elbiseli, açıkta sigara içen, köy kahvesinde konuşur gibi dili kullanan, öğrenciye bildiği konuyu aktaramayan, kendini ifade edemeyen, kalıcı psikososyal hastalığı olan bir durumda ise öğrencisine ne faydası olur? Nasıl nesil yetiştirir? Mesele sadece akademik dersi öğretmek değildir. Mesele ahlaklı, inançlı ve gayretli bir nesil yetiştirmektir. Allah'ı (CC), Peygameberi (ASM), Kur'an'ı Kerim'i bilen, anne babaya, vatana-millete layık insan yetiştirmektir. 
Bakan Tekin herşeyin şeffaf olacağını söylüyor. "Mülakata giren de mülakat yapan da muhatabı tanımayacak, notlar hemen dijital ortamda verilecek" diyor. Bu önemlidir. 
Bakın sadece ezberi iyi olduğu için öğretmen olan nicesi vardır. Mülakat liyakate dayalı olarak yapılsa ve adaletli olsa inanın Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ edecek kadrolar göreve gelir. Ben Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'i liyakate dayalı adil mülakat olmak şartıyla destekliyorum.
Daha ötesine mülakatı taşıyarak öğretmen olmak isteyen öğrencilere YKS'den hemen sonra, tercihten hemen önce mülakat yapılması gerektiğine inanıyorum. Böylece öğretmenlik vasfı olmayan öğrenciler boş yere 4 yıl okumayacak, kendi fıtratına daha uygun mesleği okuma fırsatı yakalayacaktır.


Son olarak öğretmenlere bir mesajım var. Sevgili öğretmenlerim! Sınavlardan korkmayın. İçerik doğru olmak şartıyla yapılacak sınavdan geçemezseniz zaten kul hakkı yiyiyorsunuz demektir, mesleği bırakın. Başka iş yapın. Yok içerik doğru ve adil ise ve siz alanınızda yetkin iseniz neden sınavlardan korkasınız? Sizler geleceği inşa edecek nesli yetiştiren en kıymetli mesleği icra ediyorsunuz. Hassas olunuz. Bu anlamda adil bir mülakata karşı durmaya gerek yok. Yeniçeri ocağı gibi istemezük demenize gerek yok.


Ve Sayın Tekin!
Mülakat konusunda dik durun. Adil olmak şartıyla Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ mefkûremize hizmet yolunda gayret edecek öğretmenleri ancak mülakat ile seçebiliriz. Adaleti sağlayın, torpil dönmesin, biz de destekçiniziz. 
Nitekim torpil söz konusu olursa evvela yine biz karşınıza dikiliriz. Sizi kılıcımızla düzeltiriz diyen Abdullah İbn Mesud oluruz. 
Son olarak; bir gün Hatay'a öğretmenlere konferans yapmaya davet etmişlerdi. Öğretmenlere yaptığımız konferans bitince "Arkadaşlar! Çocuğunuz için nasıl bir öğretmen arıyorsanız siz de öyle öğretmen olmaya gayret edin, bu nesli sağlıklı yetiştiririz" demiştim. Okul müdürü Sabri hoca "Allah sizin çocuklarınıza sizin gibi öğretmen nasip eylesin" demişti. Öğretmenler birbirine bakmaya başladı. 
Rabbim Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ mefkûremize hizmet ettirsin.

Adnan Kalkan
[email protected]
Twitter: @adnankalkan01
YouTube: Adnan Kalkan