Bismillahirrahmanirrahim -- Devlet malı en büyük kul hakkıdır! Yiyeni de yedireni de yakar! Ama bunlar bahane edilerek ülke birliği ve huzuru bozulamaz! Çünkü, İslam Hukukunda suçun şahsiliği esastır. Suçu ispat olununcaya kadar kişi suçsuzdur! Allah’ın (cc) dini İslam ilkelerine uyup, Sevgili Peygamberimizin (s.a.v) izinden gidenler ve güzel ahlakını örnek alanlar, değil iddiaları; gerçek olan büyük günahları bile yayamazlar ve yayınlayamazlar. Allah (c.c) insanların suçlarını araştırma ve ceza verme yetkisini fertlere ve cemaatlere vermemiştir. Tecessüs haramdır. Bu yetki sadece Devlet’e aittir. Onun için ceza hükümleri ile ilgili ayeti kerimeler Mekke döneminde değil, devlet nizamının oluşturulduğu Medine-i Münevvere’de inmiştir. Sevgili Peygamberimize dahi hırsızlık iftirası atan Yahudilerin günümüz torunlarının oyunlarına gelmeyelim. Kendi Peygamberlerine dahi zina, içki ve hırsızlık iftirası atıp, bunlarda muvaffak olamayıp halkın gözünden düşüremeyince katlini caiz görerek öldüren İsrailoğullarının tuzağına düşmeyelim. Onlara alet olmayalım! Bu, Bermuda Şeytan Üçgeni operasyonuyla; iktidarımızın, büyüyen ekonomimizin, Cemaatlerimizin, Tarikatlarımızın ve Vakıflarımızın, aldatılacak seçmenler eliyle sandıkta vurulması ve yok edilmesi hedeflenmiştir! Hiç kuşkusuz 28 Şubat cuntasının hedefiyle, bu operasyonun hedefleri aynıdır. Bugün görülmektedir ki birinci operasyon, asıl hedefleri olan ikinci operasyon için bir hazırlık ve zemin oluşturmak için kurulan bir tuzakmış. Eğer fırsat bulup hayata geçirebilselerdi ikinci operasyonla başta Ataşehir’deki Mimar Sinan Camii ve Çamlıca’da yapılacak Camii olmak üzere bu ülkede ne kadar büyük ve idealist hizmetler yapan, Okulları, Yurtları inşa eden iş adamı ve hizmet ehli insan varsa hedef alacaklardı. Marmaray, Üçüncü Boğaz Köprüsü, yeni dev havaalanı ve hızlı treni yapmakta olan iş adamları hedef alınarak ülkemizin hızı kesilecekti! Böylece iddianame tam bir ihanetnameye dönüştürülmüş olacak, şer güçlere tam bir hizmetname görevi olacaktı! Ne gariptir ki, şimdi suçladıkları İktidarın imkanlarıyla güçlenen bir grup ve hizmetlerini destekleyen iş adamları ve siyasiler ise iddianameden vareste tutulmuştur. Yargılanmaktan kurtarılmışlar ve operasyonun dışında tutulmuşlar!!! Vay adalet vay! Uyanalım! Savaş, Yeniden Büyük Türkiye’ye karşı yapılıyor. Kardeşliğimize, kazanılan İnsan Hak ve Hürriyetlerimize, güçlenen ekonomimize darbe yapılmak isteniyor! Büyük bir hayretle, nutkumuz tutularak yaşanan gelişmeleri izliyor ve hızına yetişemiyoruz.

Operasyonlar, açıklamalar, iddialar birbirini kovalıyor. Şer güçlere karşı omuz omuza, aynı safta mücadele eden kardeşlerimiz nasıl bir projenin içinde olduğunu göremiyorlar mı? Başımızda ki örtümüzün, kasamızdaki paramızın, cebimizdeki takke ve tespihimizin, aklımızdaki fikirlerimizin, yüreğimizdeki imanımızın yegane düşmanlarına karşı namus saydığımız değerlerimizi bir ve beraber savunduğumuz kardeşlerimize ne oldu? Toplum olarak bu sinsi derin oyunlara birlikte karşı gelemezsek birlikte ağlayacağız! Afganistan, Mısır, komşularımız Suriye ve Irak’tan da ders almıyor muyuz! Bu derin kampanya sebebiyle faizlerin, dolar ve euro’nun artması sebebiyle devletimizin iki haftalık zararı 140 milyardır. Bu hırsızlığın hesabını kim verecek!? Hırsızlık yaygaralarıyla bugünkü Milletin İktidarını yıkıp, yüz yıldır imanımızı ve imkanlarımızı mahveden CHP ve yavrularına iktidar yolunu açmak büyük bir gaflet ve büyük bir ihanet değil midir? Alet olanlara vay! Ve Veyl! “Veyl (Yazıklar olsun) her dedikoducuya ve iftiracıya! İftira, dedikodu ve gıybet yaparak insanları çekiştiren kaş-göz işaretiyle onları aşağılayıp alaya alanların vay haline! (Hümeze Suresi Ayet.1)” ilahî mesajındaki ihtardan ders alıp fitnelere alet olmayalım! İsrail ve işbirlikçileri masonların yanında yer alarak ülkemizi ve ahiretimizi Veyl ismiyle anılan cehenneme çevirmeyelim. Gücümüz ve birliğimizi bozucu bu kirli oyunlar ancak; basiret, feraset, hikmet ve sabırla bozulur. Kin, haset, hiddet, şiddet ve öfkeyle değil! Unutmayalım ki; en büyük okul ve en büyük dershane Türkiye’dir. Haklı da olsak İktidarımızı yok etmek isteyen Siyonist-Haçlı ittifakının beraber yürüttüğü bu çirkin oyunlara alet olmamalıyız. Bu ihanet şebekelerinin taşeronluğunu yapmamalıyız. Hep beraber ülkemizin başbakanına sahip çıkmalıyız. Mahmut Efendi hazretlerinin “Tayyip Erdoğan kardeşimizin yeterince düşmanı var. Müslümanlara sıra gelmez” sözünden ders alıp Şimon Peres’lere “One Munite”ın intikamını aldırtmayalım! İslam ve insan düşmanlarının safında yer almayalım. Haydi gelin canlar, cananlar yeniden iktidarımızın yanında bir ve beraber olalım! Bu şer oyunları kardeşçe birlikte bozalım! Selam ve dua ile!