İslam dini “ikra-oku” ayeti ile geldiğinde, o güne kadar “Muhammed-ül Emin-Güvenilir” olarak bilinen Efendimiz’e (ASM) karşı çok çetin bir mücadele başladı. Öyle ki, Müslümanlara çok ciddi zulümler yapılıyordu. Dövülerek “ne de olsa öldü” diye ortada bırakılan Hz. Ebubekir (ra.), Üzerine kızgın güneşte “taş” konan Bilal Habeşi (ra.), Şehid edilen Yasir ve ailesi (r.a.)…

Ekonomik ambargo uygulandığı yıllarda “acım ya Resulallah” deyip karnını açtığında taş düşen sahabeye bakıp kendi karnından sarığı çıkarınca iki taş düşen Efendimiz’in (asm) hüznü… Ve dert ortağı Hz. Hatice validemizin vefatı… Daha nice imtihanlar, ağır imtihanlar…

Yâ Rabb! Yok, mu bu karanlık gecenin sabahı?

Ve bir gece hüzün ile yanı üzre kabenin yanında uzanmışken Cebrail (A.S) Geldi.

"Kalk Ya Resulallah!"

İşte o yolculuk, karanlık sabahların aydınlığına yapılan Miraç yani Sevgili ile vuslat yolculuğu idi…

Karanlıklar şafağa dönüyordu.

Nitekim kısa zaman içinde "Emr-i bil maruf nehy-i anil münker" vazifesi bütün bedellere rağmen devam ettiğinden Allah'ın yardımı gelmiş ve Asr-ı Saadet bütün yönleri ile coğrafyada yaşamaya başlamıştı. "Tebliğ ve İrşad... Tövbe ve İstiğfar, Emr-i bil maruf nehy-i anil münker…" işte karanlıkları aydınlığa çıkaran anahtarlar bunlardı.

Şimdi;

Ramazan Ayına bütün ülkemizi derinden etkileyen, kiminin muhasebe ile imanını kuvvetlendirdiği, kiminin ise fırsatçılık ile zahiren cebini doldurduğu deprem afeti ile daha bunun etkisi ve teessürü devam ederken tarihte pek görülmeyen büyük bir sel felaketi ile girdik.

Ayetlerde malumdur ki, insan belayı celbedecek sapkınlıklarını artırınca Allah belalar, musibetler gönderir. İnsan tövbe ve istiğfar ile kusurunu itiraf ederse affa mazhar olur.

"Nefsini ittiham eden, kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder. İstiğfar eden, istiaze eder. İstiaze eden, şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Ve kusurunu görse o kusur, kusurluktan çıkar; itiraf etse affa müstahak olur (Lemalar[Y] - 103).

Ramazan ayı bunca musibet ve afetlerden kurtulmak için önemli bir fırsattır. Hz. Yunus (A.S.) gibi biz de Rabbimize iltica edip "Ya Rab! Ben nefsime zulmettim, şüphesiz senden başka mabud yoktur, sen merhametlilerin en merhametlisisin" diye münacatta bulunalım. Malum "Denize atılmış, büyük bir balık onu yutmuş. Deniz fırtınalı ve gece dağdağalı ve karanlık ve her taraftan ümid kesik bir vaziyette لآ إِلَهَ إِلاَّ أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ

münacatı, ona sür'aten vasıta-i necat olmuştur (Lemalar - 5).

Şimdi Ramazan ayı geldi. Fırsat ayıdır. Bu ay sadece ümmet değil bütün insanlığın kurtuluşu için dua edelim. Gayret edelim. Peki, neler yapılabilir?

Ramazan’a nasıl hazırlanalım ?

*Muhasebe

Geçmiş hayatımız ve hali hazırdaki durumumuzu muhasebe edelim. Eksiklerimizi tamamlamaya çalışalım.

*Samimi Tövbe

Elbette her insan günah işleme potansiyelindedir. Allah tövbeleri çokça kabul edendir. Tevvab olan Allah'ımıza tövbe istiğfar edelim.

*Helalleşme

Haklarımızı helal edelim ve helallik isteyelim. Her an sona erebilen şu fani hayatımızda kul hakkı ile gitmemeye gayret edelim.

Şuurlu Niyet

Niyet samimiyetin göstergesidir. Öyle ki Efendimiz (ASM) "Mü'minin  niyeti amelinden hayırlıdır" der (Taberani). Şuurlu halis niyete bürünmemiz gerekir. Ameller niyetlere göre değer ve anlam kazanır. Niyetimizi safileştirmeliyiz.

Anlamlı Amaç/Gaye

Hayatın anlamı, amacı ve gayesi huzurdur. Huzur ise kalbi ferahlık ile olur. Kalbi ferahlık için anlamlı ve faydalı hedefler, gayeler belirlememiz gerekir. Hedeflerimiz sırf dünya için olmamalıdır. Veya sadece şahsi menfaatlerimiz için olmamalıdır. "Bir adamın kıymeti, himmeti nisbetindedir. Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek başıyla küçük bir millettir"(Tarihçe-i Hayat - 99). Hedeflerimiz, gayelerimiz bütün ümmet için olmalıdır.

*Hane Birliği

Aile yapımız seküler eğitim ve feminist hareketlerden dolayı büyük tehlike altındadır. Kadının (fıtratına uygun olmayan) işlerde çalışması ve erkeğin sosyal platformlarda sürekli takılması ailede yetişen çocuğun da başıboş yetişmesine sebep olmaktadır.

Bu Ramazan'da ailemiz ile birlik ve dayanışmamızı artırmaya çalışalım. Aile yapımız ne kadar sağlam olursa toplum o kadar sağlam olacaktır. Aile toplumun temel taşıdır.

*Hatim, Namaz ve Oruç, Sadaka

Ramazan günahlardan arınmak ve amel defterimizi az bir ibadetle kat kat fazla sevap kazanacağımız aydır. Fırsat ayıdır. Mağfiret ayıdır. Bu ay zaaf varsa namazlarımızı hayatımızın bir parçası ve hatta olmazsa olmazı haline getirmeye çalışalım. Diğer ibadetlerin mazereti olabilir ama namazın mazereti yoktur. Aklı başında kulun mutlak sorumlu olduğu külli bir ibadettir. Yine bu ay Kur'an okuyalım. Sadece zekât ve fitre ile yetinmeyelim. Elimizden gelirse sadaka verelim. İhtiyaç sahibi kardeşlerimizle iman bağımızı güçlendirelim. Çocuklarımızı yaşına göre oruca ve namaza teşvik edelim. Nitekim çocukluğu ibadet ile geçmeyen çocuk gençliğinde de ibadete yanaşmaz.

*Denge

İletişim ve ibadetimizde dengeyi koruyalım. Bir taraftan ibadet olarak oruç, namaz, Kur'an okurken diğer taraftan öfkemize hâkim olalım. Hele ki "Zaten oruç tuttum, sinirlerim gergin" gibi çıkışlarda asla bulunmayalım. Nitekim bu çıkışlar ibadeti öfke ile ilişkilendirir ve muhatabı ibadetten uzaklaştırır. İletişim ve ilişkilerimizde denge şarttır.

*Sabır

Ramazan ayında kimlik ve kişiliğimizi fıtrat üzere güçlendirelim.

Yaşadığımız şu dağdağalı zamanda sabır kuvvetine çok ciddi ihtiyacımız var. Hayatımızı her yönden saran olumsuzluklar ve fıtrattan kopan nice insanlar sabrımızı her yönden zorlamaktadır. Böyle bir zamanda en çok ihtiyaç duyulan ise sabırdır.

-Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Doğrusu namaz çok ağır ve çetin bir iştir. Ancak o, Allah’a duyduğu derin saygıdan kalbi ürperenlere ağır gelmez (Bakara, 45).

-Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım isteyin! Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir (Bakara, 153).

-Sizi mutlaka biraz korku ve açlık ile; biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden noksanlaştırmak sûretiyle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! (Bakara, 155).

Ramazan oruç, şükür, infak, arınma, tövbe, istiğfar, yenilenme, muhasebe ayıdır. Terbiye, ibadet, dua, yardımlaşma, dayanışma, takva, Kur’an ayıdır.

Rabbim!

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur.

Rabbim sen bizlere merhamet eyle. Bizi ve müminleri cehennem azabından koru. Bizden razı ol.

Yâ Rab! Kusurumuzu afvet, bizi kendine kul kabul et, emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl. Âmîn (Sözler - 29).
Adnan Kalkan
[email protected]