Dünya medyası uzun yıllar sonra yine Taliban’ı manşetlerinden düşürmüyor. ABD’nin Mayıs ayında Afganistan’dan hızlı çekilme kararı sonrası Taliban’ın Afgan toprakları içinde hızlı ilerleyişi sürüyor. Taliban yetkilileri ülkenin yüzde 85’ine hâkim olduklarını iddia ediyor. Başkent Kabil, Kandahar gibi birkaç il merkezi hariç bütün ilçeler ve kırsal alanlar Taliban’ın eline geçmiş durumda. Taliban il merkezlerini elinde bulunduran hükümetin buraları barış içinde kendilerine teslim etmesini bekliyor. Çünkü muhtemel bir direniş iç savaşı tetikleyebilir.

ABD’nin 2001’de Afganistan’ı işgalinin üzerinden 20 yıl geçti. Bu süre zarfında ülkede ne güvenlik sağlanabildi ne de güçlü bir Afgan hükümeti ve ordusu oluşturulabildi. ABD öncülüğündeki NATO ittifakı üyesi olan veya olmayan 36 ülkeden oluşan koalisyon 20 yılda ülkede güvenliği sağlamakta başarısız oldu. Taliban bugün Afganistan’ın son 150 yılda İngiltere ve Rusya’dan sonra ABD’yi de mağlup ettiğini ifade ediyor.

Türkiye de uzun yıllardır Afganistan’da. Son günlerde medyamızda Taliban’ın Türkiye’ye yönelik uyarıları sık sık gündem olmaya başladı. Biz de bunu ve yine Taliban ile ilgili bazı soruları Taliban’ın sözcüsü Zabihullah Mücahit’e sorduk.

Taliban sözcüsü Zabihullah’a ilk sorumuz neden Türkiye’ye yönelik böyle uyarılarda bulunduğu yönünde idi. Zabihullah’ın sorumuza cevabı şuydu: “Ne Afganistan İslam Emirliği ne de Afgan halkının Türkiye’ye veya Türkiye halkına bir karşıtlığı vardır. Türk halkı ile din, mezhep, tarih ve kültür birliğimiz vardır. İki halk da birbirini çok sever. Biz 20 yıl önce NATO şemsiyesi altında Afganistan’a gelen Türkiye’nin de çekilmesini istiyoruz. Türkiye’ye de ihtiyacımız olduğunda direkt Türkiye ve Türk halkı ile konuşacağız. Türkiye’yi Türkiye olarak istiyoruz. NATO’nun bir parçası olarak Türkiye’yi istemiyoruz. ABD ile yaptığımız ve Türkiye’nin de kabul ettiği, Doha Anlaşması uyarınca NATO üyesi olan veya olmayan bütün yabancı güçlerin Afganistan’dan çekilmesi gerekiyor” dedi.

“Türkiye ile bir anlaşma yapamaz mısınız?” diye sorduğumda bu soruya cevabı şu oldu: “Geçen aylarda Türk yetkililerle temas halindeydik ve onayımız olmadan tek taraflı bir karar almayacaklarına dair bize güvence verdiler ve bu konuda birçok toplantı yaptık. Ancak daha sonra Kabil’deki Hamid Karzai Havalimanı’nın güvenliğini sağlamak yönünde karar aldılar. Aldıkları bu karar, bizimle görüşülmeden tek taraflı alınmış bir karardır. ABD ve bütün batılı güçler Afganistan’ı terk ederken Türkiye’nin ABD ile yaptığı bir anlaşma çerçevesinde burada bulunmasını kabul etmiyor ve Türkiye’nin bu kararından vazgeçmesi çağrısında bulunuyoruz. Çünkü Türkiye’nin bu kararı ne Türkiye’ye ne de Afganistan’a fayda sağlar, aksine sadece iki Müslüman ülke arasında sorun ve sorunlar oluşturur. Daha sonraki süreçte hem Afganistan’ın hem de Türkiye’nin çıkarları çerçevesinde iki ülke olarak her türlü görüşmelere açık olduğumuzu Türk yetkililere açıklamıştık.”

Birçok ülkeyi ziyaret ettiklerini ama neden Türkiye’yi ziyaret etmediklerini sorduğumda Taliban sözcüsü Zabihullah şunu söyledi: “Türk yetkililer ile geçen aylarda görüşüyorduk. Ortak görüşmeler yapma yönünde anlaşmaya da vardık. Ancak Türk tarafı bunu tek taraflı olarak durdurdu. Ayrıca Türk tarafı bize halen Suriyeli muhalif gruplara davrandığı gibi davranıyor. Batı’dan ve görüştüğümüz komşu ülkelerden birçoğu bize devlet protokolü uyguluyor. Maalesef Türkiye’nin bu muamelesinden de rahatsız olduğumuzu belirtelim. En azından Libya’daki Trablus hükümeti ile olan ilişkileri gibi bir ilişki geliştirebiliriz.” Bu arada, Zabihullah sözlerine şunları da ekledi: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek istiyoruz. Erdoğan hem bizim için hem de İslam dünyası için çok önemli bir devlet lideridir. Afganistan’ın gerçeklerini kendisiyle de paylaşmak istiyoruz.”

Rusya ve İran gibi birçok ülkeye heyetler göndermesinin sebebini sorduğumda: “Afganistan İslam Emirliği, komşu ülkelerle ülkenin güvenliği ve geleceği için görüşmeler yapmaktadır. Rusya, İran, Çin, Pakistan, Türkmenistan ve Özbekistan ile Afganistan’ın geleceği konusunda görüşmeler yapıyoruz. Bu ülkelerin Kabil’deki Kuzey İttifak güçlerine destek verip büyük bir iç savaşın kapılarının aralanmasının bölgeyi sürükleyeceği tehlikeleri konuşuyoruz. Görüşmeler, biz bu ülkelerin içişlerine nasıl karışmıyorsak, o ülkelerin de bizim içişlerimize karışmamaları konusunda yürütülüyor.” diye konuştu.

Kabil’deki hâlihazırda mevcut olan hükûmet ile görüşmeler yapıp yapmayacaklarını sorduğumda ise Zabihullah şunları söyledi: “Kabil’deki yönetim işgalciler ile geldiği gibi işgalciler ile gidecektir. İktidarı kimse ile paylaşmak istemiyoruz. Kabil yönetimi tamamen yolsuzluğa bulaşmış bir yönetimdir. ABD’nin ve batılı devletlerin verdiği milyar dolarlar ülkeye ve halka harcanmadan yok edildi. Bu kirli yöneticiler, yönettikleri ülkelerine bile güvenmedikleri için paralarını batı bankalarında tutuyor. Dubai, Londra ve Las Vegas’ta eğlenmek için milyonlarca dolar harcıyorlar.”

Son olarak sosyal medyada dolaşan ve Taliban’ın genç kızlara el koyduğu yönündeki bir belgeyi gösterip bunun aslı astarı var mı? diye sorduğumda, Zabihullah, “Resmi açıklamalarımız dışında hiçbir açıklama bizi bağlamaz. Bu belgenin sahte olduğu, içeriğinden belli oluyor. Maalesef, bizleri karalamak için bu tür yöntemlere sıkça başvuruluyor. Biz bu tarz beyanları tamamen reddediyoruz” diye konuştu.

Taliban yetkililer ile birçok konuda konuştuk. İleriki günlerde bunları yeri geldikçe yazılarımda paylaşmaya çalışacağım. Afganistan gerçeğini bilmeden o bölge üzerine konuşmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Afganistan hem ülkemiz hem de dünya için tarih boyunca hep önemli oldu ve önemli olmaya devam edecektir. Hint alt kıtasının ünlü Müslüman şairlerinden Muhammed İkbal, Afganistan’ın önemini veciz bir cümlesiyle şöyle ifade ediyor: “Afganistan Asya’nın kalbidir. Afganistan iyi ise bütün Asya iyidir. Afganistan hasta ise bütün Asya hastadır.”