Siyasi bir keşmekeş ile adını şu günlerde medyada sık sık duyduğumuz Tunus, Akdeniz’in güzel, sakin ve güvenli ülkelerinden biri. Tunus, 1574-1881 yılları arasında Osmanlı Devleti’nin bir eyaletiydi.

Siyasi bir keşmekeş ile adını şu günlerde medyada sık sık duyduğumuz Tunus, Akdeniz’in güzel, sakin ve güvenli ülkelerinden biri. Tunus, 1574-1881 yılları arasında Osmanlı Devleti’nin bir eyaletiydi. Entelektüel ve siyasi münazaraların en çok yapıldığı eyaletlerden olan Tunus, “Ahdü’l Eman” ve “Kanûnu’d-Devle” ile İslam-Osmanlı coğrafyasının ilk modern anayasasını hazırlayan ülke olmuştur. 1881 yılında Fransa tarafından işgal edildi. 1956 yılına kadar da bağımsızlık mücadelesi verdi. 

Tunus’un ilk bağımsızlık mücadelesini veren Ali ve Muhammed Başhamba kardeşler, Şeyh Salih Şerif, Şeyh İsmail Safaihi, Şeyh Muhammed Hıdır ve Muhammed Ali Hammi gibi isimlerin yolu hep İstanbul’dan geçti. Osmanlı, bağımsızlık mücadelesi veren bu insanları yalnız bırakmadı ve destekledi. Ali Başhamba ve Şeyh İsmail Safaihi İstanbul’da hayata gözlerini yumdu. Modern Tunus’un kurucu lideri Habib bin Ali Burgiba hem Teşkilat-ı Mahsusa üyesi idi hem de Cumhuriyet Türkiyesi’nden büyük destek gördü. 

Tunus’un bağımsızlık mücadelesini şiirleri ile besleyen Ebu’l Kasım eş-Şabbi, 25 yaşında hayata gözlerini yumsa da kısa hayat hikayesi içerisinde ortaya koyduğu eserler ile Tunusluların mühayyilesinde ebedi tesirler bıraktı. 1909 yılında doğan eş-Şabbi, 1934 yılında hayata gözlerini yumdu. Bütün şiirlerinin toplandığı “Eğani’l Hayat” adlı divanın her satırı Tunusluların sadrına ilmek ilmek etkiler bıraktı. Şabbi’nin hayatında umutsuzluk ve hüzün hakimdi. Küçük yaşta kaybettiği sevgilisi ve babasından dolayı hüzne gark oldu. Sevgilisini kaybettiğinde kaleme aldığı “Ma’temu’l Hubb / Aşk Matemi” ve “Cedvelu’l Hubb / Aşk Deresi” şiirlerine şu mısralar ile başlar:

“Ah bilsem keşke

Hangi kuş

Duyar hüzünleri, kalplerin derinlerinde feryat eden

Sonra fecirde kısık ağlama sesleriyle

Huşû ve hüzün içinde?” 

Tunus’un milli marşı “Humatu’l-Hima”nın da şairlerinden olan Ebu’l Kasım eş-Şabbi, 1933 yılında yazdığı “İradetu’l Hayat / Yaşama İradesi” adlı uzun şiiriyle Tunus başta olmak üzere bağımsızlık mücadelesi veren Arap halklarına, “düşmana baş kaldırmaya karar vermek yetmez, yaşamanın önemini de kavramak gerekiyor” diye seslendi. Arap dünyasında gıpta edilen şairler arasına giren genç şair eş-Şabbi, “İradetu’l Hayat” şiirinde yaşamak için risk alınması gerektiğini şu satırlar ile ifade eder:

“Öfkeyle gürledi rüzgâr

Uzak yollardan, dağların tepesinden, ağaçların altından:

‘Bir gayeye gözümü diktim mi

Atılırım belalara, unuturum ihtiyatı.

Çekinmem ürkütücü yollardan,

Alevli ateşten üzerime doğru gelen.

Dağlara çıkmayı istemeyen,

İlelebed çukurların içinde yaşar.” 

Şairler, edipler ve mütefekkirler ülkesi olan Tunus, batılı yazar ve sanatçıların da en uğrak ülkelerinden biri oldu. Muhteşem manzaraları, mavi ve beyaz renkleri ile turistlerin ilgi odağı haline geldi. Endülüs’ten göç edenlerin iskân edildiği Sidi Bou Said beldesi, Akdeniz havasını en iyi soluma imkânı sunan yerlerdendir. Beyaza boyanmış evleri, evlere eşlik eden mavi pencereleri ve yine masmavi birbirinden güzel işlemeli kapıları ile sizleri karşılar... 

Ünlü Müslüman komutanlardan ve Eshâb-ı Kiram’dan sayılan Ukbe bin Nafi tarafından inşa edilen ve UNESCO tarafından dünya mirasları listesine alınan Kayrevan şehri, suküneti ve mimarisiyle sizleri cezbeder. Osmanlı eserlerini bol müşahede edebileceğiniz hamamları ile meşhur Hamamat şehri ise sırtını dayadığı dağlar ve önündeki Akdeniz’in engin suları ile başka bir ortama taşır sizi. Denizi, kumsalı ve güzel balık lezzetiyle ile meşhur Susa şehri ise başka bir öneme sahip... 

Tunus, antik şehri Kartaca ile anılır. Askeri tarihçilere göre “stratejinin babası” olarak anılan Hannibal, Kartaca’da doğmuştur. Tunus’un ünlü komutanı Hannibal süper güç Roma’ya bir dönem kan kusturmuştur. Yine bir savaşta yenildikten sonra MÖ 183 yılında İstanbul’un Gebze semtine gelir ve burada yüzüğünde bulundurduğu zehiri içerek hayatına son verir. 

Tunus toplumunda kadın önemli bir role sahiptir. Kayrevanlı Erva, Esma binti Esed, Hatice binti İmam Sahnun, Azize Osman, Habibe el-Minşari, Beşire bin Murad ve daha niceleri... Bunlardan en ünlüleri ise antik Kartaca şehrinin kurucuları arasında yer alan kraliçe Alissa. Fenikeli bir kralın kızı olarak Kartaca’ya gelin giden Alissa’nın hikayesi halen bütün Tunus’ta dilden dile dolaşır. Tunus, Alissa’nın serüvenleri ve acıklı aşk öyküsünün de diyardır... 

Beşir bin Murad gibi Tunuslu birçok kadın, bağımsızlık mücadelesinde hep en ön saflarda olmuştur. Tunuslu kadınlar, toplumsal sorunları çözmede tarih boyunca her merhalede varlıklarını hisettirmişlerdir. En son Arap Baharı’nda da Tunuslu kadınların rolüne çok bariz bir şekilde tanıklık ettik. Türkiyeli genç akademisyen ve yazarlardan Hande Ortay, Tunuslu kadınların Arap Baharı’ndaki rolünü inceleyen tezini “Arap Baharında Tunuslu Kadınların Rollerinin ve Kazanımlarının incelenmesi” adıyla Nobel Yayınlarından neşretti. Tunus’taki kadınların toplumsal hayattaki rollerini incelemek için okunası kitaplardan... 

Büyük düşünür İbni Haldun, ünlü müfessir Tahir bin Aşur ve Osmanlı’nın son sadrazamlarından Tunuslu Hayreddin Paşa gibi birçok ismi yetiştiren Tunus’un Zeytune üniversitesi halen nice genci yetiştirmeye devam ediyor. Türk toplumunun Tunus ile ilgili unutmaması gereken önemli konulardan bazıları şunlar: Tunus beyi Ahmed bey, Osmanlı’nın ekonomik olarak zor günler geçirdiği bir dönemde hem halkından ve ailesinden topladığı altınları hem de Fransa’dan aldığı borç parayı Osmanlı’ya vermiştir. Tunus’un daha sonra Fransızlar tarafından işgal edilmesinin sebebi olarak düştüğü ekonomik kriz gösterilir. 

Tunus halkı, Osmanlı-Rus Harbi olarak adlandırılan Kırım Savaşı’na da binlerce asker göndermiştir. Tunuslular, Kırım muharebesinde yüzlerce askerini kaybetmiştir. Bu savaşta gazi olan Tunuslulardan bazıları bir dönemler Osmanlı’nın önemli ilim havzalarından olan Kastamonu’ya yerleşmiş ve burada Tunuslular köyünü inşa etmişlerdir. Ve bugün bu köyde halen Kırım Savaşı’nda gazi olan Tunusluların torunları yaşamaktadır.  

Tunus anlatılmakla bitmez. Bugün yaşadığı siyasi kriz hepimizi üzmeye devam ediyor. Haftaya Tunus’un son günlerde yaşadığı durumları anlatmaya çalışacağız.