Okumanın mahiyeti / özü sabittir. Kendi günümüzde bilginin dijitalleşmesi yoluyla yaşanan değişme okumanın mahiyetine / özüne değil, formuna / suretine / fonksiyonuna… yönelik bir değişmedir.

Bu bağlamda retinal gözle görülebilir, yine birer göz hükmünde olan tefekkür ve hayal yoluyla idrak edilebilir dünyanın / âlemin Yaratıcısının varlığını bilmeye ve kudretini öğrenmeye götürmesi anlamında “irfan”; eşyanın hakikatlerinin bilinmesi ve insan hayatının kolaylaştırılması için kullanılması anlamında “ilim / bilim” tarzındaki iki okuma da değerinden hiçbir şey kaybetmeksizin devam edecek, sadece dijital ortam, yapay zeka tanımlı ya da destekli… olmak üzere onun sureti değişecektir.

Dolayısıyla hayat sürekli olarak -ilahi sünnet gereğince kıyamete kadar- ileriye doğru akacağı için söz konusu suretteki değişmelerde, yeniliklerde geri dönüş söz konusu olmayacak, bilakis değişim ve yenilik baş döndürücü bir hızla devam edecektir.

Mevcut internet ortamında -herkese bildiği ve bilmediği her konuda söz söyleme imkânı sunan sosyal medyanın da etkisiyle- okuma formundaki zikredilen değişimin, bilginin geriye itilmesi ve malumatın öne çıkarılması dahil birçok yönden çok sayıda olumsuzluğu bünyesinde taşıdığı malumdur.

Konumuz esasında kısaca “bilgi kirliliği” olarak ifade edilen bu ortamda İslamî bilginin kitaptan dijitale ya da yapay zekaya aktarılma sürecinde bir boşluğa, kesintiye meydan verilmeksizin bugünün okunma suretiyle bağdaşmış olarak geleceğe aktarılması, mezkur meseleyi doğru kavrayan, konunun ehli olan Müslümanlar için özel, ertelenemez ve başkasına devredilemez bir görev haline gelmiştir.

Kuruluşu itibariyle Ketebe Yayınları’nın ufkunda öncelikli olarak bu hususun yer aldığını söyleyebileceğimiz gibi, onun kuruluşundan yaklaşık yedi yıl gibi bir sürede, Hintli âlim Tehânevî’nin (ö. 1158/1745’ten sonra) Bilim ve Sanat Terimleri Ansiklopedisi’ni, kısa adıyla Keşşâf’ını, tam adıyla Keşşâfu ıstılâhâti’l-fünûn ve’l-‘ulûm’unu yayımlamasını da bunu delili olarak zikredebiliriz.

Belirttiğimiz yayım süresinden de anlaşılacağı üzere Keşşâf, Ketebe’nin ilk kuruluş günlerinde, Ahmet Murat’ın teklifiyle yayın programına alınmış; Ömer Türker’in tercüme ekibini oluşturması ve yayıma hazırlama görevini üstlenmesiyle çalışma masasına konmuştu; Ketebe GYY Furkan Çalışkan'ın sıkı takibi ve Dizi Editörü Yusuf Genç’in özenli ve yoğun çalışmasıyla da geçtiğimiz günlerde dört cilt halinde kitaplaşarak okurlarına ulaştı.

Ömer Türker, 3045 madde başlığını içeren ve adından da anlaşılacağı üzere farklı alanlarda uzmanlaşmış birçok mütercimin çalışmasını gerektiren Keşşaf’ın zorlu tercüme sürecini Giriş yazısında şöyle özetlemiştir:

“…Keşşâf İslâm medeniyetinin var olan bütün bilgi alanlarında kullanılan terimleri tanıtma amacıyla yazılmıştır. Bu bilgi alanlarının bir kısmı kelimenin dakik anlamıyla bilim değildir, bir kısmı zanaat kapsamına, bir kısmı sanat kapsamına girmektedir. Dolayısıyla kitabın tercümesi her türden uzmanlığa ihtiyaç duymaktadır. Bu sebeple tercüme için önce maddeleri farklı disiplinlere göre taksim ettik. Pek çok madde birden fazla disiplini ilgilendirdiğinden maddelerin farklı disiplinlere ait kısımlarını belirledik. Ardından mümkün mertebe bu disiplinlerin tamamını kuşatacak şekilde geniş bir akademik ekip kurduk. Bütün tercüme ekibini ve madde dağılımını takip eden genel bir asistan belirledik. Sonra farklı bilim dallarının ekiplerini ayrıştırdık ve her bir ekibin tercümelerini takip, temin ve tashihten sorumlu bir akademik bir editör belirledik. Toplanan tercümelerin Arapça-Türkçe karşılıklı okunup tashihinin yapılması ve metne nihai halinin verilmesi işini ise genel editör olarak ben üstlendim.”

Yukarıda zikrettiğimiz irfanî ve ilmî okumanın henüz geçerliliğini koruyan mevcut suretinden okumanın dijital suretine geçişten hareketle, -önceki yazımızda Menâhic’ini konu edindiğimiz el-Fâkîh de dahil- Keşşâf müellifi Tehânevî’nin ferasetine özellikle dikkat çekmemiz gerekir.

Zira internet ortamındaki bilgi kirliliğini göz önüne alarak, bilginin maddileştirilmesi değil -ki, konumuz bakımından her maddileştirme aynı zamanda dünyevileştirme demektir- maddeler halinde yeni zaman okurlarına -irfanî ve ilmî okumanın da mezcedilmesiyle- intikali önemli bir meseledir. Tematik bilgi içeren kitapların okunmadığı, sanal ortamın gençleri malumatfuruşluğa özendirdiği şu zamanda ansiklopedi tarzında özümlenmiş ve tasnif edilmiş doğru bilgilerin gelecekteki muhataplarıyla buluşturulması çok büyük bir imkandır.

Mezkur feraseti ve değerli eseri nedeniyle Tehânevî’ye rahmet diliyor ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.