İsrael Hayom Gazetesi Trump’a yakın kaynaklara dayandırdığı haberde Trump'ın "çıkarlarımıza hizmet eden adımlar atmak istiyoruz, ancak Netanyahu bu adımları desteklemiyor.” diyerek Netanyahu’nun işbirliği yapmaya yanaşmayan tavrından rahatsızlığını dile getirdi
ABD'nin İsrail Büyükelçisi ise; "Gazze'de en büyük tehlike kıtlık. Oluşturacağımız mekanizma ile 400 yardım dağıtım noktası kuracağız. Gıda dağıtımı özel güvenlik şirketleri tarafından sağlanacak.” dedi.
Gazze’de Yardım Görünümlü işgal planı
ABD ve İsrail’in anlaştığı yardım planı, Gazze’nin güneyinde kurulacak her biri 300 bin kişilik 4 toplama kampıyla sınırlı tutulacak. Yaklaşık 1,2 milyon kişiye yardım ulaştırılacak, kalan nüfus ise açlıkla ya da zorunlu göçle karşı karşıya bırakılacak.
ABD bu yardım görünümlü işgal planıyla yaklaşık 1 milyon kişinin Gazze dışına çıkarılmasını ve komşu ülkelerce kabul edilmesini hedefliyor. Gazze'ye yardım adı altında etnik temizlik planı uygulanmak isteniyor
Gazze'ye yönelik sürdürülen soykırım Savaşı'nın en büyük destekçisi ve ortağı olan ABD'nin bu insani ! endişesi, ABD’nin gerçek niyetini gizlemeye yönelik diplomatik bir kılıftan ibaret. Zira Washington’un bu söylemlerinin ardında, stratejik ve ticari kaygılar yatıyor.
2 Trilyon Dolarlık Körfez turu
Trump, Kasım 2024’de başkan seçilmesinin ardından ilk yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan’a yapacağını duyurmuş ve "Riyad, ABD’ye yatırım yaparsa bu gerçekleşir" demişti. Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman (MBS) 600 milyar dolarlık yatırım sözü verince, Trump’ın yanıtı net olmuştu: "Bu rakam en az 1 trilyon olmalı."
Trump, geçtiğimiz günlerde önümüzdeki hafta Suudi Arabistan, Katar ve BAE’yi kapsayan bir Körfez turuna çıkacağını açıkladı. Hedef, silah satışlarından enerji yatırımlarına, altyapı projelerinden finansal anlaşmalara uzanan 2 trilyon dolarlık bir ekonomik kazanç. Ancak bu planın hayata geçebilmesi için bölgede bir “istikrar görüntüsü” şart. İşte tam da bu noktada, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü katliam ve soykırım, Trump’ın hesaplarını altüst ediyor.
Netanyahu’yu Dengeleme Stratejisi
Trump için Netanyahu artık “kontrolsüz bir ortak”. İsrail’in pervasız saldırıları, Arap sokaklarında öfkeyi tırmandırırken, Körfez monarşilerini de iç baskı altına alıyor. Bu durumun, Trump’ın ticari projelerini riske atma ihtimali söz konusu
Bu yüzden ABD, Netanyahu’yu dizginlemeye çalışıyor (muş) gibi görünerek bu riski minimize etmek istiyor.
ABD bir yandan İsrail’e silah akışını sürdürürken, diğer yandan Gazze’deki “insani krize” dair yumuşak açıklamalarla Arap kamuoyunu yatıştırma peşinde. Bu, klasik bir “iyi polis-kötü polis” oyunu: İsrail kötü polisi oynarken, ABD “makul aktör” rolüne bürünüyor.
Bugün Filistin halkının maruz kaldığı trajedinin en kanlı sayfaları yaşanırken ABD'nin açıklamalarındaki bu insani endişe !, Trump'ın bölgeyle olan trilyon dolarlık çıkar hesaplarının üzerini örten bir diplomatik maskeden ibarettir.
Soykırımın gölgesinde ticari ve stratejik hesaplar
Trump’ın Gazze’ye dair söylemleri ne bir insani duyarlılık ne de adalet arayışının ürünü. Aksine, kan üzerine kurulu bir ekonomik imparatorluğun kazancını arttırmak için kurgulanmış bir dil. ABD, “düzen kurucu” değil, “çıkar kollayıcı” kimliğiyle hareket ediyor. Bir taşla bir çok kuş vurmanın hesabı yapılıyor.
Filistin halkı ve acıları, bir kez daha küresel güçlerin satranç tahtasında hamle olarak kullanılmaya çalışılıyor. Bir tarafta İsrail’in soykırım saldırıları, diğer tarafta açlık, yıkım ve kan... Bu vasatta Trump'ın ticari hesapları... Adaletin değil, zulüm ve katliam üzerine kurulan, petrol ve dolarların öncelendiği uluslararası bir sistemin vicdanına terkedilen mazlum bir halk...
Trump’ın bu denklemde, Körfez turunda elde edeceği dolarlara zarar gelmemesi için kullandığı “yumuşak” dili, aslında soykırıma karşı yükselmesi gereken vicdanın susturulmasından başka bir şey değil. Ancak bu sessizlik, tarihin en karanlık suçlarından birinin üzerini örtmeye yetmeyecek. Er ya da geç kazanan hak ve hakkın tarafı olacak. Tarih bu vasatta, zulmün ve zalimlerin yanında olanları ise asla unutmayacak
