Asırlardır devam eden Ramazan gelenekleri şehirden şehire, yöreden yöreye farklılık gösterirken çoğu ilde hala ilk günkü heyecanıyla yaşatıldı. Bu gelenekler arasında en popüler olanları mahyalar, Hacivat Karagöz oyunları, 1001 hatim ve oruca direk vurma gibi görünse de birbirinden ilginç gelenekler Ramazan Kültürünü bir kez daha zirveye taşıdı. İşte en ilginç ramazan gelenekleri...
Samsun: Sele-Sepet geleneği
Samsun’un Bafra ilçesinde özellikle çocuklar için ayrı bir anlam taşıyan bir gelenek yıllardır sürdürülüyor. “Sele-sepet” adıyla bilinen ve ramazan ayının 14’ünü 15’ine bağlayan gece gerçekleştirilen şenlikte çocuklar taşıdıkları “sele-sepet” adı verilen fenerlerle evleri dolaşarak bahşiş topluyor. Çaldıkları kapıyı açanlarca bahşiş ve çeşitli ikramlarda bulunulan çocuklar gruplar halinde “sele-sepet top kandil, aç kapıyı ben geldim. Ay da yıl da bir kere, kapınıza ben geldim” şeklinde maniler söyleyerek teravih vaktine kadar mahalleleri dolaşıyor.
Amasya: Bando geleneği
Amasya’da, geçmişi yaklaşık 157 yıl öncesine dayanan müzikle iftar açma geleneği ile kent sakinleri belediye bandosunun çaldığı popüler parçalar eşliğinde iftar yapıp, sahura kalkıyor. Zamanın Amasya Mutasarrıfı Ziya Paşa’nın 1860’lı yıllarda bir ramazan günü Amasya Kalesi’nden davul zurna çaldırmasıyla başladığı bilinen geleneği bugün belediye bandosu verdiği konserlerle sürdürüyor.
Genellikle yöreye özgü türkülerin icra edildiği konserlerde, zaman zaman istekler doğrultusunda yılın popüler parçalarına da yer veriliyor. Bando, ramazan ayında seslendireceği parçaların provalarına ise ramazan öncesinde başlıyor.
Sinop: Helesa Geleneği
Sinop’a özgü bir gelenek olan ve ramazan ayında “sellime çıkma” ya da diğer adıyla “helesa” olarak gerçekleştirilen şenliklerin geçmişi ise tam olarak bilinmiyor. Rivayete göre; çok eski bir dönemde kış mevsimi fırtınadan kaçarak Sinop’a sığınan bir geminin tayfaları haftalarca burada mahsur kalmış. Kumanyaları tükenen tayfalar da kimseden bir şey isteyemedikleri için çaresiz kalınca, sonunda bir filikayla kente çıkıp, ellerinde fenerle evleri dolaşıp mani söyleyerek yiyecek istemişler. Helesanın bu öyküden kaynaklanıp kaynaklanmadığı tam olarak bilinmese de her yıl ramazan ayında gerçekleştirilen bu gelenek, yıllardır sürdürülüyor. Ramazan ayının 15’inden itibaren helesaya çıkan gençler, taşıdıkları maket kayıkla “sellim”e çıkıyorlar. İftar sonrası birkaç kişinin taşıdığı ve özenle süslenmiş kayıklar eşliğinde ellerinde fener ve mumlarla mahalleler dolaşılarak bahşiş toplanıyor. Kayığı, gidilen evin önüne koyan gençler evlerin kapılarına giderek mani söyleyip bahşiş istiyor. Bahşişler ise bir mendile sarılarak ve düştüğü yer görülsün diye de mendilin ucu yakılarak helesacılara atılıyor.
Erzurum: İlk orucunu tutan çocuğa hediye ve 1001 hatim geleneği
Erzurum’da ilk defa oruç tutan çocuklara çeşitli hediyeler verilmesi, nişanlı kızların evlerine iftarlık yemek ve hediye götürülmesi, maddi durumu kötü olan vatandaşlara iftarlık verilmesi ve her yıl ramazan ayında 1001 hatim okuma geleneğinin sürdürülmesi dikkat çekiyor.
Bursa: Hacivat ve Karagöz
Ramazan eğlencelerinin gözdesi Karagöz ve Hacivat, doğduğu şehir Bursa’da hala iftar sonrası yapılan en renkli eğlencelerden. Onlarsız bir Ramazan düşünülemez.
Konya: Oruca Direk Vurma geleneği
Yine Konya'da “oruca direk vurma” geleneği hâlâ sürmekte. Çocukların akşama kadar oruç tutmaları, yaşları dolayısıyla uygun olmadığı için öğle saatlerinde bir yemek verilip, buna da 'oruca direk vurma' deniliyor.
Kütahya: Küpecik Geleneği
“Küpecik”, Kütahya'da hâlâ devam eden bir Ramazan geleneği. Ramazan ayı akşamlarında aynı mahallede ya da sokakta oturan ve 5-6 kişilik gruplar oluşturup kapı kapı dolaşarak evlerin zillerini çalan çocuklar, “küpecik” manisini okuyarak bahşiş isterler.
Siirt: Melede Ateşi Geleneği
Siirt'te yaklaşık bin yıllık bir Ramazan geleneği olduğu bildirilen “Melede ateşi” yaşatılan geleneklerden. Kilis'te Ramazan ayının ilk günü, bütün evlerde keşkek yapılır. Keşkeğin yapımında kullanılan dövmenin (buğday) insanların midesinde Allah'ı zikreden tespih görevi yaptığına inanılır.
Kahramanmaraş'ta da Ramazan'da bütün ekmekler susamlı çıkar. Isparta'da dükkan sahiplerinin kapıyı kilitlemeyip gitme, kandillerde işyerlerini süsleme ve helva, pişi, pide dağıtma geleneği hâlâ devam ediyor.
İzmir'de dörtyüz elli yıllık miras
Farklı dinlerden insanların yaşadığı kent olan İzmir'de Ramazan'ın geldiğinin anlaşıldığı yer tarihi Kemeraltı Çarşısı'dır. Ramazan gelince minareler arasına yakılan mahyalar 450 yıldır hâlâ devam eden bir gelenek olarak karşımızda.
Doğu Karadeniz: Ramazan imecesi
Ramazan geleneklerinin en dayanışma dolu olanlarından biri de Doğu Karadeniz’de yaşanıyor. Ramazan sofraları için hazırlık yapan kadınlar 10 gün öncesinde erişte, silor ve yufka açmaya başlayıp daha sonra birbirlerinin kapılarına bırakır.
Gümüşhane, Rize ve Artvin’deki bu gelenek Ramazan’da beraber üretip beraber paylaşmanın güzel bir örneği.
Kayseri: Arabaşı Geleneği
Kayseri’de özellikle ramazan aylarında yapılan arabaşı, bir çok aileyi bir araya getirerek sohbet etme fırsatı yaşatıyor. Bazı yörelerde “Arabaşı” olarak adlandırılan, arabaşı, tavuk, hindi veya kaz etinin, kemiklerinden ayrılıp kavrulmuş un ile yapılan çorbasının, muhallebi kıvamında un ve su ile pişirilen hamurun birlikte yendiği, çok eski bir yemek olarak biliniyor. Ramazan aylarında arabaşı, mutlaka birden fazla ailenin davet edilmesiyle, hep birlikte yenilen bir yemek olma özelliğini koruyor. Bir araya gelen aileler, ev sahibinin hazırladığı arabaşı sofrası etrafında toplanıp, hoşça vakit geçirmeyi tercih ediyorlar. Arabaşı yenilirken, çorbaya hamuru düşüren cezalı sayılıyor ve arabaşını yapacak kişi olarak ilan ediliyor. Ramazan ayında ayrıca sahurun habercisi olan davulculara, evde hazırlanan kete, katmer gibi yiyeceklerden ikram edilmesi de gelenek olarak sürüyor.
Gaziantep: Ramazan Kahkesi
Gaziantep ve yöresinde, hemen her evde ramazan kahkesi yapılması geleneği bozulmadı. Kentte, ramazan ayında iftarda ve sahurda komşuların birbirlerine yemek gönderme adetleri, apartman yaşamıyla birlikte yavaş yavaş yok olmaya başladı. Geçmiş yıllarda kadınlar, sahur vaktinde çiğ köfte yoğurur, ya da yöresel firik pilavı yaparak dağıtırdı. Gaziantep’te çok eski yıllarda sahurda dolaşan ramazan davulcuları, eşeklerle dolaşarak bahşiş toplardı. Ramazan davulcularına verilen bulgur, simit, pirinç ve şeker gibi bahşişler, eşeklerin sırtındaki heybelere yüklenirdi. Bugün ise ramazan davulcularına bahşiş olarak sadece para veriliyor.
Burdur: Büyük iftar yemekleri
Ramazan ayının gelmesiyle kentte ramazan akşamlarında eşin dostun eğlence amacıyla bir araya gelerek yaptığı iftar, bugünlerde de Ramazan ayının olmazsa olmazlarından. Yakın akrabalar veya komşuların bir araya gelmesiyle hazırlanan iftar sofraları ve yapılan iftarlar Ramazan kültürünün en güzel örneklerinden.