Uzun süredir cezaevinde bulunan ve tahliyesinin ardından basına verdiği röportajlarla gündem olan Lula da Silva, Türkiye ile ilgili bir açıklamada bulundu. Lula da Silva, 2013’te Türkiye’de Taksim Gezi Parkı’nda ve Brezilya’da Sao Paulo’daki ulaşım eylemleri ile başlayan ve ulusal çapta yayılan protestolar sırasında dönemin Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın kendilerini arayıp, “Brezilya’da dikkatli olun, hükümeti devirmek istiyorlar” dediğini açıkladı.

Brasil Wire’dan Michael Brooks’a konuşan Lula da Silva, o dönemde ulaşım eylemleri ile başlayan kitlesel protestoları CIA’nın başlattığına inanmadığını ama sonrasında başka güçler tarafından sahiplendiğini ifade etti.

Lula’nın protestolarla alakalı soruya verdiği yanıtın ilgili kısmı şöyle:

Telesur’dan Nacho Lemus’a verdiğiniz röportajda 2013’teki protestolarda yabancıların dahli olduğuna inandığınızı belirtmiştiniz. Bunun ardından Brezilya solunun bazı kesimleri tarafından CIA’nın olaylardaki rolünü bahane ederek olanlardaki sorumluluğunuzu azaltmakla suçlandınız. 2013’te dış müdahale olduğunu söylediğinizde ne demek istediğinizi tam olarak açıklayabilir misiniz?

Bu soru önemli çünkü o röportajda ne demeye çalıştığımı açıklamama yardımcı olacak. Ben hareketi CIA’nın başlattığını hiç bir zaman söylemedim. Hareket, bazı Brezilya eyaletlerinde toplu taşıma hakkı için mücadele eden insanların protestolarıyla başladı ve bu meşru bir toplumsal hareketti. Ancak kara blokun bir kaç şeyi kırıp dökmeye başlamasından sonra hareket devralındı. 1 milyon orta sınıf insanı hükümete, dünya kupasına ve Brezilya’da olan her şeye karşı sokaklara taşıyan şey ulaşım eylemleri değildi. Örneğin Globo TV daha önce Brezilya’da olan hiç bir işçi eylemi için bir telenovelayı (Brezilya pembe dizileri, ç.n.) kesmemişti. Birdenbire TV Globo, SBT, Bandeirantes ve Record, insanları sanki bir partiye davet ediyormuş gibi sokağa davet etmeye başlamıştı. Bu protestolar Brezilya tarihinde görülmemiş bir şekilde televizyonlardan canlı yayınlandı. Yani hareketin Sao Paulo’daki 20 centlik ücret artışı için başladığı doğru olsa bile bu hareket başkaları tarafından devralındı ve sürdürüldü. Tüm bu yaşananlar bugünden bakıldığında benim için daha net görülüyor ama şuan arkasında tam olarak kimlerin olduğunu hızlıca bulabileceğimizi sanmıyorum.

Arap Baharını hatırlıyorum. Mübarek’in devrilmesini hatırlıyorum. Mübarek gerçekten devrilmek zorundaydı. O, yıllarca iktidarı elinde tutmuş bir diktatördü. Ama sonrasında insanlar Mursi’yi seçti. Sonrasında Mursi’yi devirmek ne kadar sürdü? Şimdi sırada kim var? Madem insanlar  demokrasi için savaşıyordu, şimdi Mısır’ı yöneten 3 generale karşı ne yapıyorlar? Neden yürüyüşler ve protestolar olmuyor? Aynı şey Türkiye’de de oldu. Erdoğan 2013’te bizi aradı ve dedi ki, “Bu kent meydanını geliştirmekle ilgili bir hareket değil, hükümeti devirmek istiyorlar. Brezilya’da çok dikkatli olun.”

Bu nedenle, burada Brezilya’da olanlar hakkında şüpheci olmak için birçok nedenim var. Mesela o dönem hiçbir sendika hükümeti protesto etmiyordu. Bu hareketin ne olduğunu bilmiyorduk. Neredeyse her şeye karşı oldukları ve isteklerinin toplumun sadece bir kesimi için elverişli oldukları ortaya çıktı.