Mora Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu'na karşı 1821'deki ayaklanmada, Tripoliçe'de 50 bini aşkın Türk, Yahudi ve Arnavut'a yönelik katliam yapılmıştı.

Tripoliçe Katliamı

İsyan 22 Şubat 1821’de Mora’da başladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgedeki askeri gücü isyanı bastırmaya yetmedi. Rum çeteleri başarı kazandıkça isyan dalgası büyüdü. Tripoliçe, bölgenin kalbindeki şehirdi. 4 tarafında Rum çeteleri vardı. Baskınlar, ölümler aylar boyunca sürdü. 23 Eylül’de ise ölüm şehrin kapısından girdi.

Bundan sonra yaşananları ABD’li yazar McCarthy şöyle aktarıyor: 

“Üç gün boyunca zavallı Türk yerleşimciler, bir vahşiler güruhunun şehvetine ve zulmüne teslim edildiler. Ne cinsiyet ve ne de yaş yönünden bir esirgeme yapıldı. Kadınlarla çocuklar dahi öldürülmeden önce işkenceden geçirildiler. Kıyım öylesine büyük ölçekteydi ki, çetecilerin sergerdesi Kolokotronis’in kendisi bile, kasabaya girdiğimde yukarı hisar kapısından başlayarak atımın ayağı hiç yere değmedi demektedir. İlerlediği zafer kutlama töreni yolu, cesetlerden bir örtüyle döşenmişti.”

Şehirde artık Yunanlılar dışında kimse kalmamıştı. Türkler ölmüş, Yahudilerin bir kısmı ilk etapta şehirden kaçmayı başarmıştı. Ancak onlar da daha sonra sığındıkları son Osmanlı kalesi ele geçirildiğinde aynı sonla karşılaştılar.

İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Fuat Örenç, yıllardır bu konunun izini sürerek bilgi, belge topluyor.

Örenç, “Mora Türkleri” kitabında isyanın sürecini şöyle anlatıyor:

“Mora’nın Pindus ve Olimpus dağlık bölgelerinde yaşayan, merkezi otoriteyle sınırlı ölçüde tanışmış Hristiyan Kleft grupların isyanda çok önemli etkisi oldu. Rum isyancılar ayrım yapmadan bütün Müslüman köylerini yağmalayıp, Türkleri katletmeye başladı. Ağızdan ağıza Mora’da ve dünyada hiçbir Türk’ün kalmayacağı dolaşıyor, bir kökten yok etme savaşının başlangıcını ilan eden şarkılar söyleniyordu. Mora’daki ilk katliam haberi duyulunca Müslüman halkı Tripoliçe’deki kalelere sığındı. Vostice Müslümanları ise, buradaki Rumlar tarafından kandırılarak kayıklarla Salona Kasabası’na nakledilmek üzere iskele başına getirildi. Ancak Rum isyancılar verdikleri sözü tutmadılar ve Türklerden 400 kadarını öldürdüler.”

İsyan başladığında Mora’da 90 binin üzerinde Müslüman nüfusun olduğu tahmin ediliyor. Bağımsızlık ilan edilince bu nüfustan eser kalmadı.

Çok büyük bir kısmı öldürüldü. Kalanlar ise üç yüz yıllık topraklarını, evlerini, ata mezarlarını bırakıp Rum çetelerin katliamından kaçtılar.