Yavuz Sultan Selim Han tarafından 31 Aralık 1516’da Kudüs’ün Osmanlı hâkimiyetine alınışının yıldönümü münasebetiyle düzenlenen anma programına onlarca vatandaş katıldı.

Yavuz Sultan Selim Camisi’nde kılınan ikindi namazının ardından kabri başında gerçekleştirilen etkinlik Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı. Daha sonra Musa Biçkioğlu tarafından yapılan anlatım ile Yavuz Sultan Selim Han’ın bilinmeyen yönleri anlatıldı. Harameynin Hakimi ünvanı yerine Harameynin hizmetçisi ünvanını tercih eden Yavuz Sultan Selim ile ilgili Biçkioğlu şu ifadelere yer verdi: “Yaşadığı dönemde dünyanın siyasal ve askeri olarak en büyük gücüydü kendisi. Devlet olarak ta öyleydi. Sefere çıktığında sarfetmiş olduğu manidar bir sözü vardır, ‘Şehadet müyesser olursa ahirette saadet, zafer nasib olursa dünyada devlet nasiptir’ şeklindeki bu sözüyle de ne kadar dengeyi gözettiğini göstermiştir bizlere.”

Biçkioğlu’nun ardından Hucurat Hareketi yöneticilerinden Eyüp Güzel tarafından bir basın açıklaması yapıldı. 

SÜRPRİZ KONUK: FRANSA'DAN YÜRÜYEREK KUDÜS'E GİDİYOR

Etkinlik sırasında sürpriz bir konuk dikkatlerden kaçmadı. Fransa’dan yürüyerek Kudüs’e giden Nail isimli Cezayir asıllı bir genç Yavuz Sultan Selim’in kabri başındaydı. Elinde yürüyüş asasıyla birlikte etkinliğe katılan Nail isimli Fransız vatandaşı olan genç, geçtiğimiz geçtiğimiz Temmuz ayında Fransa’dan yola çıktığını ve 2023’ün Haziran’ında bir aksilik olmazsa Kudüs’e varmış olacağı belirtildi.

Kudüs şurası adına açıklama yapan Güzel, Yavuz Sultan Selim Han’ın kabrinde bulunan kitabede Kudüs’ün Osmanlı himayesine alınışıyla ilgili tek bir satır dahi bulunmadığına dikkat çekti. Yapılan açıklamanın tamamı şöyledir:

KAMUOYU AÇIKLAMASI - 31 ARALIK 1516
KUDÜS-Ü ŞERİF’İN OSMANLI HİMAYESİNE ALINMASI ve
YAVUZ SULTAN SELİM HAN’IN ANILMASI

Muhterem kardeşler,
Emin beldenin değerli sakinleri,
Yavuz’un izzetli torunları,
Aziz hemşehrilerimiz,

Tarihte bugün, içerisinde haremimiz Mescid-i Aksa’yı barındıran Kudüs-ü Şerif’in aydınlığa eriştiği ve orada yaşayanların emniyete kavuştuğu bir gündür. Çünkü Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri 31 Aralık 1516’da Kudüs’ü fethederek Osmanlı himayesi altına almıştır.

Bizler bugün Fatihlerimize ve Yavuzlarımıza vefa göstermek, tarihe damga vuran hadiselerimizi daha yakından anlamak ve kutsal beldelerimize karşı sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlamak için cennet mekân Yavuz Sultan Selim Han’ın kabrinin bulunduğu ve inşaatına kendisinin döneminde başlanmış olan bu camide toplanmış bulunuyoruz.

Yavuz Sultan Selim’in hayatına kısa bir göz atacak olursak; bildiğiniz üzere Fatih Sultan Mehmet Han’ın torunudur ve 10 yaşlarındayken dedesi Fatih’in yanına getirtilerek bir süre İstanbul’da kalmıştır. 1512’de tahta geçtikten tam 4 yıl sonra da Kudüs’ü Osmanlı himayesine almıştır.

Haçlı ordusu tarafından Mekke ve Medine üzerine yapılan plandan ve saldırı girişiminden haberdar olunca Osmanlı ordusunu harekete geçirmiş ve büyük bir saldırıdan Mekke ve Medine’yi korumuştur. 

Tevazusu ve devlet işlerindeki ciddiyetiyle öne çıkan Yavuz, kendisine “Hâkimül-Harameyn” yani “Mekke ve Medine’nin Hâkimi” unvanı verildiğinde buna itiraz etmiş ve kendisini “Hâdimül-Harameyn” yani “Harameynin Hizmetçisi” olarak tanımlamıştır.

Mukaddes emanetleri İstanbul’a getirtmiş ve Topkapı Sarayı’ndaki kutsal emanetler odasında 40 hafız ile 24 saat başlarında Kur’an okunması geleneğini başlatmıştır. İlk okuyan da bizzat kendisidir.

İşte tam da bugün, 506 yıl önce Yavuz Sultan Selim, Kudüs’ü Osmanlı himayesi altına aldı. O tarihten sonra ise Kudüs artık Kudüs-ü Şerif olarak adlandırılmaya başlandı. O gece Mescid-i Aksa’da 12 bin şamdan yaktırıp her tarafı aydınlattı. Şehrin tamamına yayılan büyük bir mutluluk arasında Yavuz Selim ve İslam ordusu, akşam namazında girdiği Mescid-i Aksa’da yatsı namazına kadar vakit geçirirken Hz. Resulullah’ın (sav) mirasına sahip çıkmanın heyecanını yaşıyorlardı.

Bölgede 401 yıl sürecek olan barışın, huzurun ve istikrarın Osmanlı idaresi Allah kendisinden ebeden razı olsun Yavuz Sultan Selim Han ve onun ordusuyla başlamıştır.

31 Aralık günü akşamdan önce Mescidi Aksa’ya gelerek Kubbetus Sahra’da ve Muallak Taşı’nın altında ikişer rekât namaz kıldıktan sonra Kıble Camii’ne gelmiş ve akşam namazını burada kılmış ve uzun bir niyazda bulunmuştur. Ertesi sabah tekrar Mescid-i Aksa’ya gelen ve sabah namazını da Mescid-i Aksa’da kılmıştır. Daha sonra dönüş hazırlıklarına başlamış ve birkaç gün sonra Hz. İbrahim’in, birçok peygamberin ve ailelerinin kabirlerinin bulunduğu el-Halil şehrindeki Halil Camisi’ni de ziyaret etmiştir.

Coğrafyamızın barış ve istikrara en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde Kudüs-ü Şerif’e ve Mescid-i Aksa’ya yönelik işgal ve tecavüzler hız kesmeden devam etmektedir. Kutsal Kudüs’ün sosyal ve siyasi manada sıradan bir mekân olarak değerlendirilemeyeceği ve ihmal edilemeyeceği bizim gerçeğimizdir. 

Hz. Ömer’le, Selahaddin Eyyubi ile ve nihayetinde Yavuz Sultan Selim’le başlayan Kudüs’teki istikrar dönemi, dünya tarihine milletimiz ve bir parçası olduğumuz ümmetimiz adına parlak bir sayfayı tarihsel miras olarak bırakmamızı sağlamıştır. Günümüzde Kudüs’te yaşanan adaletsizlik ve zulüm, Yavuz’la başlayan Osmanlı dönemine olan hasreti gün geçtikçe daha da arttırmakta ve Osmanlı adaletinin daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Milletimiz adına Kudüs’e takdim edilen hizmet halkalarının başlatıcısı olan Yavuz Sultan Selim, ülkemizde Kudüs özelinde anılmayı özellikle hak etmektedir.

Kudüs Şûrası çatısı altında bulunan 57 sivil toplum kuruluşu ve diğer tüm sivil bileşenler olarak mukaddes beldelerimize hizmet halkalarını oluşturan ecdadımıza vefa borcumuz bulunuyor. Bundan dolayı Payitaht İstanbul başta olmak üzere Yavuz’un 24 yıl Sancak Beyliği yaptığı Trabzon’da, Başkent Ankara’da ve yurdumuzun dört bir köşesinde farklı programlarla bugünü idrak ederek yeni nesillerimize önemli bir tarihi vakayı hatırlatmak ve dikkat çekmek istiyoruz.

Bu vesileyle Yavuz Sultan Selim Han Hazretlerinin manevi huzurunda bulunduğumuz şu anda önceki yıllarda olduğu gibi sizler aracılığıyla mühim bir hatırlatmayı da kamuoyunun gündemine getirmek istiyoruz. Kabri başında Yavuz Sultan Selim’i anlatan kitabede Kudüs’ü Osmanlı himayesine almasıyla ilgili ne yazık ki küçük bir satır dahi yer almamaktadır. Yavuz’un bu önemli tarihi vak’ası mevcut kitabede ihmal edilmiştir. Yetkililerden istirhamımız bu durumun bir an önce düzeltilmesidir. Önceki senelerde de bu hatırlatmayı yapmıştık bu sene tekrar aynı hatırlatmayı yineliyoruz.

Son cümle olarak Yavuz Sultan Selim Han 506 yıl önce bugün Kudüs-ü Şerif’e girdi. 401 yıl, 3 ay, 6 gün süren Osmanlı himaye dönemi başlamış oldu. Nice fetihlere gebe olan Kudüs-ü Şerif; Hz. Ömer’in, Selahaddin’in ve Yavuz’un evlatlarını bekliyor. Arabıyla, Kürdüyle, Türküyle kardeşler olalım ve Kudüs özgür olsun!

Sevap dolu ve hayır yüklü bu anma ve anlatma etkinliğimize katılan aziz hemşehrilerimize, sivil toplum kuruluşlarının değerli temsilcilerine, organizasyonda emeği ve katkısı geçen bütün kardeşlerimize huzurlarınızda hususi teşekkür ve dua etmek istiyoruz.

İnşAllah, seneye çoluk çocuğumuzla birlikte tekrar burada buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz.

Allah rızası için Yavuz Sultan Selim başta olmak üzere çok değer verdiği hocalarının ve onun kutlu askerlerinin ruhlarına

Aşk ile
El Fatiha!

Grup daha sonra ellerini açarak toplu halde dua ettiler ve türbenin ziyaretiyle program son buldu.