NESEBİ BELLİ OLMAYAN ÇOCUKLAR
ABD ve EU ülkelerin pek çoğunda nesebi belli olmayan çocuklar farklı bir sorun olarak toplum hayatındaki yerini aldı. Çocuklar için anne baba bilinilirliği oldukça önemli. Nesebi belli olmayan çocukların pek çoğu aile kurmaya yaklaşmıyorlar. Bu durum toplumlarda ileri yaşlarda travmalara ve intiharlara, yalnızlıkla biten nice hayatlara sebep oluyor. Topluma kindar, aileye düşman çocuklar ortaya çıkıyor ve sonrasında intikam için baskın yapıp toplu öldürmeler dahil pek çok olaya bulaşıyorlar. Ailesiz büyüyen çocuklardan pek azı aile kurup topluma entegre oluyor. Bu çocuklar yalnız yaşıyor, günübirlik hayat sürüyor, suç işlemekten çekinmiyorlar. Yalnızlaşan insanlar zamanla toplumdan soyutlanıyor yalnızlık girdabında korkunç bir psikolojik çöküntü ile yapayalnız kalıp tekrar devlet korumasına muhtaç hale geliyorlar. Batı ve Avrupa son elli yıldır yanlış aile planlamaları sonucunda yalnızlar ülkesi haline geliyor ve düşünsenize bir Avrupa ülkesinde ‘Yalnızlık Bakanlığı’ bile kuruluyor.
Şimdi ülkelerinin geleceği için yurt dışından öyle ya da böyle nüfus transferi yapıyorlar taşıma su ile ne kadar çarkı dönderirlerse okadar işte. Aileleri yok eden rüzgar televizyonlar, reklamlar, tanıtım ve dizilerle bize de esip geldi. Kadim aile değerleri 1980 li yıllardan itibaren sulandırılmaya başlanmıştı. Otuz kırk yıl olmadı ki ikinci nesilde meyvesini vermeye başladı. Bu acı meyveyi tatmaya başladık. 2024 te ve nihayet bizde de nüfus azalmaya başladı, boşanmalar arttı, nikahsız aileler ve çocuksuz hayat moda olmaya başladı.
Flört Değil Nikahlı Hayat
Sağlam ve istikrarlı aile dini veya resmi nikah ile yasal olarak teminat altına alınmadan kayıtlı ve sağlam nesiller oluşmuyor. Flört temelli gayri ahlaki bir tarzda başlayan birliktelikler, sevgili olmalar, beraber yaşıyoruz nikaha ne gerek var mantığındaki teşhircilikler ile aile müessesesi daha kurulmadan dinamitleniyor sanki. Piyasada sanatçı, entel ve zengin statüde olanların bir kısmı ‘’Falan ile 3 yıldır, 5 yıldır, 7 yıldır beraberim ama evlenmeyi, nikahlı olmayı düşünmüyorum, çocuk da istemiyorum, hayatımı yaşayacağım, böyle daha güzel, evlenince aşk bitiyor’’ vb. ifadelerle teamüllerimize uymayan özenti tipler sosyal medyada ve ekranlarda gençlerimize rol model olarak gösteriliyor. Oldukça da etkili oluyorlar. Hem topluma hem ilahi kanunlara ters sorumsuz ve ahlaksız bir hayat, sadece cinsellikte sınır tanımayan, haz toplum amaçlı bir hayat, zengin ve seksüel güç sahipleri ve düşük ahlaklı kimseler ve sömürülmeye müsait basit hedefli erkek ya da kadınlar için cazip hale geliyor. Bu tiplere özenen ve taklide yeltenen gençler ise zamanla kimliklerini hatta insanlıklarını kaybederek madur hale geliyorlar. Yetmiş yaşından fazla Türkiyenin çok yakından tanıdığı bir meşhur bayan; ’ Hayatta her şeyim oldu, her şey oldum ama anne olamadım ‘ diye iç geçiriyor ama nafile artık mümkün değil. Kadının da erkeğinde esas arzusu ve fıtratına uygun olanın aile sıcaklığına muhtaçlık olduğu her geçen gün daha fazla anlaşılacak. İş işten geçmeden anlaşılsa bari.
2024 te evlenenlerden daha çok boşanmalar olmuş ülkemizde. Rüzgar ektik fırtına geliyor. Anne eğer toplumu manen inşa etme öğretmenliğinden kopartılırsa önce aile sonra toplum ifsat olur. Bumerang gibi bir şey bu. İlk hatayı yapanlara dönüyor tehlike ve zararları. İhmalin olduğu yere şiddetle ve intikam alırcasına can yakarak dönüyor darbeleri. İhmal edilen eğitim ve merhamet duygusu sonunda acımasız bir düşman olarak can evinden vurmak için geliyor hem de ilk sahibine. Her geçen gün farklı aileye dair dıramatik örnekler artarak devam ediyor ve hızlı bir şekilde yayılıyor korkumuz bu.
Hatayı kendimizi ve ailemizi ihmalle başlattık, taşıdığımız insani değeri ve önemi unuttuk sonrasın da eşimizi hayat arkadaşımızı, çocuğumuzu ve devamında her şeyimizi kaybedecek bir sonda bulduk kendimizi. Kendi egolarımızı tatmin adına körleştik, başka hedeflere uzaklara bakacağız derken kendimizi yok edecek tehlikeleri göremedik. İhmaller birbirini takip etti. Ailemizi lüks, konfor, statü, kariyer adına zaafa uğrattık. Zararları önce bize dönüyor ve bedel ödüyoruz. Zamanı geçtiğinde artık ne çocuğumuzu ne eşimizi geri kazanamıyoruz. Ara çok açılmış dönüş nerdeyse imkansız hale geliyor ve aile darmadağın oluyor. Yardım için el uzatan da nerdeyse yok. Boş ver dert etme ‘ dünyada ondan başka kadın mı yok veya dünyada ondan başka erkek mi yok’ diye fısıldayan hatta akıl veren ve hatta bu işin avukatlığını yapan nice insan ve cin şeytanlarının fısıltıları sonunda yok olan ailemiz ve insani kimliğimiz…
Nikahlı Aile Kurun ve Ailenize Dönün..
‘Kendinizi ve ehlinizi ateşten koruyun’ ilahi buyruğuna göre insanın kendini ve ailesini iç ve dış tehlikeli etkenlerden koruma aklı ve güdüsü var. Gözle görülen ve görülmeyen pek çok tehdit etrafımızda var bunu hepimiz biliyoruz. O zaman bu tehlikelere karşı da maddi ve manevi korunma tedbirlerini aramalı, bulmalı ve işleme koymalıyız.
Aile müessesesi daha başlangıçta helal kriterlere göre kurulmalı, haramla başlayarak temellendirilen işlerden helal ve huzurlu bir süreç oluşmaz. Batak üzerine atılan temel üzerine bina yapılmaz. Ne olacak canım birbirimizi tanımadan nasıl evlenelim demek sorunun çözümü için doğru bir başlangıç değildir. İslami ve örfi anlamda oluşmuş ilahi mesaja ve teamüllere uygun bir sürecimiz vardı kaybettik ve sonrasında çözülmeler başladı. Aslımıza ve kadim aile değerlerimizdeki asli kriterlere dönmeli ve nesilden nesile aktarımını sağlamalıyız.
Evet, ailelerimizde ekonomik, sosyal, siyasi, iktisadi ve uyumla ilgilisıkıntılarımız var. Eşlerimiz ve onların aileleriyle sorunlarımız var. Bunlar çözülebilecek sorunlar. Yeter ki aklı giderici maddeleri kullanmadan, haram ve yasaklara bulaşmadan, sinirlerimize hakim olarak bir kez daha düşünelim. Bilgisine ve adaletine güvendiğimiz yakınlarımızdan, aile danışmanlarından yol yöntem ve yardım talep edelim. Affedelim bir kez de önce biz adım atalım olmaz mı? O zaman kavga ve gürültü ile saldırganlıkla hem kendimizin, hem eşimizin hem de çocuklarımızın hayatını yok etme bedbahtlığına düşmeden son sığınamız ailemizi koruyacak ve ‘iyi ki o gün stresimi doğru yönetmişim, hata yapmamışım ‘ diye o zaman kendimizi bile ödüllendirerek mutlu yaşantımıza devam edeceğiz.
Birkaç Önemli Husus
Daha evlenme arefesinde iken karşılıklı denklik ölçüsünü göz ardı etmemeliyiz. Çiftler birbirlerine karşı fiziksel ve ruhsal uyum anlamında yakın ya da denk olmalıdır. Birbirlerini fiziken ve ruhen hayallerine uygun bulurlarsa oluşan sıcaklık hayat boyu onları kuşatır ve aile uzun ömürlü olur.
Ailelerin ve yöresel kültürlerin birbirilerine yakın olması. Yeni kurulacak kız ve erkeğin aile, ve nesep konusunda sağlam bir geçmişe sahip olması, hoş gören anlayış, kültürel değer yakınlığı, maddi durum, yaşam tarzları bakımından yakınlık anlamında oluşan durum gençlerin aile kurarken dikkate almaları gereken bir husustur.
Evlenecek kişiler birbirlerinin maddi kazanç ve gelir durumları hakkında ön bilgi sahibi olmalıdır. Maddi durumun hayatın zorluklarını karşılayacak derecede helal bir kazanç temelli olması önemlidir. İnsanın geçimini sağlaması için bir gelire sahip olması zaruri bir durumdur. Her iki tarafında helal ve meşru bir kazanca sahip olacak yeteneğe sahip olması çiftler için elzemdir.
Güzel ahlak ve huy sahibi olmak aile kurumlarının olmazsa olmazıdır. Hem kadının hem de erkeğin güzel huy sahibi olması, affedici olması, cömert ve yardım sever olması birbirlerini tamamlayıcı muhabbete sahip olmaları anlayışı üzerine kurulan aile ideal ailedir.
Ailemize dönmeliyiz. Bizim için son kale, en önemli sığınak, dertlerimizi paylaşacak, sevgimizi artırarak çoğaltacak, neslimizi devam ettirecek, milletimizi yarınlara taşıyacak, ahirette bizi cennette buluşturacak helal bir yöntem üzere kurulmuş aile hedefimiz olmalıdır. Sağlam itikatlı, güzel ahlaklı çocuklarımızla huzur ile bu hayatı dolduracak anneye, babaya, çocuğa, dedeye, nineye dönmeliyiz. Ben geldim anne, ben geldim baba diyerek, eşler tekrar birbirlerine ilk günkü gibi gözlerinin içine bakıp affederek, yormadan, yanlışlarımızı terk ederek, eşimizi daha fazla üzmeden tut ellerimden diyerek hep birlikte ailemize tekrardan hicret etmeliyiz.
Diğer mekanların hiç biri ailemizin bize verdiği sıcaklığı vermeyecektir bunu bilelim ve onu kaybetmeyelim. Eğer bir sebepten uzak kalmışsak çok geç olmadan ailemize geri dönelim.