İstanbul’un fethiyle ilgili geçen sene yayımladığımız yazımızı gelişen mühim olaylara ışık tutacağı inancıyla yeniden yayınlıyoruz! Allah’ın yardımı gelince kişinin kalbinin hidayet kapıları açılır. Buna nusret ve fetih diyoruz. Gönlün kapıları açılınca da kişi güzele, hayra ve Hakk’a yönelerek, Allah’a sevgiye, saygıya ve kulluğa döner. Buna kalbin döndürülmesi manasına inkılab diyoruz. Yani önce nusret, sonra fetih ve sonra da inkılâb! İhtilal ve işgali; şeytan ve yandaşları, hidayet manasındaki İslami fetih ve inkılâbı ise sadece Rahman olan Allah (cc) yapar. Gönüllerimizin, evlerimizin, şehirlerimizin ve ülkelerimizin İslam’la fethi için temiz nizam, temiz cüzdan ve temiz vicdana sahip olmak şarttır. Halkların inanç ve değerlerine savaş açan Şeytani “-izm”ler ve rejimler bataklığında temiz cüzdan ve temiz vicdanlı insan yetiştirilmesi çok zordur. Faiz, kumar, içki, toto, piyango, fuhuş ve uyuşturucu ticaretiyle ve kul haklarıyla elde edilen haram kazançlarla ne temiz cüzdan olur, ne de temiz vicdan! Ne fetih ve ne de inkılâb! Bir gecede onlarca gemiyi halatlarla çekerek dağlardan yürütüp Haliç’e ulaştıran ve boğazı kontrol için inşa edilen Rumeli Hisarı’nı altı ay gibi kısa bir zamanda yapmayı başaran bu mana ve ruhu anlamadan, İstanbul’un Fethi’ni anlamak mümkün değildir. 21 yaşında genç bir sultanın ve halkının; ilmini, kültürünü, azmini, kabiliyetini, güzel ahlakını ve yetiştirilme şartlarını araştırıp tatbik etmeden yeni Fatih’leri, Ak Şemseddin’leri ve Ulubatlı Hasan’ları yetiştirmek mümkün değildir. Genç Sultan’ın, halkının kardeşlik bağlarını ve ahlakını gördükten sonra Kostantiniyye’yi İstanbul’a çevirmek için Edirne’den yola çıkması muazzam fethin sırrı ve tılsımıdır. Çünkü pragmatist, egoist, bencil ve cahil bir toplumla hiçbir sahada başarılı olma şansı yoktur. Birbirinin kuyusunu kazan, kardeşlerinin başarısını kıskanan, sakat malı sağlam diye satan, barış ve barış ortamından rahatsız olan, cüceleri yüceltip putlaştıran ve de aklını başkalarına ipotek ettirmiş cahil bir kadro ve toplumla ne fetih olur ne de inkılâb! Bugün Afganistan’da, Irak’ta ve Suriye’de, Allah’ın nusret ve fethini geciktiren kafa aynı makam ve mal kolik kafa değil mi? Ülkemizde İslam inkılâbı çalışmalarını sekteye uğratmak için Bizans Ergenekon’u çetelerince başlatılan yalan ve iftira kampanyalarına

alet olan kafa aynı hasid kafa değil mi? İstanbul’un fethinden sonra Roma’nın fethini de hedefleyen Cihan Devleti Osmanlı’yı arkadan defalarca hançerleyen zihniyet bugün de Suriye’de olduğu gibi İslam Âleminin gönül fethini, uyanışını ve inkılâbını geciktirmeye ve İslam Birliğini kasıtlı olarak önlemeye devam ediyor. Orta Çağı, Yeni Çağa döndüren büyük fethin müjdelenmiş komutanı Fatih Sultan Mehmed Hazretlerinden ve fetih ruhundan rahatsız olan CHP ve yavrusu faşist partiler yine entrikalarına devam ediyor. Osmanlı Devletini yıkarak Kostantiniyye’nin fethinin intikamını almayı başaran CHP iktidarı; misyonu gereği Anadolu’muzda laiklik ve Kemalizm şeytan tuzağıyla Bizans’ı yeniden hortlatma planını tam yüz yıl uyguladı. Kurucuları satanist, sabataist ve faşist kafalı Konstantinlerle nesillerimizi ecdadından nefret duyan ve İslam Medeniyetine düşman bir nesil yapmayı başarmışlardı. İslam düzeniyle yetiştirilecek, cüzdanı ve vicdanı temiz nesillerle bu tehlikeli oyunlar bozulmalıdır. Yeni nesil; Siyonizm’in tezgâhladığı mezhepçi, tarikatçı, partici ve ırkçı fanatikliğinden Müslüman kimliğiyle kurtarılarak kucaklaşmalı ve acilen birleşmelidir. Akdeniz’i havuz yapan dedemiz Cihan Sultanı Yavuz Selim’den rahatsızlık duyan Romen Diyojen ve Şah İsmail kafalı zihniyetlerin tuzaklarından kurtarılmalıdır. Bizans’ın yolunu ve rejimini ülkemizde hakim kılan masonik iktidarların oyunları son kırk yıldır bir bir bozuluyor. Bizans’ın rejim ve zihniyeti yeniden yıkılıyor, İslami Fetih yakın! Ufukta ışıldıyor elhamdülillah! Yeniden fethin gerçekleşmesi için; İstanbul ve tüm şehirlerimiz İslambol’a dönüşmeli! Nesillerimiz İslam inkılâbıyla coşmalı! Ve şahıslara değil, sadece ve sadece Allah’a kul olmaya koşmalı! Fethin sembolü Ayasofya’mızı zincirlerinden kurtarmak istiyorsak; önce nefislerimize bağlanan Şeytani zincirleri kırmak için durmadan, oturmadan ve gevşemeden yola devam etmeliyiz. İstanbul’un Fethinin 561. yılı hayır ve bereket dolu bir barış yılı olsun inşallah! Osmanlı ve Türkiye’mizin banisi ve kurucusu Ulu Önder Eyyub El Ensari Hazretleri’nin ve talebeleri Fatih Sultan Muhammed, Yavuz Sultan Selimlerin ve tüm Müslüman ecdadımızın ruhu şâd makamları Cennet olsun. İzlerinden gidenlere selam olsun!