Zerreciklerden galaksilere, tek hücrelilerden dev balinalara kadar varlıkların her biri yaratılış şaheseridir. Bu varlıkları, türlerini ve türlerin içindeki sayı sınırlarını aşacak tekillerini ancak bilgisi ve kudreti sınırsız, tasarım gücü sonsuz olan bir yaratıcı yaratılabilir.

Bu yaratıcı, bütün yüceliklerle vasıflı ve tüm eksikliklerden beri olan Şanı büyük Allah’tır. Biz, öncesiz ve sonrasız olan Allah’ı zatı ile değil yarattıkları ile ve Kur’ân’da bize Kendisini tanıttığı ölçüler içinde  tanıyabiliriz.

Allah’ın insanlara yönelik son mesajlarının içeren Kur’an bize hiçbir varlığın Allah’ın zatını ve sıfatlarını kavrayamayacağını şöylece bildirir:

“Hiçbir beşerî görüş ve tasavvur Onu kuşatamaz, halbuki O her türlü beşerî görüş ve tasavvuru çevreleyip kuşatır: zira yalnız Odur (bilgisine, kudretine ) tam nüfuz edilemez olan, her şeyden haberdar bulunan. (Enam, 6/103)

HER VARLIK PLANLI YARATILMIŞTIR
“Biz her varlığı bir kaderle; ölçüye /yasaya / programa  göre yarattık,” anlamındaki Kur’ân âyetiyle   işaret edildiği üzere her bir  varlık kendisine özgü bir ölçüye ve yasaya göre yaratılmıştır. (Kamer 49) Varlıkların yapılarında sürekli değişkenlik olsaydı ilim/bilim de yapılamazdı.

Bütün bu açık hakikatleri kavrayamayan Celal Şengör gibi ateistler ilim adamı olamazlar bazı bilgilere ulaşmış olsalar da.

ATEİST CELAL ŞENGÖR CEHALETİ VE KORKUSU
Şom ağızlı Celal Şengör ve benzerlerinin büyük tespitlermiş gibi yayınlanan ürpertici  deprem yorumu şöyle:

{ “Hayatta kalanlar ‘keşke ölseydik’ diyecek”

15 Mart 2025’d2 Cansu Canan Özgen’in YouTube programına konuk olan Prof. Dr. Celal Şengör, İstanbul’u bekleyen tehlikeleri anlattı. Normal şartlarda 7’nin üzerinde bir deprem beklendiğini vurgulayan Şengör, özellikle güney sahil hattının, yani Tuzla’dan Silivri’ye kadar olan bölgenin ağır hasar alacağını söyledi. Ancak asıl büyük felaketin depremin ardından yaşanacağını belirtti.

Şengör, deprem sonrası İstanbul’da ciddi altyapı sorunlarının yaşanacağını ifade ederek de şunları söyledi:

“İlk gün her yerde yangınlar olacak. İtfaiye ekipleri ya enkaz altında kalacak ya da araçlarına ulaşamayacakları için müdahale edemeyecek. Kent dışından yardım gelmesi çok zor olacak. Bugün Türkiye’de deprem bölgelerine gönderilen ekiplerin yüzde 60’ı İstanbul’dan gidiyor. İstanbul yıkıldığında, bu oran tersine dönecek ve şehre çok az yardım ulaşabilecek.”

Deprem sonrası temel ihtiyaçlara erişimin büyük sorun olacağını belirten Şengör, açlık ve yağmalara karşı uyarıda bulundu.

Yeni havalimanının dolgu zemine inşa edilmesi nedeniyle muhtemelen hasar göreceğini ve kullanılamaz hale geleceğini ifade eden Şengör şunları ilave etti:

“Birkaç gün içinde şehirde açlık başlayacak. Yağmalar yaşanacak. Ardından salgın hastalıklar görülecek. Enkazlar uzun süre kaldırılamayacak ve şehir ağır bir kokuya bürünecek.”

BU TESPİTLER İÇİN YER BİLİMCİ  OLMAK GEREKMEZ
Yedinin üstü  büyüklüğünde bir deprem olması halinde bütün bu değinilenlerin olabileceği  her akıllı kişi tarafından tespit edilip söylenebilir. Kaldı ki İstanbul coğrafyası  Allah’ın yeryüzünü yarattığı dönemlerden  beri var ve halen yerli  yerinde. İnsan yapısı olan Galata kulesi , Ayasofya mabedi ve Süleymaniye camii de asırlardan beri ayakta.

DEPREM OLABİLİR Mİ?
Deprem olabilir mi?

Biz  güneşi, ayı, yıldızları ve yeryüzünü içine alacak şekilde gerçekleşecek Kıyamet Depremi’ne inanan insanlarız.

Deprem olabilir. Bunun gibi daha nicelerin olabileceği ihtimal dahilindedir.

İHTİMALLER
Ekseni etrafında dönen dünya durabilir. Yeryüzü, çevresinde seyrettiği güneş tarafından yutulabilir. Bir anda denizler tutuşabilir. Mağma tabakası değişik coğrafyalarda patlayabilir ve yeryüzünü cehenneme dönüştürebilir.  Gerçekleşecek  çökmelerle yeryüzü bizi yutabilir.  Yağmurlar yağmayabilir. Örnekleri görülen kasırgalar, hortumlar, tsunamiler her bölgeyi yıkıma uğratabilir. Bildiğimiz büyükçe  depremler sık sık tekrarlanabilir.

Birçok örnekler daha verebiliriz.

İstanbul depremi de bütün bu ihtimaller gibi bir ihtimaldir. Allah’a ve onun  adalet ve merhametine inanmayan ve lağım fareleri – dışkı  böcekleri benzeri olan bütün  ateistler evreni ve hayatı rastlantılarla yorumladıkları için deprem benzeri korkularla yaşayabilirler.

ÖNLEM ALMAYALIM MI?
Bunun için şom ağızlı korku tellalı olmaya gerek yoktur.

Peki bu şekilde salınan korkularla İstanbul’un 16 milyonluk halkı panikletilirse nereye gidecekler? Ne yapabilecekler? İnsanlara yapabileceklerini söylemek gerekir.

Allah bazı bölgeleri yerleşime uygun yaratmamıştır. Bunları araştırmak gerekir. Beton türü malzemelerle gökdelenler yapmak tam bir ahmaklıktır. Dayanıksız binalar yapmak akıl kârı değildir.  Ayakta kalamayacak binalar yenilenmelidir. Olabilecek bir deprem sonrasında yaşanabilecekler için tedbirler alınmalıdır.

Yeryüzünün ve insanların yaratıcısı olan Allah, tabiata ve insan hayatına hakim yaratıcıdır. O onaylamadıkça hiçbir şey olmaz. Hiç bir fay kendiliğinden harekete geçerek ölüm saçamaz. Tesadüf diye bir şey yoktur.

Hadi   yedi buçuk ölçeğinde gelecek deprem için önlem aldınız ya on beş şiddetinde gelirse nasıl korunacaksınız?

Yapmamız gerekenleri yapmalı ama asıl önlemin  Yaratan’a ve yasalarına yönelmek olduğu bilinmelidir.

Sekür/laik düzenler gibi Allah’ı ve yasalarını dışlayan Allah ortak koşucu sosyal sistemler, özellikle insan haklarını çiğneme ve sömürü sebebi olduğunda depremler gelebilir. Fizik depremlerden daha büyük ahlaki deremler ve savaşlar da zuhur edebilir. Ülkemizde örneğin en büyük deprem materyalist eğitim ve hukuk sistemi, borca dayalı para sistemi ve faize dayalı ekonomi olmuştur.

Allah’ı bilmek, yasalarını egemen kılmaya çalışmak, hukuki ve sosyal adalet, maddi ve manevi yardımlar da depremleri engelleyebilir.

Bu sebeple maddi önlemlere ve onlardan daha çok  da manevi önlemlere . yoğunlaşmalıyız, bir diğer anlatımla tövbe etmeli ve Allah’ın bizi manen diriltecek çağrılarına, uygulama amacıyla kulak vermeliyiz. (Enfal 24)

ALİ RIZA DEMİRCAN