6’lı masa, başkan adaylarını belirleyip ‘’Erdoğan’ı koltuğundan etmek için’’ değil de; özelde Kılıçdaroğlu’nu ''itibarsızlaştırmak'' hatta alaşağı etmek ve genelde ise fiiliyatta mumla aranan ülke muhalefetinin varlık kıpırtılarını da felç etmek için kurulmuş sanki! Eğer birilerinin iddia ettiği gibi altılı masayı Biden’ın da emireri olduğu ‘’güç dengeleri kurdurmuşsa(!)’’ ortaya çıkan bu sonuca göre o dengeler, ‘’Erdoğan’dan başka güçlü bir aday görmek istemiyorlar’’ demektir!
Gelinen noktaya bakar mısınız? Başkan Erdoğan’ın karşısında tüm varlıklarıyla hamle/tavır/söylem/eylem geliştiren bu masa, yapılacak seçimlerde Erdoğan'ı çoktan alternatifsiz biri yapmayı başardı bile. Bu sonuç, küreselcilerin ‘’emrinde’’ oldukları ‘’iddia’’ edilen masa mensuplarının beceriksizlikleri mi yoksa kendisine yönelik tüm hamleleri boşa çıkartan Erdoğan’ın siyasi/stratejik dehasının sonucu mu yada her ikisi mi yorumu size bırakıyorum!
‘’- Hop! Dur bakalım! Daha oyun başlamadı! Masa şu an sadece peşrev çekiyor, rakibini, dengeleri, konjönktürü tartıyor! Herşey yakında çok daha güzel olacak! Geliyor gelmekte olan…’’ diyor ve Ekrem İmamoğlu’nu kastediyorsanız yazıyı okumaya devam etmeyin derim!
Girizgahta belirttiğim; ‘’Altılı Masa’nın, ‘’Erdoğan’ı yıkmak’’ için değil de sanki Kılıçdaroğlu’nu alaşağı etmek için kurulmuş olduğu!’’ ifadesine/iddiasına/yorumuna özellikle dikkatlerinizi çekmek isterim! Eğer böyle bir niyet/plan varsa bunun nedeni ve sebep-sonuç ilişkisi üzerinden gerekçelerini izah etmekte lazım. Bir köşe yazısında bunu detaylıca izah etmek kolay değil ama yazının devamında kısaca atıf yapabiliriz.
Eğer ortada ‘’Kılıçdaroğlu’nu itibarsızlaştırmak’’ gibi bir durum varsa bu bir plan dahilinde olmalı ve bu plan devredeyse hayata geçmesi içinde içeride bir truva atı olmalı. ''Bu operasyonu içeriden yürüten kim?'' sorusunun cevabını bulmak içinde geriye doğru sürece baktığınızda tavırları, söylemleri, hal ve hareketleri, rol çalmaları ile akıllara gelen bir isim de illaki zihninize hucüm ediyor olmalı. Tüm eylem ve söylemleriyle buna hizmet ediyor görüntüsü veren kim acaba?
Baksanıza, hem partnerlerinden ve hem de kendi partisinden hiç kimsenin Kılıçdaroğlu'nun itibarsızlaştırılması ve yok sayılması konusunda belirgin
bir rahatsızlığı göze çarpmıyor! ‘’Genel Başkanları bypass ediliyormuş, adam yerine konulmuyormuş, yokmuş gibi davranılıyormuş’’ CHP’den kimse tınlamıyor! Bir Genel Başkan bu kadar itibarsızlaştırılabilinir mi? Bu durum CHP üst yönetiminin bile umurunda değil, tepkileri ise öylesine; ‘’sessiz kalıyorlar’’ denmesin, dostlar alışverişte görsün kabilinden ve sembolik.
Birkaç gün önce Konya’da bir araya gelen CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yaptığı ortak açıklamayı ulusal.com.tr web sitesi şöyle haberleştiriyordu:  ABD'nin adayını belirlemeye çalıştığı 6'lı masada kriz devam ederken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın da içinde olduğu CHP'li 11 büyükşehir belediye başkanı ortak açıklama yaptı. CHP'li belediye başkanları: "Kılıçdaroğlu'na sonuna kadar güveniyoruz…" dedi. Alın işte size 11 büyükşehir belediye başkanından suya sabuna dokunmayan, ithamları boşa çıkartamayan ''sözde'' bir açıklama daha!
Bu açıklamadan önce ise en son Saraçhane’de yaşanan çak’malar, kucaklaşmalar ve yapılan konuşmalarda satır aralarında yer alan bazı ifadeler, kesinleşmemiş cezaya yönelik sevinç gösterileri hep bunun işaretleriyle dolu değil mi?
Birileri Tayyip bey’den çok bu süreci Kılıçdaroğlu aleyhine yönetiyor sanki.
Dara düşürülüp tökezletilmek istenen Kılıçdaroğlu, masada en çok oyu olan genel başkan olduğu halde maalesef en zayıf halka! Bu yönüyle ise bu durum ilginç bir paradoks! Bu tenakuzun köklerine baktığımızda ‘’Bay Kemal’’ CHP içinde ki tüm güçlü klikler için, oluşturulan risksiz bir alanda hayli zamandır genel başkancılık oynamasına izin verilen siyasi bir figür olmaktan öteye geçememiş bir isim görüntüsünde. Zaten O’na biçilen rolde buydu! Rolünü oynadığı sürece sorun yoktu ama ''rol çalmaya'' kalkışıp Erdoğan’ın karşısına geçmek isteyerek, Erdoğan’a tam bir zafer kazandıracağı düşünülünce uyuyan derin CHP harekete geçti.
Burada ayrıca CHP tabanını tebrik etmeden de geçmeyelim. CHP tabanı, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın partisinde böyle bir genel başkan profiline tam 12 yıldır, ‘’kimlik siyaseti’’ gereği muhteşem bir tahammül örneği gösterdi. 2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerinde müzik alanında ödüle layık görülerek bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ödülünü alan Ajda Pekkan’ın şarkısında ki dizelerde olduğu gibi; ‘’ne yazık ki çerçeve değil, resim arıyorum’’ sözlerindeki atıf, CHP seçmeninin tolerans eşiğini alkışa layık bir hale getiriyor. Taban, tam 12 yıldır resimi olmayan boş bir siyasi çerçeveye bakıp durdu! Bir mülahazaya göre; ‘’belediye seçimlerinde Tayyip beyin altın tepside sunduğu İstanbul'u; kendi çabalarıyla, siyasi dehasıyla, halkın sevgisiyle kazandığını düşünen İmamoğlu'' ise, kendisini o çerçeve için aranan resim zannediyor! CHP’nin sabırlı tabanı yıllardır boş bir çerçeveye bakmış olmanın verdiği yorgunlukla İmamoğlu’nu tuale resmedilmiş bir yağlı boya resim yerine koymakta haklı! O kadar çok uzun süre boşluğa baktılar ki o boşluk büyüdü büyüdü ve büyüdü! O çerçeveye şimdi Kılıçdaroğlu dışında kimi koysalar taban razı…

2023 seçimleri için herkes bir tez, teori, komplo, fikir, analiz ortaya atıyor! Birilerine göre; ‘’Tayyip bey, kesin bir galibiyet için karşısında aday olarak Kılıçdaroğlu’nu görmek istiyor!’’ Buna görede; ‘’tam da bundan dolayı Kılıçdaroğlu aday olmamalı! Olmaması için her türlü enstrüman kullanılarak Kılıçdaroğlu engellenmeli, gerekirse itibarsızlaştırılmalı ve hatta gerekirse koltuğundan dahi edilmeli! Karşısında Kılıçdaroğlu’nun olduğu Erdoğan’ın, kazanamama ihtimali yok! Erdoğan’ın tam bir galibeyetle tekrar Beştepe’ye oturması önlenmeli!’’
Bazıları da diyor ki; ‘’Tayyib’in planını gördük, Kılıçdaroğlu aday olursa Tayyip %100 kazanır! O nedenle Erdoğan’ı siyasi hayatında ‘’mağlup’’ eden isim İmamoğlu’nu aday yaparak oyunu bozacağız, fırsat bu fırsat Tayyib’i indireceğiz!’’ Belediye seçimlerini kazandığına kendisi bile şaşıran ve halen belediye başkanı moduna giremeyip, sahillerde, tatillerde, rakı-balık sofrasından kalkamayan, siyasi entrikalarla meşgul olan İmamoğlu, kendini her ne kadar Erdoğan karşısında ki bloğun şahı zannetse de, satranç masasında hangi taş olduğunu ‘’kendisini aday yapsalarda, yapmasalarda’’ çok yakında görecek! Başkan Erdoğan, belediye başkanlığı seçim sürecinde İmamoğlu’nu Beştepe’de kabul edene kadar O’nun kim olduğunu bilmeyen ve 25 yıldır hep kaybetmiş büyük bir seçmen kitlesinin siyasete tekrar konsolide edilmesine yarayan İmamoğlu’na bu bağlamda tekrar bir görev verilir mi göreceğiz!
Daha başkaları diyor ki; ‘’Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Mansur Yavaş ilk turda aday olacaklar, iş ikinci tura kaldığında ise en çok oy alan aday lehine diğer adaylar Tayyip karşısında desteklenecek ve ikinci turda bu iş bitecek!’’
En başkaları da diyor ki; ‘’Daha dün MHP’den kopan, elindeki İP’i bazı vekillerin boynuna atıp MHP’den kopartan Meral Hanım, Bahçeli’ye rağmen tüm bunları nasıl başardıysa bu kez CHP’yi içeriden dağıtacak! İmamoğlu’ndan yanaymış görüntüsü vermesine aldanmayın, son dakikada aday olarak Mansur Yavaş’ı işaret edecek, böylece bütünden daha çok parça kopacak, CHP atomize edilecek ve altılı masayı kendi içinde zayıflatarak Tayyip beyin kazanmasının önü açılacak!’’
Zaten yine çok başkalarına da göre; ‘’Meral Hanım, Devlet beyin 6’lı masada ki Truva atı! Vakti geldiğinde Cumhur İttifakı lehine harekete geçecek ve ortada ne masa ve ne de o masanın itibarlı bir adayı kalacak!’’

‘’Meral Hanım eğer Devlet beyin Truva atıysa, e deha siyasetçi Erdoğan’ın altılı masa ve bileşenleri içinde Truva atları mutlaka vardır’’ diyenler de; ‘’İmamoğlu’nun ''hakaret davasının'' böyle sonuçlanması Tayyip beye rağmen gerçekleştirilemez, Reis kurduğu oyuna start verdi, endişeye mahal yok’’ diyenlere kadar bir çok yorum daha ekleyebiliriz.
Bütün bu tezler, atraksiyonlar, hamleler ise doğal seçim süreçlerinin tabi sonucu. Bakacağız göreceğiz! 2023 her anlamda önemli! Aday illa ortaya çıkacak! Millet İttifakı’nın adayını doğal olarak herkes merak ediyor ve haklı olarak soruyor; ''Erdoğan'ın karşısında aday kim olacak?''
Bana göre o belli de asıl Cumhur İttifakı’nın adayı kim olacak?
Pardon!

Nasıl yani?
Burası malumunuz Türkiye! Gün doğmadan bir bakarsınız neler doğar! Yarın ne olacak kim bilebilir? Kim derdi ki İstanbul ve Ankara büyük şehirleri 25 yılın sonunda altın tepside CHP'ye verilir! Adaylık deklaresiyle seçim sürecinin resmen başlaması farklı şeyler değil mi? Bir bakarsınız belki yeni ittifaklar kurulur, varolanlar bölünür. Parçalanmış gibi görünen yapılar birleşir! Pusu da olanlar, burunlarını mevziden çıkarabilir! Gölgelere saklananlar güneşe çıkar! Kavgalı görünen derin yapılar bir bakmışsınız kucaklaşır! Hani bir reklam vardı: ''Mümkünlü de herşey mümkün!'' diye, e işte burası mümkünlü!
Bir de ülkeyi 20 yıldır öyle bir akıl yönetiyor ki, küreselcilerin akıllarına zarar!
Nerede nasıl bir hamle yapacağı öngörülemeyen!
Son örnek!

İhvan-ı Müslimin Hareketine darbe yapıp, seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’yi zindanlara atmış yetmemiş orada öldürmüş, nice İhvan mensubunu darağacına çekmiş darbeci Sisi’yle; nasıl bir tepki alacağını bile bile Katar'da tokalaşan Erdoğan bir bakıyorsunuz bunları yaparken bir yandan da İhvan diasporasını Türkiye’de himaye ediyor. Bu da yetmezmiş gibi İhvan’ın kurucu lideri Şehid Hasan El Benna’nın kızı, oğlu Sisi tarafından asılmış şehid kızı ve annesi olan Hale el Benna’yı İstanbul’da himayesine alıyor ve Hale el Benna iki gün önce vefat edince de bizzat katılamasada oğlu Bilal Erdoğan’ı vekili olarak Eyüp Sultan'da ki cenazeye gönderiyor!
E Vekil, asil gibidir!
Ve oğul, babanın sırrıdır…
Burası Anadolu! Burada ihanet ve şer merkezleri daim pusu halinde! Sadece gölegelere çekilir! En zahirinden en batınına, Gülen’in den somurtanına…
Teyakkuzu elden bırakırsan kaybedersin! Her türlü hamleyi öngörerek hazırlığını yapmalısın! Aslolan memleketin selameti olduğunda canını hiçe sayan biri için koltuk/makam nedir ki? 2023 çok şeylere gebe! Adaylık dilekçesi Yüksek Seçim Kurulu'na teslim edilene dek yazımın başlığında ki soru benim açımdan cevapsız olarak kalacak! Bize ağız tadıyla bir seçim yaptırmayabilirler! Gönüller ve diller Erdoğan'dan yana! Şarkılar O'nu söylüyor...
...
Ha unutmadan!
Ödülünü bizzat Erdoğan’dan alan Ajda Pekkan o meşhur şarkısında ne diyordu?
Biden’a, 6’lı masaya, İmamoğlu’na gelsin! Hatta tüm bileşenlere:
‘’Acılar güzel olacak / Yürek hep de şanslı değil bir üzen olacak

İkimiz senle neyi çözemedik /O da tek taraflı değil bir gülen olacak

Bu kapıdan ilk giren aşık olacak / Sözüne de özüne de sadık olacak
İkimize bu tabiat aşık olacak /
Sıramı bekliyorum…
............................. / Ne yazık ki çerçeve değil resim arıyorum...’’

Bülent Deniz
Habervakti.com Genel Koord.
www.bulentdeniz.com

''neyse ki yarın var... umutların en sevdiği gün!''