Dilipak söz konusu makalesinde “ABD seçimleri sonra Birleşik Devletler dağılma korkusu yaşamaya başladı. Başta Kaliforniya olmak üzere 5 eyalet birlikten ayrılmak istiyor. 3'ü iflas etti, birlikte istenmiyor, 3'ü de “New African Republic” diye kendi aralarında ayrı bir birlik oluşturmak istiyor.. Trump sonrası ABD'nin ne olacağı belli değil. Globaller, Cumhuriyetçiler, Demokratlar hepsi ayrı telden çalıyor”.. (Dilipak'ın Savaş Başladı mı? yazısını okumak için tıklayın)
Dilipak’ın ABD’nin dağılması ile ilgili öngörüleri 1980’li yıllara dayanıyor. ABD’nin yoksulluk, işsizlik ve asayiş sorunlarının yaşandığı ve siyahilerin yoğun olarak yaşadığı eyaletler olarak Mississippi, Louisiana, Georgia, Maryland, South Carolina’nın adını verirken, en yoksul 5 eyalet olarak Mississippi, Louisiana, New Mexico, West Virginia, Arkansas’ı zenginler istemiyor.
“Göçmen olayı” New Meksico’da patlasa da Illinois, California, New York, New Jersey, Connecticut, Mississippi, Alabama, Georgia,
Dilipak’a göre Kaliforniya birlikten ayrılır ya da dışlanırsa, içinde Las Wegas’ın olduğu Nevada’da birlikten ayrılır. Trump, Silikon Vadisi ve Hollywood, kumar şehri Las Vegas gibi merkezi, yapay zeka üzerinden merkeziyetsiz bir yapıya dönüştürerek kendisi kontrol etmek istiyor. Bu açıdan California ve New York gibi şehirler, çok büyük, sorunlu ve kontrolü zor eyaletler.
DİLİPAK’A GÖRE ABD FED’DEN KURTULMAK İSTİYOR
Dilipak FED’in şubelerinin bulunduğu 12 eyalet’in de ABD’nin başının belası olduğunu söylüyor. ABD dünyanın tek rezerv parası olarak yoluna devam etmek için Amerikan devletine bağlı bir Kripto Para sistemine geçmek ve FED’den ayrılmak istiyor. FED ABD’de, ağırlığı Rocofeller ailesine aid olan, bir finans grubu. FED’in merkezleri şu eyaletlerde bulunuyor: New York, Boston, Philadelphia, Cleveland, Richmond, Atlanta, Şikago, St. Louis, Minneapolis, Kansas City, Dallas, San Francisco..
ABD, dünyanın en borçlu bankası olan FED’den ayrılarak FED’i yalnız bırakmak ve ABD’de bir bölünmeyle, Dolar karşılığını sıfırlayarak bu büyük yükten/borçtan kurtulmak istiyor.
Dilipak’a göre, FED krizinin LIBOR ile birlikte düşünülmesi ve bunun konunun bir yandan Rothchild-Rocofeller rekabeti, öte yandan ABD-İngiltere rekabeti şeklinde de düşünülmesi gerek. Bu konu aynı zamanda ABD/BRICS rekabeti açısından da ayrı bir önemi var. Bu durum aynı zamanda AB ve NATO içinde de sorunlara sebeb olurken, Almanya, Fransa ve İtalya /Vatikan açısından da ayrı bir takım dengelere, hesaplaşmalara sebeb oluyor.
ABD BÖLÜNEREK BÜYÜMEK İSTİYOR?
Dilipak’a göre, ABD bölünerek büyümek istiyor. 1/3 küçülürken, öte yandan sınırlarını Panama, Kanada, Grenland’a doğru genişletmek istiyor. Mesela ABD 2017’de Porto Riko'ya yüklü miktarda federal fon aktararak ABD birliğine katılmasını sağlamak istiyordu.
Trump zaten Merkezden ayrılacak eyaletlerin de kendi içinde bölünmesinden sonra bir kısmının birliğe yeniden katılımını da düşünüyor.
TRUMP’A KALSA İSRAİL DE ABD’YE BAĞLANMALI
Dilipak’ın Habervakti, MiratHaber ve ElipsHaber’de, daha önce yazdıkları ve Derin Gerçeklerde anlattıklarına bakıldığında o farklı bir senaryodan söz ediliyor. Dilipak’a göre ABD, bu senaryoda Türkiye’yi ve Türkiye üzerinden, Arap yarımadasındaki diğer ülkelerle birlikte Suriye’yi ve Mısır’ı da yanına almak istiyor. Türkiye’nin İslam dünyasındaki itibarını kullanmanın yanında Türkiye üzerinden bir yandan KARAY ve HAZARA poltikasını kontrol etmek isterken, öte yandan ORTODOKS dünyası ile de yakın ve sıcak bir temas için TEOPOLİTİK bir bakış açısıyla hareket ediyor. Trump İsrail’in ABD’nin denizaşırı toprakları olmasını da arzu ediyor. Dahlan / Kushner senaryosuna göre, İsrail’in sınırları yeniden belirlenmeli ve İsrail’in bölgede Lübnan, Ürdün, Suriye’nin bir kısmı ve Sina ile birlikte yeniden düşünülmesi gerek. Ürdün kırallığı’nın sınırları burada Hicaz bölgesine doğru genişlemesi ve mukaddes bölgenin “Şeyh” ve “Şerif” ailelerinin kontrolünde özerk bölge olması, ancak, Ürdün’ün Filistin’le birlikte İsrail federasyonuna katılması gerekiyor. SDG / Kürdistan koalisyonunun ise Arz-i Mev’ud bölgesinde, ABD’nin himayesinde özerk bir bölge olarak kalması gerekiyor. Bu konu Davud Koridoru, Tenef, Litani ve Açılacak İbrahim koridoru ve Hayfa’dan Ayn-el Arab’a kadar uzanacak bir demiryolu ile de ilişkilendiriliyor.
TRUMP’IN ÜRDÜN, MISIR TEMASLARI BU AÇIDAN ÖNEMLİ
Trump’ın Gazze’nin tahliyesi ile ilgili olarak Mısır’la görüşürken, Batı Şeria konusunda Ürdün’le görüşmesi, öte yandan Lübnan konusundaki çalışmaların bu konuyla ilgili olduğu görülüyor. Dilipak’a göre bu “Şeytani plan”, en az GLOBAL RESET projesi kadar tehlikeli. Daha ilk günden CHABAT’çıların, Suriye topraklarında Cebeli Dürz’de mabed inşa etmeleri ve Lübnan’daki ve diğer ülkelerdeki Arab Masonların Şamda yatırım için hazırlık yapmaları da dikkatle takip edilmesi gereken konuların başında geliyor.
Dilipak’a göre tek senaryo bu değil, İngiltere’nin AB’nin başka senaryoları da var. Herkesin bir planı var, ama sonuçta hüküm Allah’ındır. “İhtirasları ve öfkesi aklından büyük bir adam” olan Trump herşeye sahip olmak isterken ellerindekilerini de kaybedebilir. Bizdeki bir deyişle “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olabilir”..