Bismillahirrahmanirrahim

Bizleri en güzel kıvamda erkek ve kadın olarak yaratan ve bizler için üreme kanununu takdir buyuran Yüce Allah’ımıza hamd ederim.

Bizleri eşcinsellik konusunda da uyarıp yönlendiren Aziz Peygamberimiz biricik hayat önderimiz Hz. Muhammed’e kalbi bağlılıklarımı arz eder, insanlara tebliğ ettiği esasların daha bir yaygınlık kazanmasını Yüce Mevla’mızdan niyaz ederim.

Eşcinsellik/Homoseksüellik Haramdır

Bir temel hakikate bir daha değinelim:
Yüce Mevla’mız biz insanları muhteşem bir şekilde yaratmış, bütün yeryüzünü ve göksel varlıkları bizim hizmetimize sunmuş ve bizleri de kendi zâtına ibadetle yükümlü kılmıştır. Biz, Rabbimizin Kur’anî emirlerine uyarak ve de Kur’anî yasaklarından sakınarak O’na ibadet ederiz. Yani hayatımızı İslâmîleştirerek kulluk görevimizi yapmaya çalışırız.

Rabbimizin yasaklarından biri de eşcinselliktir. Faiz nasıl bir haramsa, yalan nasıl bir haramsa, karşı cinsler arasında nikâh dışı ilişki olan zina nasıl bir haramsa eşcinsellik de öylece haramdır.

Eşcinsel Duygusal Değil Aktif veya Pasif İlişkiye Girendir

Biz eşcinsellik derken aktif veya pasif ilişki içine giren insanları kast ediyoruz. Yoksa duygusal yakınlık ve de yaratılıştan kadınsı tavırlar sergileyen ve konuşmalar yapan insanlar konumuzun dışındadır. Çünkü insan, yalnızca iradeli davranışlarından sorumludur.

Yüce Rabbimiz bizi denemeye uğrattığı için varlığımıza bütün güzellikleri ve çirkinlikleri kodlamıştır. (Şems 7-8) Güzelliklere eğilim gibi çirkinliklere eğilim de doğamıza yüklenmiştir.

Bu sebeple eşcinsellik de eğilimi duyulabilecek bir olgu olarak karşımıza çıkabilir. Bunun içindir ki bilgilenmek, bilinçlenmek ve Rabbimizin ve de Peygamberimizin buyrukları çizgisinde yaşamakla yükümlüyüz. İhmalkârlık azim ve olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Eşcinsellik Kur’ânî Haramdır

İslam Dini, ne idüğü belirsiz hurafelere ve menkıbelere dayanmaz. Falanın veya filanın sözlerine istinad etmez. Bu dinde emirler Kur’ân’a dayanır. Yasaklar da Kur’ân’dan deliller gerektirmektedir. Diğer haramlarda olduğu gibi eşcinselliğin de haramlığına delalet eden Kur’ânî buyruklar vardır.

Bunların başında Hazreti Lut’un tebliğleriyle konulan eşcinselliğe ilişkin yasaklar ile onun eşcinsel kavminin helakini konu alan âyetler gelmektedir.

Biz bu  yazı dizimizde ilgili âyetlere dikkatlerimizi çekmeye çalışacağız. Önce Hz. Lût hakkında kısaca bilgi verelim. Sonra da Hz. Lût’’un kavmi bağlamında konulan yasakların Ümmet-i Muhammed’i nasıl bağlamakta olduğunu açıklamaya çalışalım.

Allah’ın Resûlü Hz. Lût ve Tebliği

Hz. İbrahim’in çağdaşı olan Hazreti Lût, insanlık semasının yıldızlarından bitidir. Kur’ân ifadesiyle, “Allah’ın rahmeti içine daldırdığı muhteşem bir Nebi’dir.” (Şuara 162; Enbiya 75) Bu ifadelerin altını özellikle çiziyorum. Çünkü tahrif edilmiş olan İlahî Kitap Tevrat’ta, Hazreti Lût ile alakalı öylesine ahlâk dışı ifadeler yer almaktadır ki bu ifadeler sıradan insanlar için kullanılsa bile insanı ürpertecek çirkinliktedir. (Tekvin 19/30-36)

Kur’ân-ı Kerim’de 27 defa adı geçen Hazreti Lût, Allah’ın Filistin yöresinde Lût Gölü çevresinde yer alan Sodom ve Gomore denilen şehirlere Nebî/Resûl (Peygamber) olarak gönderilmiş bir şahsiyettir. Peygamberlik görevini yapmaya çalışmış ama azgınlaşan eşcinsel kavmi onu yalanlayıp Allah’ın  egemenliğini ret emiştir. Sonuçta bu kavim helâke maruz kalmıştır. Helakin kalıntıları bugün de mevcuttur. Kur’ân bu kalıntılara şöylece işaret etmektedir:

“Elem verici azaptan korkanlar için onların helâk edildiği yerde kanıtlar bıraktık.” (Zariyat 37)

Hazreti Lût’un tebliğini Kur’ân’la delillendirmek için burada yalnızca Şuara Sûresi’nin 161 ve devamında yer alan âyetlerin kısaca meâlini/anlamını sunacağım:

“Hz. Lût, fıtrat kardeşleri olan kavmine şöyle dedi: (İnandığınız Rabbiniz Allah’ın emirleri ve yasaklarına/yaratılış yasalarına) aykırılıktan kaçınmayacak mısınız? Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Allah’a isyandan vazgeçin ve sizi doğru yola iletecek olan bana itaat edin. Ben sizden bir ücret istemiyorum; (bana şöyle siyasi imkânlar, böyle ekonomik kazançlar sağlayın, demiyorum.) Benim mükâfatımı bütün varlıkların yaratıcısı olan Rabbim verecektir.
Allah sizin için karşıt cins kadınlardan eşler yaratmış iken kadınları bırakarak erkeklere mi yöneliyorsunuz? Hayır hayır, siz başka değil azgın bir topluluk sunuz. (Sizlere tebliğ edip duruyorum ama bilesiniz ki) bu ahlaksızlığınıza derinden öfkeliyim.”

Hulasa edersek Hz. Lût, diğer bütün Peygamberler gibi Allah’a ve âhiret hayatına imana çağırmış,  Allah’ın emirleri ve yasaklarına aykırılıktan sakındırmıştır. Özellikle eşcinsellikten menetmiştir. Kendilerinden siyasî ve ekonomik bir beklentisi olmadığını, bunu niye dikkate almadıklarını dile getirmiştir. Uyarılarıyla sonuç alamayınca kırılma noktasına gelerek beddua eden diğer Peygamberler gibi o da şöylece bedduaya sarılmıştır:

{“Yarabbi beni ve bana inananları, onların yaptığı ahlâksızlıktan koru.”

“Rabbim! Doğal cinselliği eşcinselliğe dönüştüren bu bozgunculara karşı bana yardım et.”} (Şuara 169; Ankebût 30)

Onun bedduasının ardından da taş yağmuru ile helak edilmişlerdir.

Dîni Tebliğ Edecekler Karşılık Beklememelidir

(Bu arada bir de şu gerçeği ifade edelim: Allah’ın dini İslâm’ı tebliğ edecek insanlar, insanlardan maddî veya manevî hiçbir şey beklememeli, siyaset ricaline, zenginlere boyun eğmemelidir. Allah’ın dinini tebliğ edecek insanların temel vasfı istememek olmalıdır. Öyle gelene el öptüren, gidenden yardım bekleyen, görüştüğüne mal satmak isteyen hakiki İslâm davetçisi olmaz. Halkımız artık bunları bilmelidir.)
Burada odaklanmamız gereken nokta Hz. Lût’un kavmi bağlamında konulan eşcinsellik yasağının biz Muhammed ümmetini nasıl bağladığı hakikatidir.

Devamı Gelecek..