Yabancılardan, yadlardan, bizi bir kaşık suda boğmak isteyenlerden, yardım isteyenler, onların boyunduruğu altında olmak için çaba sarf edenler utansın...

Geçen yıllardaki Karabağ olayları gösterdi ki, dünyada Müslüman Türk kavmine mensup devletler pek sevilmiyor. Batı ve Haçlı zihniyeti tarafından hep ötelenmek isteniyor. Her zaman göz önünde bulundurulmaya çalışılıyor. Geçmiş zamanda Bosna olayları da buna bir örnektir. Sırplar Bosnalıları Türk diye öldürüyorlardı. Onlara göre Türk demek Müslüman kimliği taşıyan demekti. O kadar...

Şimdi yine aynı tutum ve davranış devam ediyor. Maddi açıdan yaptırım yapmak için, bahane arıyorlar. Maddi açıdan yaptırım yetmiyor, döviz silahını kullanıyorlar, siyasal baskı kurmaya çalışıyorlar. Olmadı Ülkemizdeki bazı terör eylemlerine karışmış olan, destekçisi olan, yandaşı olan insanları AB mahkemelerinde aklamaya çalışıyorlar. Olmadı bu konuda ülkemize baskı yapmaya çalışıyorlar... ABD Bir yandan Yunanistan'ı kışkırtıp üzerimize salmaya çalışıyor. Hesap başka. Sınırımız her noktasına asker ve mühimmat yığınağı yapıyor.

Yalnız ortada bir gerçek var ki, akıllara zarar bir durumdur. Bu gerçekleri mutlaka görmemiz lazım.

Basından alınan bilgilere göre; PKK'nın kullandığı tüm mayınların ve silahların dost! Ülkelerin malları olması dikkatimizi çekti.  Hala askeri sevkiyatın yapılıyor olması. ABD, Çin, Belçika, Almanya, İngiltere… Bütün bu ülkeler sözde Türkiye İçin dost ülkelerdir. Bu nasıl dostluk ise anlamak mümkün değildir. Kimisi NATO üyesi, kimisi müttefikimiz, kimisi komşumuz. Hele İran, yakın zamanda başkanın bir şiiri okuması yüzünden hemen tavır aldı. Gerçek yüzünü gösterdi. Ermenilere arka çıktı. Bugün Suriye ile görüşmeler başlaması birilerini rahatsız etti. Evet istiyorlar ki gerginlik devam etsin. Mülteci meselesi Ülkemizi sürekli rahatsız etsin. Bu sorun ortadan hiç kalkmasın.
 
Bu olaylar bir kez daha gösteriyor ki; kendini yeteri kadar koruyacak duruma gelmedikten sonra kimseden fayda yoktur. Çok çalışarak kendi silahını kendin yapacaksın, hatta yedek parçaların da bile onlara muhtaç olmayacaksın. Karşı terör saldırılarına karşı, kendi teknolojini geliştireceksin. Karşı taraftakiler senin kullandığın tesisatın teknik ayrıntılarını dahi bilmeyecekler. Kullandığın silahlar herkes tarafından bilinen silahlar olunca; tedbirler de ona göre oluyor. Kendi savaş gücünü kendin oluşturacaksın, kimseye muhtaç olmayacaksın…

İşte ambargolar, silah satmayacağız tehditlerinin altında yatan gerçek şudur; GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE İSTEMİYORLAR...

O nedenle içimizdeki bazı yandaşlarını da devreye sokarak, güya Ülkemizi suçlu duruma düşürmeye çalışıyorlar.

Evet, onların görevi budur. Tarih boyu zaten bizi hiç sevmemişlerdir. En birinci neden Ülkemizin Müslüman olmasıdır. Zaten kimi AB sözcüleri bazı zamanlar Ülkemiz hakkında değerlendirme yaparlarken, Amma "Siz Müslümansınız" DEMEYİ İHMAL ETMİYORLAR. Evet biz Müslümanız. O halde onların bizi tanımladığı kavram ile çok daha iyi Müslüman olmalıyız. Bu sayede merhamet medeniyetimizi tanısınlar. Hala dünyada en fazla mülteciye sahip çıkan ülkeyiz. Hem de bağrımıza taş basarak.
Evet, Allah'ın izni ile ne yaptırım ne ambargo ne baskı bizleri yıldırmayacak. Biz daha çok çalışarak yeni sihaları, ihaları, tankları, helikopterleri, savaş gemilerini, üretmeye devam edeceğiz. Hiç durmadan savunma sanaayinde öne çıkmış yatırımları yapmaya devam edeceğiz...

Yeter ki kendi aramızdaki birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı güçlendirelim. Kendi kendimizi yemeyi bitirelim. Birilerini eleştirmek için, büyük büyük büyüteçlerle hatalar ve yanlışlar aramaktan vaz geçelim... Birbirimizi yıpratmayalım. Bizim bizden başka dostumuz yoktur. Ne zaman anlayacaksınız? BİZİM   sosyal medya çıldırmış olmalı... Birbirlerine karşı; asparagas gazeteciler gibi davranmayı, çok güzel beceriyorlar... Helal Olsun! Adamın birisi herhangi bir konuda açıklama yapıyor.   O, fikir ona aittir, doğrudur yanlıştır... Fikrini söylüyor adam. Fikrini beğenmediğiniz adamı alaya almayınız, hakaret etmeyiniz, medeni usullerde karşı fikrinizi söyleyiniz. Israrla tartışmaya girmeyiniz. İlla benim dediğimi kabul etsin diye, tartışmayı uzattıkça uzatmayınız... Siz ise; O açıklamalardan sadece üç kelimelik açıklamayı alıp; Bakın adam '' şöyle şöyle demek istemiş.'' deyip üzerinden yorum yapıyorsunuz...  Öyle yapmak KONUYU anlamadan  yorum yapmak kul hakkı değil midir? Niyet okuma değil midir?  Adamın ne söylemek istediğini nerden biliyorsunuz. Ya adam sizin dediğinizi kast etmedi ise; sizin durumunuz ne olacak? Ey Müslümanlar, kendinize geliniz...

Yoksa, üzülen, ağlayan, perişan olan, ötelenen, dışlanan, yalnız bırakılan biz oluruz. Bu gerçeği asla unutmayalım... Bunun sonunu da Allah korusun, düşünmek bile istemiyoruz... Çoğunlukla anlamadan yorum yapan yahut kendi anladığı şekilde insanların paylaşımlarını  yorumlayan arkadaşlar en azından benim anladığıma göre, burada şunu ifade etmek istiyor, diye açıklamalarda bulunabilirler. Bu durumda olan arkadaşlara tavsiyem; dürüst olun, kindar olmayın, anlamadığınız bir şeye de yorum yapmayın... Dostlarınıza sevgi ile yaklaşın, peşin hükümlü olmayın. Kin ve nefretle bakmayın...  Nefretinizi ise, açıktan size düşmanlık edenlere saklayın...Yine dost ve arkadaşlarınıza karşı samimi olun, her şeyden önemlisi; Kul hakkına saygılı olun,  Kardeşlik hukukunuza sahip çıkın, Kendi insanlarınızı hedef almaktan uzaklaşın. Birliğimizi dirliğimizi bozmayın. Müslümanlar kardeştir, ilkesini hayatınızda uygulayın...