Herkesin ağzında aynı terane... Amerika çöküyor! Çok söyleyince inandırıcı geliyor olmalı ki bu tuhaf koro günden güne genişliyor. Evet! Küresel tepişmenin ayazında adı konmamış bir soğuk bütün dünyayı dişliyor.

Amerika çöküyor mu? Evet! Parsel parsel her yere çöküyor. Kağıttan hokkabazlık maharetiyle her şeyin köküne kibrit suyu döküyor. Maddi ve manevi tahribatın fevkindeyiz... Ya akıllar başa... Ya da alayı tuşa gelecek belli...

Amerika çöküyor! Usul usul... Hesapları eğip büküyor. Verir gibi yaparak almak... Yükselmek için numaradan alçalmak seyrettiğimiz. Seyir terasında havalar hoş... Perdelerin arkası neon ışıklarının terlettiği kadar loş... Gözden kaçanlar kartopuyken çığ olmuş... Bütün dünya gergef, bir çılgın figür ise tığ olmuş... Neo-Sezar... Yerseniz!

Amerika çöküyor... Ama boğazlara... Yoksa ne diye cümle alem tık nefes olsun? Koroner halk(!) yetmezliği kalıcı hasar bırakma arefesinde... En büyük arıza görme ameliyesinde... Orası kesin! Görmedim, duymadım, bilmiyorum triosuyla bakar körlük ve ahmaklık üzerine tül örtmenin adı: Denge! Zaten bu kadar kıskıvrak yakalanmışlıkta ne lüzum var cenge?

Amerika çöküyor... Diyorlar... Çünkü bu retorikle çalışır bu manivela... Kaostan kaynaklanan düzen hikayesinde hiçbir şey değişmemiş... Avutarak yutulmak bir nevi... Düşük maliyetli ama kati galibiyetli bir oyun bu... Adam(?) adının hakkını verip koz üstüne koz oynuyor. Bu kumar masasında geri kalan herkes sinek ikilisi...

Amerika çöküyor... Mu? Yalancı pehlivanların peşrevine bakıp şaşa kalmayın... Cazgırların naralarıyla bulanan meydan boşalsın diye bu sahte ricat! Gölge oyunu... Karagöz... Hacivat!

Amerika çöküyor... O sebepten küresel siyonizm gemi azıya almış... Tabutlar küçülürken fecaat ayyuka çıkıyor. Teslim alınan kalabalıkların direnen bir avuç insana bakıp sonra kaldığı yerden devam etmesi sıradanlaştı. Artık hitamın kıyıları bize de yanaştı. Kanlı-kansız... Canlı-cansız... Şu idrak yoksunu halimizle, idrak bir paslı çivi gibi saplanacak alnımıza!

Verileri yeniden değerlendirmek lazım... Bu işte bir tuhaflık var. Görünenler, görülsün diye öne sürülüyor ise... O esnada kaçırdığımız hakikat... Bu küresel narkoz ve/veya felç halinin sebebi zahir... Belirsizlik soslu saçaklı mantıkla yoğrulmuş bir çerçeve farkına varamadığımız. Sahte koşularla savunmamızı dağıtan kültür ajanı forvetlere hâlâ akıl-sır erdirememek... Olsa olsa... Basiret bağlanmasına yorulur. Olsun... Gün gelir... İki kere ikinin dört ederken... Nasıl duruma göre üç ya da beş etti(rildi)ğini öğreniriz. Ama önce ruhumuza musallat ettikleri öğrenilmiş çaresizliği terk etmeli...

Amerika çöküyor deniyor ya... Hangi Amerika diye sormak lazım... Dünyada heryer Amerika olmuş herkes az ya da çok Amerikalı(!) Laf aramızda pek çokları için bu hâl acayip fiyakalı... Biz bu meseleyi kovboy filmleriyle bilinçaltımız dönüştürülürken kaybettik... Her baltaya sap olduk(!) Önce bilinçaltımıza hacamat yapmak lazım... Sonra konuşulacaklar belki anlam kazanır.

Artık... Her yer Gazze... Her yer Kerbela... Her yer Kerkük olmuş... Sözün bittiği yerde sözü Irak Türklerinin feryadıyla bağlayalım:

"Yıktılar kalamızı,
Sürdüler balamızı...
Daha can boğazdayken,
Çektiler salamızı!

Ah Kerkük yüz ah Kerkük!
Her zaman yüzü ak Kerkük!
Ölseydim dülmeseydim,
Ben senden uzak Kerkük!

Elinde yad elinde,
Öt bülbül yad elinde!
Bir diyar mezar olsun,
Kalmasın yad elinde!

Can Kerkük canan Kerkük,
Her söze kanan Kerkük...
Kalıpdı yârdan uzak,
Mum kimin yanan Kerkük!"