Afganistan'da patlama: Mülteci bakanı öldü Afganistan'da patlama: Mülteci bakanı öldü

İşgalci İsrail güçleri karadan Gazze'ye girmek için siyasi otoriteden talimat gelmesini bekliyor. Böyle bir dönemde Başbakan Netanyahu'nun oğlu Yair, İsrailli askerlerin tepkisini çekmeye başladı.

Netanyahu'nun oğlunu sordular: Neden Miami'de?

The Times'ın haberine göre, yedek askerler, "Netanyahu'nun oğlu neden Miami'de?" şeklinde sorular soruyor. Gazze'de Hamas'a karşı savaşa katılan gönüllüler, ABD'de kalan Yair Netanyahu'nun ülkesinden vazgeçtiğini söylüyor.

İsrail'de seferberlik

Birçok İsrailli, ordunun ülke tarihindeki en büyük seferberliğine katılmak üzere harekete geçti. 300 binden fazla yedek asker göreve çağrıldı. Başbakan Netanyahu'nun en büyük oğlu Yair'in ise bu yılın başlarında Florida eyaletinin Miami kentine gittiği ve orada kalmaya devam ettiği kaydedildi.

Yaşı 32, göreve elverişli

32 yaşındaki Yair'in yedek askerlik görevine elverişli olduğu, bu zorunluluğun 40 yaşında sona erdiği hatırlatıldı. Güvenlik nedeniyle isminin gizli kalmasını isteyen bir asker, "Ben ön saflardayken, Yair Miami Beach'teki hayatının tadını çıkarıyor." dedi.

İsrailli asker: Yair hâlâ burada değil

Söz konusu asker, tepkisini dile getirirken, ''Ailemizi korumak için işimizi, ailemizi, çocuklarımızı bırakan bizleriz, bu işin sorumluları değil. Kardeşlerimiz, babalarımız, oğullarımız hepsi cepheye gidiyor ama Yair hâlâ burada değil. Ülke liderliğine güven inşa edilmesine yardımcı olmuyor.'' ifadelerini kullandı.

Netanyahu ile israil ordusu güven bunalımı yaşıyor

İsrail basını, Başbakan Binyamin Netanyahu ile İsrail ordusu arasında güven krizi bulunduğunu, bu durumun Gazze savaşında ortak karar almayı zorlaştırdığını yazdı.

Yediot Ahronot gazetesi, İsrailli siyasi ve askeri yetkililere dayandırdığı haberinde, Gazze'ye kara harekatı yaklaşırken Hamas’ın elindeki İsrailli esirlere ilişkin bir çıkmazla karşı karşıya kalındığını ve "hükümetin temel konularda mutabakata varmakta zorluk yaşadığını" yazdı.

Haberde, "Netanyahu'nun, olup biten her şeyin (Hamas’ın İsrail’e karşı 7 Ekim’de başlayan saldırıları) sorumluluğunun üst düzey İsrail ordusu yetkililerinde olduğuna inandığı ve onlara kızgın olduğu söyleniyor." ifadelerine yer verildi.