Medeniyet demek; hak ve hukuk demekse, adalet için yaşamaksa eğer bunun gerçek adı İslam demektir. Haksızlık ve hukuksuzluk İslam'sızlıktan güç alır. İslam, insanlığın ruhunda dev bir çınar olarak yeniden yeşermedikçe yeryüzünde zulüm bitmeyecektir. Haçlı seferleri tarih sahnesinden hiç bir zaman eksilmeyecektir. Batı köksüzlüğünün, yenilmişliğinin, kaybetmişliğinin, mutsuzluğunun intikamını İslam'dan almak için bıkmadan usanmadan mücadele edecektir. Hristiyanlık; insanın ruhunu tatminden uzaklaşmış bir din olarak insanlığın saadetine savaş açmıştır. Hz. İsa, ne kadar yalnız ve çaresizse her hristiyanın kaderi de yalnızlık ve çaresizliktir. Yalnız ve çaresiz kalan insan şiddetin esaretine girer. Bu yüzden Batı medeniyeti sevginin değil şiddetin medeniyetidir. Döktüğü kanlardan beslenen vampir bir medeniyettir. Avrupa'da kök salan Batı, Ortadoğu'yu, Afrika'yı, Amerika'yı (kuzeyini de güneyini de), Asya'yı talan ederek varlığını sürdürebilen bir medeniyettir.

Bu vampir medeniyet gözünü tarihin her döneminde Mescid-i Aksa'ya ve Kudüs'e dikmiştir. İslam medeniyeti ise Selahaddin Eyyubi'nin medeniyetidir. Her Filistin'li birer Selahaddin Eyyubi'dir. Taştan daha taş kalpli İsrail askerlerine attıkları her taşla; Filistin'liler "İnsanlığın Şerefini" kurtarmaktadır. Dünya müslümanlarının, Filistin'lilere karşı şükran duymak gibi bir sorumlulukları ve mecburiyetleri vardır.

İslam, bu insanlık savaşında eninde sonunda zafer kazanacaksa bu Filistin'lilerin attığı taşlar sayesinde olacaktır. Korkak ve soysuz ruhlu İsrail askerlerine cesurca meydan okuyan Filistin'li kadınlar ve çocuklar geleceğimiz için büyük umuttur. 

Ramazan ayı, Kadir gecesi ve yaklaşan Ramazan bayramında Filistin için, Mescid-i Aksa için, Kudüs için yüreklerimiz sızlamıyorsa dindarlığımızın yani müslüman olmamızın hiç bir anlamı yoktur. İslam bir medeniyet dinidir. İslam demek Mekke ve Medine demektir. İslam demek Kudüs ve Kahire demektir. İslam demek Şam ve Bağdat demektir. İslam demek İsfahan ve İstanbul demektir. İslam demek Balkan'lar demek yani Bosna demektir. 

Çocukluklarında vampir ve cadı hikayeleri dinleyerek vampirleşmiş bir medeniyet olan Batı'nın zulmü bittiğinde İslam demek Roma demek olacaktır.

Mescid-i Aksa ve Kudüs; müslümanlara Roma'yı müjdelemektedir.

İslam bir fetih dinidir. Emevi, Abbasi, Endülüs'le başlayan İslam'ın fetih şahlanışı, Selçuklu ve Osmanlı'nın zaferleriyle insanlık tarihine şeref katmıştır. 

Müslümanlar, Roma rüyası görmedikçe Batı'nın zulmü bitmeyecektir. 

“Annem bana: ‘Oğlum, dünyâda iki insânı sev… Peygamber Efendimizi, bir de Sultan Murad Efendimizi sev!’ derdi.”

Yahyâ Kemâl Beyatlı
Kaynak: Nihâd Sâmi Banarlı, Yahyâ Kemâlʼin Hâtıraları, s.25

Yahyâ Kemâl”e sormuşlar:

“–Türkler Viyana kapılarına nasıl gitti?” diye… O da:

“–Türkler Viyana kapılarına kılıçla mı gitti zannediyorsunuz? Hayır Osmanlı, Viyana kapılarına bulgur pilâvı yiyerek ve Mesnevî okuyarak gitmiştir.” cevabını vermiş.


Eski zamanlarda kendisi pirinç yiyecek kadar zengin olmasa da mütevazı ruhuyla  Anadolu insanı, yediği helal lokma bulgurun verdiği dinçlikle ve bir diğer yandan da ruhlarında kana kana Mesnevî çeşmesinden içtikleri iman şerbetiyle Viyana kapılarına Allah'ın ismini yüceltmek adına yani Îlâyı Kelimetullah uğruna gitmişlerdir.


İslam demek sadece namaz kılmak ve oruç tutmak demek değildir. Müslüman olmak demek İslam'ın beş şartıyla yetinmek demek değildir. Müslüman olmak demek adalet, insaf, hak ve hakikat ölçüsüyle yaşayan insan demektir. 

Namaz kılan, oruç tutan, zekat veren, hacca giden bir müslüman fetih rüyaları görmüyorsa imanı yavan demektir. Müslüman olmak demek bedeniyle de ruhuyla da Allah'ın adını yüceltmek için yaşayan insan demektir.


 “Tevhit ağacının dalı budağı, daha doğrusu ruhu demek olan adalet, insaf, hak ve hakikat olmayan yerde İslâm nasıl buyruk yürütebilir?" Samiha Ayverdi

Kızılelma:

Filistin'in yani Mescid-i Aksa'nın ve Kudüs'ün intikamı Roma'dır!

İslam’ın kıyametten önceki son büyük zaferi 2050'de Roma’yı fethetmektir.


Bilmeyenler için sözlük:

Kızılelma
1.
Osmanlılarca, Hristiyan dünyasının merkezi olan Roma’daki kilisenin kızıl bakırdan kubbesi anıştırılarak, ulaşılacak, ele geçirilecek en uzak ve en son coğrafi uç, nokta anlamında Roma ve Viyana kentlerine verilen simgesel ad.
2.
Yeryüzündeki Türklerin birleşip kuracakları, nerede olduğu bilinmeyen ülküsel bir ülke.