28 Temmuz 1914. 1. Dünya savaşı başladı. Bugün olduğu gibi Avrupa devletleri arasındaki anlaşmazlıklar ülkeleri adeta patlamaya hazır birer bombaya dönüştürmüştü.. Bu durum  28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun veliahdı Arşidük Ferdinand ve eşi Sophie Chotek’i bir Sırp milliyetçisinin suikastı ile Saraybosna’da öldürülmesiyle sonuçlanacaktır.. Bu sonuç, yeni bir dünya savaşının başlangıcı oldu.

Resmi tarihe göre 1. Dünya savaşı “O döneme kadar yapılmış en kanlı savaş” olarak kayda geçirilse de, Dünya Savaşı patlak vermeden 50 yıl önce, güney Çin›de tam 14 yıl boyunca süren “Tayping ayaklanması” sırasında 20 milyondan fazla kişi öldürüldü. (Bazı kaynaklara göre bu rakam 30 milyondu. Vahşetin büyüklüğü karşısında küsuratın bir önemi yoktu.) Bu cinayetin asıl failleri İngilizler ve Fransızlardı. Beyaz adam daha önce de 1500’lü yıllardan başlayarak tüm Kızılderilileri öldürmüşler, tüm kara derilileri köleleştirmişlerdi. Bu katliamlarda öldürülenlerin sayısını hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Sarı ırkın başına gelenler, sadece Çinlilerin başına gelenlerden ibaret değildi. Hindistan’da, Endonezya’da, diğer bölge ülkelerinde, Avustralya’da da benzer katliamlar yaşandı. 1. Dünya savaşında sadece  17 milyon asker ve sivil öldüğü sanılıyor.. 1. Dünya savaşına İngiltere’den 6 milyon erkek seferberliğe katıldı, bunların sadece 700 bini geri dönmedi.

The Economist dergisi, 2019’la başlayan süreci emojilerle kapağına taşıdı. 2025’e kadar sürecek bir ekonomik ve siyasi türbülansa hazır olun.

İşte önümüzdeki 6 yılın en çok kullanılacak emojileri: Fil ve Gandi (Hindistan), Boynunda haç taşıyan Buldog köpeği (İngiltere), Panda (Çin), Trump/Nazi (ABD), Aya yolculuk ve uzayın fethi-Uzay savaşları ve Megatron bomb (Enerji bombasının ne demek olduğunu bilmeyen gazeteciler ve mizah çizerleri dalga geçmeye devam edebilir), Mahşerin 4 atlısı ve Mesih’in geri dönüşü, için  Yuhanna vahyinde söz edilen Efes (Ephesos) (Selçuk) - (Efes metropoliti), İzmir (Smyrna), Bergama (Pergamon), Salihli (Sardes), Alaşehir (Philadelphia), Denizli (Laodikeia), Akhisar (Thyateira)’daki “melekler” Mahşeri 4 atlısı ile ilgili görevlerini yerine getirmek için “uyandırılacakları” günü bekliyorlar.. Anlayacağınız Tapınakçılar yine devrede. Şeytan bugünlerde fazla mesai yapıyor. Boş durmayacak. Şeytanın işbirlikçileri de. İzmir, Manisa valileri, belediye başkanları, Antep, Hatay, Urfa, Maraş, Kilis, Osmaniye, Halep vali ve belediye başkanları Armegedon sürecine hazırlar mı? Ve tabii İran, Irak, Suriye melikleri.

Bombayı atan lise öğrencisi  yargılandı fakat reşit olmadıkları için idam cezası yerine 28 Ekim 1914 tarihinde ağırlaştırılmış 20 yıl hapse mahkûm edildi. Bombayı atan Nedjeljko Cabrinovic 1916 yılında, Trifko Grabez 1918 yılında, suikastı gerçekleştiren Gavrilo Princip ise zindanda 28 Nisan 1918’de tüberküloz hastalığından öldü. Hiç biri sebeb oldukları savaşın sonucunu göremediler. Savaş sona erdiğinde ne Çarlık Rusya’sı vardı ve ne de Osmanlı İmparatorluğu. Rusya’da komünist bir rejim kurulmuştu. Osmanlı devletinin enkazı üzerinde ise, Anadolu topraklarına sıkıştırılmış Laik bir Cumhuriyet kurulacaktı. Osmanlı yurdu ise işgal edilecekti. (Bu dönemi anlatan ÇANAKKALE GEÇİLDİ isimli kitap aralıkta kitapçılarda olacak, Kayıt Yayınlarından)

Sahi, mesela, denizde eskort kızlarla alem yapan Dahlanist Veliaht Prens mi daha tehlikeli yeni bir dünya savaşı için Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun veliahdı Arşidük Ferdinand ve eşi Sophie Chotek’i Kral el örgütü üyesi Gavrilo Princip (20 yaşında), bombayı atan Nedjeljko Cabrinovic (19 yaşında) ve Trifko Grabez (19 yaşında) mi?

Bugün Dahlan gibiler ya da Veliaht Prensler devrede. Kendi ihtirasları uğruna ülkesini ve bölgeyi cehenneme çevirecek bir sürü şizofren ve megaloman adamın yönettiği örgüt var ortalıkta. Ve bunların peşine takılan kalabalıklar var. Bunlar siyasette, iş dünyasında, STK’larda, dini grublarda ve Media’da her yerdeler.

1.Dünya savaşının 100. Yılında ve Da Vinci’nin ölümünün 500. Yılında Da Vinci kapağı ile çıkan The Economist; Da Vinci’nin Anatomi Araştırmaları Üzerine Çizdiği Altın Orana Sahip İnsan Eskizi: Vitruvius Adamı bir Cyber Man’a dönüşmüş. Genomik bir “Human” elinde esrarın kök adı olan hintkenevirini tutuyor.

Da Vinci’nin Maria Magdelena ile ilgili “Kilisenin derin büyük sırrı” ile ilgili bir gönderme de var. Filozof, astronom, mimar, mühendis, mucit, matematikçi, anatom, müzisyen, heykeltıraş, botanist, jeolog, yazar ve ressam olan Da Vinci’nin Mona Lisa’sı Angelica  Julia olmuş.

Bütün bunlar bir grafikerin muzipliği değil. Elbette Hristiyan ve Yahudi teolojisine dayalı kehanetler içeren bu imajların esoterizmi yanında, bu kehanetlere dayalı olarak “durumdan vazife çıkatmak” isteyen derin yapıları olduğunu unutmamak gerek.

Burnu uzayan Pinokyo (İtalya) da var bu emojilerde, elektrikli otomobil de, cep telefonu da var. Bebek taşıyan leylek de. Daha önce yazdığım makalelerde dünya nüfusu ile ilgili yazdıklarımı hatırlayın. Genetik kodlama ile artık “insan üretimi” planlanacak! Patlaması beklenen volkanlar da var, oy sandığı da. Avrupa’daki seçimlerin sonuçları önemli. Kapakta Hz. Süleyman’ın inşa ve cinne hükmeden yüzüğüne de gönderme var, Putin de var. Ve tabii terazi de. Dünya haritası da ilginç. Tenis topu da var. Karıncayiyen de var.

Stan Lee, Amerikalı çizgi roman yazarıdır. Spider Man, Fantastik Dörtlü, X-Men, Daredevil, Hulk ve Iron Man süper kahraman karakterlerini üretmiştir. Stanley Martin Lieber 1922’de New York’da doğdu.12 Kasım 2018 öldü. Birtakım mitolojik ve esoterik karakterleri çizgi film kahramanına dönüştürdü ve modern bir mitoloji çağına benzetilmeye çalışılan “yeni dünya”nın algısında, Holywood’daki diğer uzay ve bilim kurgu filmleri yapanlarla birlikte çalıştı. Onun kahramanlarından biri olan dev karıncayiyen de dergi kapağında yerini aldı.

Neyse, bugünlük de bu kadar.. Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada uzun sürecek bir türbülansa hazır olalım.. Sabırlı olalım. Değişen şartlara uyum performansımızı artıralım, Allah’ın yardımının bize ulaşmasını engelleyen işlerden uzak duralım. Zalimlere, fasıklara, müfsitlere, paraya, makam ve şehveti put edinen megaloman, müstekbir, şizofren, egosantrik insan görünümlü “belhum adal”lerden uzak duralım. Yoksa ateş bize de dokunur. Selâm ve dua ile.