Bundan tam 157 yıl evvel 8 Mart günü New York’ta bir tekstil fabrikasında çalışan kadınların iş yerinde diri diri yakılışını Dünya Kadınlar günü olarak kutlayanların aklına şaşırıyorum! Allah’ın (c.c) gönderdiği hak ve özgürlüklere razı olmayan insanoğlu nefsine uyduğunda hep yanıldı. Hep aldandı. Hep zalimleşti. İslami Hukuk sahası dışında hak ve özgürlük arayanlar hep birbirlerine zulmederler! Kendi nefsiyle hak ve özgürlük arayan kadın erkeğe, erkekse kadına zulmeder! Bugün; kadına elle, erkeğe ise dille şiddet, cahiliye âdeti olarak hâlâ devam ediyor! Gücüne güvenen erkeğin krallığı ve despotluğu ile diline güvenen kadının kraliçeliği (Feminizm) karı koca arasında şiddet, aile yuvalarının Felaketizm’ine dönüştürmüştür! Boşanmayı kurtuluş sanan kadınların sığınma evlerine kaçmaları da bu şiddet terörünün önüne geçememektedir! “Ey İnsanlar! Biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık.” “Erkekler, kadınların koruyucuları ve haklarının yöneticileridir!” buyuran Allah’tan (cc) başka kadın ve koca haklarını ve tüm haklarımızı kim tespit edebilirki? İnsanı, yarısını kadın diğer yarısını erkek oluşturuyor. Kadın ve erkek birleşiminden ve kavuşumundan insan denilen en şerefli varlık meydana geliyor. Yani iki candan sevgi ve merhamet varlığı olan bir insan oluşuyor! Bazen insan, Allah’a kulluk değerini unutarak nefsine uyunca gaddarlaşıp zalimleşiyor! O zalimleşen cahil insanı terbiye ve medenileştirme kitabı Kur’an-ı Kerim, insanı yaratan ve yaşatan Allah (c.c)’ın bizi yönetmek için gönderdiği, eşi ve benzeri olmayan hak ve özgürlükler anayasasıdır! Bu anayasamızda; Eşlerin birbirlerine karşı hak ve hukukunu belirleyen Ennisa (Kadınlar), Al-i İmran, Et-Tahrim, Et-Talak, Meryem ve Mücadele (Mücadeleci kadın, hakkını arayan kadın) isimleriyle bizatihi aile hukukunu belirleyen surelerle diğer tüm ayet-i kerimeler hepimizin emniyet ve huzuru içindir! Sadece “ASR” sûresi bile tüm aile, toplum ve devletlerin anayasası yapılsa, özlenen sevgi ve barışı sağlar! Ve bu İlahi yasaların ilk uygulayıcısı da örnek ve önderimiz Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimizdir! “O Nurla onurlandırıldık.”

O Eşsiz Önder’in güzel ahlakıyla ahlaklaşanlar, birbirlerine karşı asla ahlaksızlaşmazlar! O Eşsiz Önder’in “Kadınları size emanet ediyorum” sözüne sadık kalanlar emanetlerine ihanet etmezler! “Dünya Kadınlar Günü”, “Dünya Erkekler günü” gibi kavramlar, ayırımcı bölücü ve itici şeytani kavramlardır! Çünkü kadını erkekten, erkeği kadından ayırmak vücudu birbirinden ayırmak gibi bir felaketizimdir. Ve terörizmdir! Onun yerine İslam’ın 14 asırdır her gün yaşayarak kutladığı “Dünya Aileler Günü” yeniden ihya edilmelidir. Çünkü; “Güçlü devletler güçlü milletlerden, güçlü milletler de, temeli sevgi, iman, haya ve merhamet dolu sağlam ailelerden doğar!” Allah’a ve Resulüne iman etmiş İslami bir ailede, erkeğin krallığı (Manizim) ile kadının kraliçeliği (Feminizm) yerine sadece Allah’ın hükümranlığı olan İslamizm egemendir. Yani herkesin haklarını ve görevlerini belirlemiş İslam düzeniyle aile ve devletin düzeni sağlanmalıdır! Aksi halde, haklarını Hakk’tan almayanlar, şiddet, bela ve zulümlere müstahak olurlar! Kadınlarımızı, diri diri gömülmekten kurtaran ve analık makamına yücelten İslam’ın doğuşunun Miladi 1410. yılında “Dünya Aileler Günü” senede bir gün değil, her gün kutlu ve mutlu olsun! Allah (c.c) ailelerimizin daim yar ve yardımcısı olsun. Ve İslami hayat ilacıyla her türlü şer ve şerlilerden korusun. Selam, sevgi ve duayla. Not: 15-25 Nisan tarihlerinde Kutlu Doğumu ve Regaib’i inşallah beraber kutlayacağımız aşkın ve sevginin merkezine doyumsuz, Nadide bir Umre ziyaretini tavsiye ediyoruz! www.nadideumre.com (İrtibat: 0553 3700866 ve 0212- 616 9226)