Bütün peygamberler ve kutsal kitapların ortak tebliği olan İslam’ın son ve Kıyamet’e kadar geçerli ana kitabı Kur’ân’dır.

Kur’ân söz ve mâna  olarak Allah’ın kitabı  oluğu için  akıl ve duyu organları yanı sıra  biz Müslümanlar için  bilgi kaynağıdır.

Bu sebeple Kur’ân’dan okunacak her ayeti, bize bu gün indirilmiş gibi yeni ve anlamlı olarak değerlendirmek durumundayız.

Şimdi sunacağımız iki ayetin mânalarına yoğunlaşalım:

KENDİLERİNDEN DAHA GÜÇLÜDÜYDÜLER
“Peki bu inkârcılar hiç yeryüzünü dolaşıp da, kendilerinden önceki zalimlerin sonlarının ne olduğunu görmediler mi? Üstelik geçmişte yaşamış bu toplumlar, her bakımdan kendilerinden daha güçlüydüler. Nitekim ziraat, madencilik, inşaat ve benzeri amaçlarla toprağı büyük bir ustalıkla sürüp işlemişler ve yeryüzünü bu günkü insanlardan çok daha ileri düzeyde geliştirip imar etmişlerdi. Ve şimdi size olduğu gibi, onlara da elçileri apaçık delillerle gelmişti. Fakat onlar elçilere başkaldırmış ve bu yüzden helâk olup gitmişlerdi. Allah cezalarını vermekle onlara haksızlık etmiş değildi. Ne var ki, bile bile kötülüğü tercih ederek onlar bizzat kendi kendilerine zulmediyorlardı.” /Rûm 30/9)

ESERLERİ DAHA ÜSTÜNDÜ

“ Onlar yeryüzünü dolaşıp da, kendilerinden önceki zalimlerin nasıl bir akıbete uğradığını görmüyorlar mı? 
Üstelik geçmişte yaşayıp yok olan bu toplumlar, sayıca “kendilerinden daha çok ve hem ekonomik ve siyasi güç hem de yeryüzünde meydana getirdikleri eserler ve kurdukları sistemler bakımından daha güçlü ve daha üstün idiler.” (Mümin 40/82)

BİZİM İÇİN DE ANLAMLI MI?

2023 yılında yaşayan ve pek çok teknolojik ürünler üretmiş insanlar olarak yukarıda anlamları verilen ayetlerde geçen “kendilerinden daha güçlüydüler” ve “yeryüzünde meydana getirdikleri eserler  bakımından daha güçlü ve daha üstün idiler”. İfadelerini nasıl değerlendirebileceğiz?

Kur’ânın indirildiği 14 asır önceki dönem insanları için gerçeği yansıtır olan bu ifadeler bizim için de bir anlam ifade eder mi?

MISIR PİRAMİTLERİ

Mısır ehramları yani piramitleri bize bu sualin cevabını veriyor. Bizlerden güçlü olan insanların varlığını kabul edebiliyoruz.

Şimdi haberimizi okuyabilir ve cevabını aradığımız soruya biz de cevap verebiliriz.

Hürriyet Gazetesinin National Geographic’in “The Pyramids at Giza were built to endure an eternity—but how?” başlıklı haberinden naklettiği Mısır Piramitleri ile ilgili haber gerçekten ilginç. Uzunca plan bu haberden kendi ifadelerimizi giydirdiğimiz bir iki alıntı yapalım.

MISIR PİRAMİTLERİ
Mısır Piramitleri her biri tonlarca ağırlıktaki milyonlarca dev taşla inşa edildi…

4.500 yıl boyunca nasıl ayakta kaldıkları bugün bile açıklanamıyor:

Piramitler inşa edilirken amaç sonsuza kadar ayakta kalmalarıydı.

Mısır‘ın Eski Krallık dönemine ait olan piramitler aşağı yukarı 4.500 yıldır yerlerinde duruyor.

Eski Mısır döneminde bazı batıl/hurafe inançlar vardı. Firavunların öldükten sonra tanrılara dönüşeceğine inanılıyordu. Bu nedenle ölüm sonrasına hazırlık olarak firavunlar kendileri için de piramit şeklinde dev gibi mezarlar inşa ettiler.

Firavunlar, piramitlerin içlerini,  öbür dünyada kendilerini yaşatacak ve yollarını bulmalarına yardım edeceğine inandıkları eşyalarla doldurdular.

PİRAMİTLER NASIL İNŞA EDİLDİ?
Bilim insanları ve mühendisler halen piramitlerin nasıl inşa edildiğini tartışıyor.

Kısacası, piramitlerin inşaatındaki sırlar halen tam anlamıyla gün yüzüne çıkarılabilmiş değil.

Piramitler, Antik Mısır’ı inşa etmekle kalmadı, korudu da. Bunlar sayesinde bugün çoktan tarihe gömülmüş bir kültürün ayrıntılarını gözlemleyebiliyoruz.

İBRET ALMAK

Aziz okuyucumuz, görüldüğü üzere günümüzde dahi güçleri önünde eğilmek gereğini duyduğumuz 4500 yıl öncesinde yaşamış insanlar var.

Kur’ân onların gücü ve yıkılışlarına dikkatimizi çekerek ibret almamızı, Hakikat araştırmasına girmemizi ve güzel kul olmamızı öneriyor.

Ali Rıza Demircan