Bismillahirraahmanirrahim

Bütün zamanların ve mekânların yaratıcısı olan yüce Allah’ımıza hamd ederim. Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de bize açıkladığı dört haram ayı, bir diğer anlatımla barış aylarını bizlere tanıtan sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’e kalbî ihtiramları arzederim.

Halkımızın üç aylar dediği ayların Recep, Şaban ve Ramazan olduğunu elbette biliyoruz.

ÜÇ AYLAR VE HARAM AYLARDAN BİRİ OLARAK RECEP AYI
Üç aylar  başladı. Barış kandili olan Reğaib gecesini 11 Ocak 2024 Perşembe günü kutlayacağız. Recep ayı Kur’an-ı Kerim’de bildirilen dört haram, yani barış aylarından biridir. Dört haram ayın Recep, Zilkade, Zilhicce ve bununla beraber Muharrem olduğu ise Peygamberimiz tarafından açıklanmıştır.

DÖRT HARAM AY

Recep ayını anlatabilmemiz için size Haram Aylar’la alakalı bilgiler sunmak istiyorum. Bu bilgileri alınca, bu dört haram aydan biri olan Recep ayının da manevî değerini kavramış oluruz.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de Tevbe sûresinin 36. ayetinde haram ayları ve bu aylardaki barışın evrenselliğini açıklamaktadır. Bu âyette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

“Allah katında, Allah’ın koyduğu yasaya göre, gökler ve yerin yaradılışından bu yana kameri ayların sayısı on ikidir. Bu on iki aydan dördü haram aylardır. Siz bu aylarda (Rabbinizin buyruklarına aykırı giderek) sakın ha nefislerinize zulmetmeye kalkışmayınız…”

HARAM SÖZCÜĞÜNÜN ANLAMI
Haram sözcüğü  saygın /dokunulamaz anlamındadır. Bu aylar birbirilerimizin canları ve mallarına saygı duymamız gereken aylardır. Bunun yanında temel haklar ve özgürlüklerin çiğnenemeyeceği aylardır.

Hiç şüphe yoktur ki, bütün aylar can ve mal dokunulmazlığına riayet gereken aylardır. Ama bu dört haram ay, içinde saldırılara/düşmanlıklara hiç mi hiç yer verilmemesi, barışın daha bir öncelenmesi, barış şartlarına daha bir uyulması ve barış aktivitelerine daha bir yer verilmesi gereken aylardır.

HARAM AYLARA İHTİYACIMIZ

Tarihî dönem şartları bir tarafa, yaşadığımız dönemde dahi barış aylarına, bir diğer anlatımla barış dönemlerine, barış süreçlerine ne derece ihtiyaçlı olduğumuz bilinmektedir.

Rabbimizin emri olarak barış elbette ibadettir. Hac gibi evrensel nitelikli ibadetlerin gerçekleştirilmesi için gereklidir. Kişisel, toplumsal ve devletlerarası ilişkilerde barış istikrardır. Barış güvendir, atılımdır. Barış yatırımdır. Ekonomik kalkınmadır. Dolayısıyla insanlar, toplumlar barış süreçlerine muhtaçtırlar. Bundan dolayı Rabbimizin arzusu tüm toplumlarda, belirlenen bu dört ayın barış ayı olarak algılanması ve uygulanmasıdır.

Kur’an-ı Kerim’de bu dört haram aya büyük bir önem verilir.
1.) Rabbimiz Maide sûresinin ikinci ayetinde ”Ey İman Edenler! …eş-Şehrü’l-Haram olan dört haram aya saygısızlık yapmayınız.” buyurarak birbirilerimizin canları ve mallarına saldırıda bulunmamamızı emretmektedir.

2.) Rabbimiz Tevbe suresinin 37. âyetinde, “Bu aylarla oynanarak öne alınması veya ertelenmesini (barış süreçlerini akamete uğratma anlamına) kâfirliğe açık günah…” olarak nitelemektedir.

3.) Bakara suresinin 217. âyetinde de Rabbimiz şöyle buyrulmaktadır;

“…Ey Peygamber, de ki; bu haram aylarda savaşmak büyük günahtır, / Bu günahtan sakınınız.”

5.) Bir diğer âyette ise“Kâbe-i Muazzama’yla birlikte bu dört barış ayının insanlığın maddi ve ahlâki kalkınmasına hizmet verecek dönemler” olduğu bildirilmektedir. (Maide 97)

RECEP AYI BARIŞ DUALARI VE AKTİVİTELERİ AYIDIR
Recep ayının Kur’ân ve Sünnet’te barış ayı olma ayrıcalığı vardır. Bu ayda bize düşen görev; canlara ve mallara daha bir saygıdır. Can ve mal dokunulmazlığı üzerinde daha bir titremedir. Barış süreçlerimize bu ayda daha bir önem atfetmektir. Bu ayı bir taraftan barış dualarıyla geçirmeye çalışırken, diğer taraftan barış aktiviteleri olacak, sempozyumlara, panellere, radyo ve televizyon programlarına daha çok yer vermektir, böylece bu ayı halkımızın gündemine barış ayı olarak taşımaktır.

İslam dininde barış ilkedir. Savaş, şartları gerektiğinde meşrudur ama savaş geçicidir. Kur’an-ı Kerim’de haklar ve özgürlüklere saygı duyulması, hukuki ve sosyal adalet uygulamalarına önem verilmesi de barışın sağlanabilmesi içindir.

Barış Müslümanların her birinin günlük hayatında bile büyük bir yer tutması gereken eylemdir.

Meselâ, bizim selamımız bir evrensel barış mesajıdır. “es-Selamü aleyküm” veya “Selamun aleyküm” şeklinde verdiğimiz selam, Allah’ın es-Selâm ismini içermektedir. Müminler bir araya geldikleri zaman mutlaka birbirlerine selam vermekle, verilen selamı almakla yükümlüdürler. Selam vermenin anlamı şudur:

“Ey mümin kardeşim; es-Selâm olan Rabbimiz seni korusun, güvene erdirsin. barış içinde yaşatsın. Mümin kardeşin olarak sana selam veren ben barış insanıyım. Beni barış insanı olarak gör ve değerlendir.”

Evet, bizim selamımız barıştır. Barış içerikli selamımız duadır, sevgi çığırları açılmasına ve imanımızın pekişmesine vesiledir.

Rabbimizin Barış Emrine İtaat, Ona İbadettir.
Yüce Rabbimizin Kur’ânî emirleri ve yasaklarının her birine itaat ibadettir Rabbimizin barış emrini içeren Bakara sûresinin barış emrine itâat etmek de ibadettir:

“ Ey iman edenler! Hepiniz birlikte barışa; barış ve güvenlik sistemi olan İslâm’a girin, Şeytan’ın (çatıştırıcı/savaştırıcı) adımlarını izlemeyin, zira o, (gözle görülmese bile saldığı vesveseleriyle) sizin için apaçık bir düşmandır.” (Bakara 2/208)

Barış emrini uygulamak ve bu emri uygulamak için muhtaç olduğumuz gücü bize vermesini Rabbimizden dilememiz de ibadettir.

Biz bu gerçeklerden hareketle Recep Ayı ve Reğaib kandilini bir barış atılım hamlesi olarak değerlendiremediğimiz için kafamıza göre dindarlığa yöneliyoruz. Sonuçta yığınla hurafeler/ bidatler oluşturuyoruz.

Yazımızı  bitirirken başlayacak üç aylarınızı tebrik ederim. Aile, akraba, iş ve siyaset çevrenizden başlayarak barış atılımları içine girmekle yükümlü olduğumuzu hatırlatırım.

Ali Rıza DEMİRCAN