İNSAN GİBİ İNSAN HAKLARI DA DOKUNULMAZDIR
İnsan gibi onun hakları-hürriyetleri ve ayrıca yaşadığı yurdu da yücedir, dokunulmazdır. İslâm; yüceliği ve dokunulmazlığını pekiştirdiği bu kutsal değerlerin korunmasını görevleştirmiş, bu uğurda can veren Müslümanı şehid olarak vasfetmiş ve aynı zamanda Cennet’le müjdelemiştir.

ŞEHİD KİMDİR?
Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde şehidi şöylece tarif buyurmuşlardır:

“Şehid: İslâm Dini’nin yasalarına göre yaşamak için verdiği mücadelede baskıcı zâlim güçler tarafından öldürülen imanlı kişidir. Şehid: Mütecavizlerin saldırılarında can veren Müslümandır. Malını korurken zulmen öldürülen mü’mindir.

Şehid: Eşinin ve çocuklarının hayatlarını ve namuslarını korurken canına kıyılan İslâm’a inançlı insandır.” 1

Kur’ân’ımızın işaret ettiği bir tanım da şöyledir:

“Şehid: Çıkarılmak veya içinde esir edilmek istendiği yurdunu korumak için yaptığı savaşta hayatını yitiren Müslümandır.” 2

Yukarıda açıklanan amaçlar uğruna vurulduğu yerde can veren mü’mine dünya ve âhiret şehidi denir. Yıkanılmaz, kanlı elbiseleri kefenleştirilir ve cenaze namazı kılınarak defnedilir. 3

Dünya ve âhiret şehidleri ile ilgili olarak Kur’ân-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:

” Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Hayır, onlar diridirler, ama siz farkında değilsiniz.” 4

Rahmet ve harb peygamberi olan Şanlı Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) de şöyle buyurur:

“Dünyanın bütün nimetleri kendisinin de olsa; şehidin dışında Cennet’e giren hiçbir kişi, dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Çünkü şehid, erdiği Cennet nimetlerinden ötürü dünyaya tekrar tekrar dönüp on kere daha şehid edilerek öldürülmeyi ister.” 5

Şehide tanık olan ve olunan mânâsına şehid denilmesi, can verirken erdirileceği Cennet nimetlerine tanık olduğu ve henüz dünyada iken Cennet’e gireceğine şahit olunduğu içindir.

Şehidlikte iman ve can verme ana unsurlar olduğu için, Peygamberimiz’in açıklamalarına göre yangın, sel ve deprem gibi tabii afetlerde can veren, boğulan, hamilelikte ölen ve hastalıklar sebebiyle hayatını kaybeden mü’min kişiler de şehiddirler. Onlar âhiret şehidleri olarak armağanlandırılacaklardır. 6 

KİMLER ŞEHİD OLAMAZ?
Ana hatlarıyla kimlerin şehid olabileceklerini açıklarken, dolaylı olarak kimlerin şehid olamayacaklarını da beyan etmiş olduk. Ancak Müslümanların yaşadığı toplumda çağrıştırdığı anlam ve konum yüceliği sebebiyle şehidlik, İslâm’la iman bağı olmayanlar tarafından sömürüldüğü için şehid olamayacakları daha tafsilatlı bir şekilde zikredeceğiz.

1- Allah’a inanmayan veya Allah’a inandığı halde âhiret hayatına; Cennet ve Cehennem’e inanmayan ya da Hz. Muhammed’in peygamberliğine ve onun tebliğ ettiği Kur’ân-ı Kerim’in içerdiği emirler, yasaklar ve gerçeklere iman etmeyen kişi Kur’ân’a göre kâfirdir. O, asla şehid olamaz. Çünkü şehidlik için iman temel şarttır.

2- İslâm dininin onaylamadığı bir savaş içinde can veren kişi, Müslüman olsa da şehid olamaz. Meselâ yalnızca toprak işgal etmek ve ekonomik çıkar sağlamak için savaşmak haram kılınmış bir zulümdür. Böylesine gayrimeşru bir savaşa bilinçle katılan kişi, milletini zulmü üzerinde doğrulayan bir ırkçıdır. Şanlı Peygamberimiz, “Irkçılar bizim çizgimiz üzerinde değildir” 7. Buyurdukları için, ırkçı kahraman olabilir, ama şehid olamaz.

3- Meşru yöntemlerle oluşturulmuş bir İslâmî yönetime karşı savaş açan; savaş gerekçeleri giderildiği halde savaşı sürdüren anarşistler (bâğiler) topluluğunun bir ferdi olarak can veren kişi, mü’min kardeşlerine silah çekmiş günahkâr olduğu için şehid olamaz.

4- Sosyalizm gibi sekülarist bir düzenin egemenliği veya korunması için can veren kişi; Kur’ân diliyle “Tağût”un, batıl ideolojilerin savaşçısı olarak ölmüş bir Cehennemliktir. Pek tabii ki şehid olamaz. 8

5- Asıl amaçları yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürmek olan zâlim müttefiklerin yanında Müslümanlara veya gayrimüslimlere karşı başlatılacak savaşa bilinçli olarak katılarak ölecek-öldürecek Müslüman da şehid olamaz. O, ancak bir zâlim olarak ölür.

Örneğin, Yaratanı ve yasalarını tanımayan örneğin Amerika’nın veya Rusya’nın  yanında Müslüman kardeşlerini ve mazlum insanları öldürecek asker cani olur. Öldürülecek asker de Cehennemlik olur.
Ancak, adâletli müttefiklerle yurtları işgale uğramış Müslümanların veya gayrimüslimlerin yurtlarını, canlarını, mallarını ve ırzlarını korumak için yapılacak savaşta can verecek mü’minler, Allah’ın rızasını kazanmayı amaçlarlarsa hiç şüphesiz şehid olurlar.

6- Müslümanlar arasında yapılacak savaşta saldırgan tarafta yer alarak can veren kişi de şehid olamaz. Çünkü Kur’ân’ımız saldırıya uğrayan tarafta yer almamızı emreder. 9

Sevgili Peygamberimiz de şöyle buyurur:

“İki Müslüman vuruşmak için (kılıçlarını çekerek) karşı karşıya geldiklerinde öldüren de ölen de Cehennem’dedir.”

7- Değil yukarıda altı madde şeklinde açıklananlar, Müslüman olduğu ve meşru gayelerle silah kuşandığı halde Allah’ın rızasını amaç kılmaksızın yalnızca ünlenmek, terfi etmek ve geleceğe dönük siyasî-ekonomik yatırım yapmak için can veren kişi de gerçek şehid olamaz.

Görünürde şehid işlemi yapılıp “dünya şehidi” olarak isimlendirilirse de, bu kişinin ilâhî sorgulamadan sonra riyakârlığı sebebiyle Cehennem’e sevkedileceğini Peygamberimiz bildirmektedir.

ŞEHİTLİĞE ANCAK MÜMİNLER EREBİLİR
Allah yolunda can vermek olan şehidlik ancak Müslümanlar tarafından kavranabilecek ve ulaşılabilecek olan Cennet makamıdır.

İslâmî imanla, yok oluş anlamındaki ölümü öldüremeyenler, onu anlayamazlar. Tarihi zaferlerimiz ve hayati savunmalarımızın rûhunu oluşturmuş şehitlik bugün de en büyük silahlarımızdandır.

Olmazsa olmaz savaş uçaklarında bile hala  dış dünyaya muhtaç ve bağımlı hale düşürülmüş ülkemiz, tarihi dönemlerdekinden çok daha fazla gazâ ve şehadet idealine muhtaçtır.

ŞEHADET EYLEMİNE TERÖR DİYENLER
Şehadet eylemlerine terör, İslâm dışı inanç ve amaç uğruna öldürülenlere de şehid diyerek şehidliğin anlamını yozlaştıranlar -Allah korusun- bu manevi kuruma toplum olarak ihtiyacımız olabileceğini unutmamalıdırlar.

Ülkemiz artık modern harp silahlarını üretememenin ve şehadet inancını gereğince diriltememenin aczi, utancı ve gafletinden kurtulmalıdır. Zira silahsız ve inançsız savaş yapılamaz.

Yazımızı ilgil  âyetlerle bitiriyorum:

“Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın. Hayır, onlar diridir! Rızıkları, Rableri katındadır;
Allah’ın lütfuyla kendilerine bağışladığı şehitlikten sevinç   duyarlar. Ve arkada kalıp henüz kendilerine katılmamış olan kardeşlerine, bir korku ve üzüntü duymayacakları müjdesinde bulunmaktan zevk alırlar. ” 10