Ana Hayat Yasamız Kur’an-ı Kerim’de zekât, fitre, kurban, infak gibi hayırların ve cami, okul, köprü, havaalanı, yol, hastahane, darülaceze, savunma ve ağır sanayi vs. gibi sosyal hizmetlerin umumi adı sadakadır!

Tüm bu hasenat Allah’a (cc) kulluğumuzdaki sadakatin ve samimiyetin gereğidir! Ve kişi öldükten sonra da hayat karnesi olan amel defterine yazılmaya devam eden tüm hizmetler birer sadakayı cariyedir!

Yani sadaka; sadece yoksullara mazlum ve mağdurlara yapılan yardımdan ibaret değildir, devlet birimlerinin ve belediyelerin yaptığı tüm hizmetler Kişinin öldükten sonra da amel defterine yazılan en mühim ve en sevaplı birer sadakayı cariyedir!

Tüm idareci kardeşlerimiz ‘’Gönül alıcı tatlı bir söz, tatlı bir dil, güler bir yüzle kişilerin ayıp ve kusurlarını bağışlamak, peşinden başa kakılarak verilen veya yapılan incitici onur kırıcı sadakadan (iyilik, hayır ve hizmetlerden) daha değerlidir! (Bakara S.263)” ilahi mesajını levha yaparak, makam odaklarına asmalarını ve her gün okumalarını tavsiye ediyoruz.

Bu ilahi mesaj, sadece dilenen-dilenmeyen tüm ihtiyaç sahiplerine karşı davranış edep ve ahlakımızı belirlemiyor, aynı  zamanda idarecilerin vatandaşlarına karşı zengin-fakir, köylü-şehirli, bilgili-bilgisiz ve din, ırk, mezheb, parti ayrımı yapmadan tüm vatandaşlara karşı davranış edep ve ahlakımızı belirlemektedir! 

Yoldaki taşı kaldırmayi bile imanın ve sadakanın bir bölümü kabul eden yüce dinimiz İslam, halkımıza hizmeti Hakk’a kulluğun en mühim bir parçası  olduğunu yegane Önderimiz Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimizin mübarek sözleriyle de ilan etmiştir!

Ve dinimiz İslam, anayasamız Kur’an-ı Kerim’de, vatandaşlara çatılmış kaşla, asık suratla ve incitici sözlerle başa kakılan hizmetleri yapmaktansa, tatlı dil ve güler yüzle kalbleri kırmadan davranmanın daha hayırlı olduğunu; “Öyle ya, Allah hiç bir şeye muhtaç değildir, dolayısıyla sizin vereceğiniz ve yapacağınız sadakalara da ihtiyacı yoktur;  bunla birlikte, O ceza vermekte acele etmez, sonsuz şefkatiyle yumuşak davranır.’’ (Bakara S.263) 

“Ey müminler, Allah’a ve ahiret gününe inanmadıkları halde başkalarına gösteriş olsun diye mallarını harcayan kâfirlerin yaptıkları gibi, sadakalarınızı (hayır ve hizmetlerinizi) başa kakarak ve onur kırma aracı haline getirerek boşa çıkarmayın. (Bakara S.264)” ayet-i kerimeleriyle ihtar ve ilan etmektedir!

Mal ve makamlara esir olanlar, bu İlahi ilanı anlayamazlar!

Mal ve makamların, Allah’ın verdiği birer emaneti olduğunu unutanlar da bu İlahi İhtarı anlayamazlar!

Ancak; ehliyet, emanet, liyakat, sadakat sahibleri umuma yaptıkları hizmetleri sadakayı cariye gören halka hizmet eden Hakk aşıklarıdır!

“Mallarını Allah yolunda harcadıktan sonra sadakalarını başa kakmayanlar, onur kırma aracı olarak kullanmayanlar, sadakalarının mükâfatını Allah katında alacaklardır. Onlar için dünya ve ahirette korku ve üzülmek de yoktur. (Bakara S.262)” İlahi müjdesine kavuşmak için Allah’ın kullarına hizmete devam eden alnı ve yüzü ak, güler yüzlü, tatlı dilli yönetici kardeşlerimize selam olsun!

Ve Osmanlı cihan devletinin manevi banisi Edeb Ali Hazretlerinin damadı Osman Gazi’ye “Oğul! Öfke halkın, sabır senin!” nasihati tüm yöneticilerimize küpe olsun!

Tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız ve Ramazan-ı Şerifimiz mübarek olsun!

Selam, sevgi ve duayla.