Bismillahirrahmanirrahim
Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza hamd, Önderimiz, Sevgili Resulümüz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Resul Efendilerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olan Mü’min kardeşlerimize, Din ve Vatan muhafızı Şehit ve Gazilerimize salat ve selam olsun!

Ana Hayat Yasamız, Ölçü Kitabımız Kur’an-ı Kerim’e kavuştuğumuz Ramazan-ı Şerif’e bu hafta yeniden kavuşacağız İnşAllah! Hz. Âdem (a.s) Efendimizden itibaren Müslümanlara farz kılınan oruç ibadetini bir kere daha ihyâ edeceğiz İnşAllah!
İftar vaktine yaklaşırken giderek artan açlığımız, susuzluğumuz, dermansızlığımız, halsizliğimiz ve acziyetimiz bize kuvvet ve kudret sahibinin sadece Allah olduğunu bir kere daha hatırlatarak Allah’ımıza olan imanımızı tazeleyeceğiz!
Kul hakları hariç, bütün günahlarımızın affedildiği bir ayda; “Nice oruç tutanlar var ki, oruçlarından payları açlık ve susuzluktur.  Ve yine nice ayakta duranlar / namaz kılanlar var ki, namazından elde ettiği şey yorgunluktur." (İbn Hanbel, 2/373) Hadis-i Şerifi’ndeki af ve merhamet dışı kalanlardan olmayalım İnşAllah!  

Oruçlarımızın kabulü için;
Oruçlarımızı iman ve irfan ruh ve şuuruyla tutmalıyız! 
Yani “Men Arefe Nefsehû Fekad Arefe Rabbehû” (nefsini kendini araştırarak tanıyan kişi sahibi olan Rabb’ini tanır, bilir ve bulur) nimetiyle şirkin gizli ve açık her çeşidini bırakarak Tevhidi İmana dönmeliyiz!
Bu irfan nimeti sayede Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımızdan başka yönetici Rableri, İlahları ve kurtarıcıları redderek, Hz. Muhammed (s.a) Efendimizden başka Önder, İslam’dan başka Düzen asla tanımamalıyız!
“Her yerde her zaman ve her şartta hâkimiyet, hükümranlık ve egemenlik sadece Allah’ındır!” iman ve irfanı olmadan oruç dahil hiçbir ibadetin kabul edilmediğini bilerek oruçlarımız tutmalıyız! Oruçlarımızı; ihsan ruh ve şuuruyla tutmalıyız!

Her yerde ve her zaman biz O’nu göremesekte simsiyah bulutlu karanlık gece de, siyah taşın içindeki, siyah karıncayı işiten ve gören Allah’ımızın bizi gördüğünü, gözetlediğini ve tüm yaşantımızı Kiramen Melekleriyle kayıt altına aldığını asla unutmamalıyız!
Allah’ımızı görüyor gibi hareket etmeliyiz! Başta Ana babamız olmak üzere akraba ziyaretlerini artırmalıyız! Kapılarımızı ve soframızı yakın akrabadan başlayarak komşularımıza  iftar için açmalıyız! Bayramları Otellerde geçirme hastalığını terk etmeliyiz ki İhsan ile affa mazhar olmalıyız!

“İyilikte ve fenalıklardan sakınmada birbirinizle yardımlaşın; günah işlemek ve düşmanlıkları körüklemek amacıyla yardımlaşmayın! Allah'a karşı gelmekten sakının! Çünkü Allah'ın azabı çok şiddetlidir.” (Maide S.2) İlahi Mesajındaki İhsan İbadeti şuur ve ruhuyla oruçlarımızı tutup sevaplarımızı iptal ettirmeyelim İnşAllah!
Oruçlarımızı İnfak ruh ve şuuruyla tutmalıyız!
Kerem yani cömertlik yağmurlarının her yere ve her canlıya hayat verdiği bu rahmet ayında cimrilik, bencillik, hasedçilik gibi hastalıklara karşı infak ilacıyla tedavi olmalıyız!  Belalardan felaketlerden hastalıklardan korunmamız için manevi ve maddi sadakalarımızı artırmalıyız! Birbirimize tebessüm etmenin, sevginin, saygının bir İnfak ve sadaka olduğunu unutmamalıyız!

“(Ey Karun! Ey servet mal makam sahibleri!) Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, İhsan İnfak sadaka ve zekât vermeyerek) fesad çıkaran müfsidleri (teröristleri, bozguncuları ) asla sevmez.” (Kasas S. 77) İlahi mesajının bildirdiği Karun gibi cimrilerden değil, Hz. Ebu Bekir (r.a) gibi cömertlerden olmalıyız!  Mal ve Makam gururuyla Karunlaşanlardan asla olmamalıyız!

Yer’den yiyenleri en sonunda yerin yiyeceğini unutmadan biçarelere, yoksullara yolda kalmışlara, evsizlere Depremzedelere mağdur ve mazlumlara Mali sorumluklarımız yerine getirerek oruçlarımızı tutmalıyız!
Bizler senede bir ay oruç tutarken, 12 ay; gece ve gündüz susuz ve açlıkla adeta süresiz Oruç tutmaya devam eden Emperyalistlerin işgali altındaki köleleştirilmiş kardeşlerimizi destekleyerek oruçlarımıza devam etmeliyiz!

Oruçlarımızı İhvan ruh ve şuuruyla tutmalıyız!
Af ve mağfiret yani bağışlanma kapılarının sonuna kadar açıldığı bu Rahmet Ayında Müslümanlar olarak kucaklaşarak, birbirini affederek, küskünlerle barışarak, iman kardeşliği etrafında birleşerek, particilik, ırkçılık ve meşrepçilik ve mezhepçilik hastalıklarını terk ederek oruçlarımız tutmalıyız!
“Biz birbirimizi yemezsek bizi kimse yiyemez ve yenemez” inancıyla, İHVAN (Kardeşler) topluluğu bilinciyle oruçlarımıza devam etmeliyiz!
“Allah’ım, Sen affedicisidir! Kerimsin cömertsin merhametlisin Ve Affı, bağışlamayı seversin bizi affeyle!” dualarıyla oruçlarımızı açabilmeyi Allah’ımız ihsan buyursun!
Ramazan kelimesinin manasına uygun oruçlarımızla; günahlarımızı, cimriliğimizi, kin ve nefretimizi yakabilmeyi hepimize nasib eylesin! Amin!

ÇANAKKALE DESTANI'nın 108. yılında; her biri 15'inde, 16'sında, 17'sinde şehadete koşan, ecdad olmaktan dedelerimizin amma mücahid olmaktan genç ve kahraman yiğitlerimizin yazdığı şanlı zaferin yıldönümünde şühedamızı rahmetle anıyor, ihanete çanak tutanları ise lanetliyoruz... Nazlı sancağın dalgalandığı memleketimizi bize emanet bırakanların ruhları şâd olsun, makamları âli, mekanları cennet. El Fatiha!

Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi”nin uygulanması, Mescid-i Aksa'mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız ve Ramazan-ı Şerif Ayımız mübarek olsun.  

Selam, sevgi ve duayla...
Şevki Yılmaz  
www.sevkiyilmaz.net
   
Twitter: @sevkiyilmaz  
Facebook: @sevkiyilmaztr @sevkiyilmaz1955  
İnstagram: sevkiyilmaztr