Son yıllarda eğitimi merkeze alarak yürütülen algı operasyonlarının hedefinde, sadece Milli Eğitim Bakanlığı değil; aynı zamanda toplumsal istikrarın taşıyıcı unsurlarından biri olan öğretmenlik kurumu da yer almaktadır. Kamuoyuna yansıtılan çarpıtılmış bilgilerle, öğretmenler üzerinden mağduriyet hikâyeleri yazılmakta, bu yolla hem eğitim sistemi hem de Bakanlık itibarsızlaştırılmak istenmektedir. Oysa sayılarla da sabit olan tablo, meseleye farklı bir pencere açmayı gerekli kılıyor. Bu süreçte
Eğitim Üzerinden Yürütülen İtibar Operasyonları
Millî Eğitim Bakanlığı ve Bakan Yusuf Tekin son dönemde maksatlı bir algı çalışmasının hedefi hâline getirilmiştir. Gerçek dışı bilgilerle kamuoyunda tepki oluşturulmaya çalışılırken, öğretmenler üzerinden siyasi ve ideolojik bir gerilim inşa edilmektedir.
Geçici süreyle nitelikli okullara atanan öğretmenlerin görev sürelerinin sona ermesi, bazı çevrelerce “180-200 bin mağdur öğretmen” algısıyla çarpıtılmaktadır. Oysa bu yıl görev süresi dolan öğretmen sayısı yaklaşık 38 bin, yeniden atanmayan ise yalnızca 6 bin civarındadır. Ayrıca bu öğretmenler, sürecin geçici olduğunu ve yeniden atama yapılmama ihtimalini bilerek başvuru yapmışlardır.
Bakanlık, görev süresi dolanlara tercihle yer değiştirme imkânı tanıyarak iyi niyetli bir adım da atmıştır. Ancak tüm bu gerçeklere rağmen, konunun çarpıtılması ve kamuoyunun Bakanlık aleyhine kışkırtılması ne doğru bir yaklaşım ne de ahlaki bir duruştur.
Adnan Kalkan Eğitimci-Yazar
Öğretmenlerin uzun yıllar aynı okulda görev yapması, bilimsel araştırmaların da gösterdiği üzere mesleki tükenmişliği ve üretkenlik kaybını beraberinde getirebiliyor. Bu nedenle öğretmen rotasyonu, hem pedagojik hem de sistemsel olarak eğitimde kaliteyi sürdürülebilir kılmak için önemli bir araç olarak görülüyor. Japonya’da öğretmenler 3 ila 6 yılda bir zorunlu olarak farklı okullara atanırken, bu uygulama öğretmenlerin farklı deneyimler kazanmasını ve okul kültürleri arasında bilgi transferini sağlıyor. Singapur’da ise öğretmenler sadece okul değil, aynı zamanda görev düzeyinde de rotasyona tabi tutularak liderlik ve uzmanlık rollerinde dönüşümlü olarak gelişiyor. Finlandiya gibi bazı ülkelerde rotasyon yerine öğretmenlere yüksek düzeyde özerklik ve mesleki gelişim imkanları tanınarak içsel yenilenme teşvik ediliyor. Tüm bu uygulamalar, öğretmenin durağanlaşmasını önleyerek öğrenme topluluklarını canlı ve üretken tutmayı hedefliyor. Eğitim psikolojisine göre bireyler belli sürelerde çevresel değişime ihtiyaç duyar ve bu değişim, öğrenme motivasyonunu da artırır. Ayrıca rotasyon sayesinde dezavantajlı bölgelerdeki öğrencilerin de deneyimli öğretmenlere ulaşma şansı artar. Eğitimde fırsat eşitliği, kalite devinimi ve okul ekosistemlerinin gelişimi açısından öğretmen rotasyonu artık sadece bir yönetim politikası değil, ilmi ve insani bir zorunluluk haline geliyor. Dünya genelindeki başarılı eğitim sistemlerinin ortak noktası, öğretmenlerin gelişimiyle paralel ilerleyen esnek ve vizyoner bir yönetişim anlayışıdır.
Prof. Dr. A. Halim Ulaş
İdarenin talebi olmadığında, sözleşme gereği 4 yılın bitiminde yer değiştirebilme şartıyla proje okullarında görevi olan öğretmenlerin, başka okula atanma durumda da mağdur olmamaları için, genel atamalardan önce ve il içinde tayin olmasına fırsat veren bakanlık tebligatına bağlı olarak; müdürlerin kalmasını talep etmedikleri eski öğretmenler hakkında oluşan mağduriyeti bakanlığa atfetmek ve bu mecburi sözleşmeye bağlı tayinleri siyasi kararlar gibi göstermek, meselenin aslına ve öğretmenler lehine verilen kararı, öğretmenler aleyhine olmuş gibi saptırmak, malum siyasetin geldiği seviyeyi göstermektedir. Göreve getirmek kanuni olduğu gibi görev süresi bitiminde de aynı okulda görev vermemek de kanuni çerçevede ise bunun aksi olan niyetler en hafif tabirle olumlu değildir.
Doç. Dr. Ahmet Kavlak