Kastamonur sitesinde Gülşen Kiycak, Hucurat Hareketi'nin Aksa Halkaları Projesi için Filistinli Muhammed Hazim Al-Masri'ye İsrail ablukası ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü üzerine merak edilenleri sordu

 -Öncelikle sizi tanıyalım. Bize kendinizden bahseder misiniz?

Adım Muhammed Hazim Al-Masri.

Gazze de yaşayan bir Filistinliyim. 25 yaşındayım. Serbest çalışan bir foto muhabiriyim. 5 yıldır bu alanda çalışıyorum. 

– Filistin’de ve Gazze de günlük hayat nasıl?

17 yılı aşkın süredir İsrail işgali altında olan Gazze Şeridi’nde günlük hayat İsrail’in uluslararası sözleşmelere saygı duymayarak, şehrin yapısına ve insanlara zarar vererek her gün yolsuzluk ve cinayetlerin olduğu, kıtlığa ve sürekli ablukaya maruz kalarak geçmektedir. 

Özellikle 8 Mayıs 2023 tarihinde başlayan saldırılarda çocukların ölmesi, kadınların ve gençlerin yaralanması Gazze halkının daha da birbirlerine kenetlenerek ve güçlenerek meydanlara çıkmasına sebep olmaktadır.

-Abluka altında olmanın zorlukları en çok hangi alanda hissediliyor?

İsrail’in 17 yılı aşkın bir süredir Gazze şeridine uyguladığı abluka her şeyi etkiledi ve birçok Filistinli insanımız bundan zarar gördü. 

Halkımız için eğitim, temel ihtiyaçlar, yiyecek ve seyahat özgürlüğü kısıtlı ve tamamen İsrail’in keyfine bırakılmış durumda. Bu abluka yıllar geçtikçe özellikle sağlık, eğitim, altyapı, basın gibi alanlarımızı olumsuz etkiliyor. Yıllar geçtikçe bu durum dayanılmaz bir hal alıyor ve Filistin halkının acıları gün geçtikçe artıyor.

-İsrail nelerden korkar?

İsrail, Filistin halkımızın sahada birleşmesinden ve toplumsal dayanışmasından korkar. Aslında bu dayanışmayı parçalamanın zor olduğunun farkında. 

Yine Filistin direnişinin El Fetih ve Hamas olarak bölünmüşlüğünün sona ermesinden,  iki grubun statü birliğinden ve güçlü duruşundan korkuyor. 

İsrail özellikle işgalci ve yapay bir devlet olduğunu bildiği için bir gün yok olacağından korkuyor..

-Mavi Marmara olayını hatırlıyorsunuzdur. Mavi Marmara olayından sonra olumlu veya olumsuz ne gibi durumlar yaşandı?

Evet Mavi Marmara olayını, Gazze Şeridi’ndeki ablukayı kırmak için Türkiye kıyılarından gelen gemiyi ve İsrail donanmasının bu gemiye baskın düzenleyerek masum insanları şehit ettiğini çok iyi hatırlıyorum. 

Gazze halkı bu olayı hiç unutmadı, unutulmaması için bir anıt dikti. Mavi Marmara Şehitleri Anıtının üzerine Türk şehitlerinin isimleri yazıldı. Bu büyük bir dönüm noktasıydı aslında. Tüm medyanın, tüm dünyanın uyanmasına vesile oldu. 

Atılan bu İslami ve insani adımı bütün halkımız övdü. 

Yüz yıl sonra müslüman Türk kanının Filistin sularına ve toprağına karıştığına şahitlik ettik..

İşgalci İsrail’in katil asker ve komutanları yargılamaması, nasıl bir devlet olduğunu gösteren bir belge niteliğindedir..

– Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için neler yapmamız gerekenler sizce nelerdir?

Birincisi; Mescid-i Aksa’ya her gün Yahudi yerleşimciler baskın düzenliyor ve İsrail ordusu bu ihlal ve saldırıları destekliyor. .

Bu saldırılara karşı yeryüzündeki bütün Müslümanların görevi Mescid-i Aksa’yı korumak, Kudüslülerin varlık mücadelesini desteklemek ve bizimle birlikte mücadele etmektir. 

Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için ister maddi- manevi, ister yazılı-sözlü ister siyasi destekler sunulmalı, ister Mescid-i Aksa’ya ziyaretler düzenleyerek oradaki halka moral destek verilmeli ve bu destek hissettirmeli.

Mübarek Mescid-i Aksa’yı korumak, sahip çıkmak, söz söylemek herkesten önce Osmanlının varisi olan Türkiye’nin ve müslüman Türklerin hakkıdır, görevidir diye düşünüyorum. 

Mescid-i Aksa’mızı siyonistlerin çirkin niyetlerinin, emeklerinden ve eylemlerinden  kurtarmak için ilmi ve akademik olarak da çok çalışmamız gerekiyor.

– Son olarak Filistin’den bakınca Türkiye’yi ve Türkleri nasıl görüyor, bizlerden neler bekliyorsunuz..?

Harika insanlarsınız.. Özellikle Filistin ve Gazze’deki halkımız sizi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı çok seviyor. 

Bizler sizin her zaman yanımızda olmanıza, maddi ve manevi desteğinize çok ihtiyacımız var.. 

Çünkü işgal edilmiş ve ablukaya alınmış bir ülkeyiz.

Buradaki insanlar sizin onları bırakmadığınızı biliyorlar ve bilmek istiyorlar..

Gazze halkının Allah’tan ve sizden sonra başka koruyucusu, yardımcısı, destekçisi yok.. 

– Vermiş olduğunuz samimi cevaplarınız için teşekkür ediyorum. Rabbim Mescid-i Aksa’nın özgürlüğünü görmeyi bizlere nasip etsin. 

Bu yolda olan herkesin yardımcısı olsun.

“Oraya gitmeye gücünüz yetmezse kandillerinde yakılmak üzere zeytinyağı gönderin” hadis-i şerifine nail olmak duasıyla..

Gülşen Kiycak

*Bu röportaj Hucurat Hareketi'nin Aksa Halkaları Projesi kapsamında gerçekleştirilmiştir