28 Şubat sürecinde başörtülü öğrenci ve öğretmenleri okullara sokmayan, tesettürlü kadınları kamu kurumlarından atan seküler güruh, CHP ve medyasının desteğiyle MEB’in kadın öğretmenlere giyim kurallarıyla ilgili eğitim vereceği iddiasıyla yeni bir “Laiklik elden gidiyor” vaveylası kopardı.
Vesayet özlemiyle yanıp tutuşan laikçi bağnazlar, her fırsatta 28 Şubat diline sarılmaya devam ediyor. CHP ve medyasından kuvvet alan bu bağnazlar, “Laiklik elden gidiyor” yalanından medet ummayı sürdürüyor. 28 Şubat döneminde dindarlara hayatı dar eden, başörtülü öğrencilerin ve öğretmenlerin okullara girmelerini önleyen, tesettürlü kadınları kamu kurumlarına almayan azgın azınlığın temsilcilerinin, kılık kıyafet üzerinden gerilim üretme girişimlerine bir yenisi daha eklendi.
Halkın yalana karnı tok
Fonlu Cumhuriyet tarafından dün “Kıyafet baskısı” manşeti atıldı. Manşetin altında MEB’in kadın öğretmenlere dış görünüm ve giyim eğitimi vereceği savunuldu, skandal cümlelere yer verildi. CHP’yle irtibatlı sendikalarca da giyim eğitimi bahane edilerek ÇEDES projesi karalandı, tarikatlara ve cemaatlere yüklenildi. İlaveten “Her yerde laiklik bayrağını yükselteceğiz” dendi. CHP’nin yerel seçimlerden birinci çıkmasıyla yüreklenen Cumhuriyet’in ve provakatör sendikaların 28 Şubat kokan söylemleri öfke uyandırdı. Toplumun kahir ekseriyeti, ülkeyi tekrar kılık kıyafet ve laiklik polemiğine çekmek için yarışanlara “Halkın abartılarınıza da manipülasyonlarınıza ve yalanlarınıza da karnı tok” diye çıkıştı.
Eğitimciler de seküler azgınların öğretmenlerin kılık kıyafetlerini bahane ederek laiklik vaveylası koparmasının art niyetli bir tavır olduğuna dikkati çekti. Çocuklara ve gençlere eğitim veren öğretmenlere giyim kodlarının anlatılmasının doğal olduğunu aktararak bunu gerilim malzemesi yapanların ülkeyi kutuplaştırmak ve 28 Şubat ortamına çekmek için didinenler olduğunun altını çizdiler.
Algı yönetimiyle karşı karşıyayız
akit’e konuşan sosyolog Adnan Kalkan, gerek erkek gerekse kadın öğretmenlerin bilgileri ve karakterleri kadar giyim kuşamlarının da önemli olduğuna dikkati çekerek, “Kadın öğretmenlerin giyim kuşamları üzerinden algı yönetmeye çalışanlar aslında 28 Şubat döneminde yaptıklarını gölgelemeye çalışıyor. 28 Şubat döneminde kadın öğretmenlerin başörtüsü takmaları sonucu öğretmenlikten ve memurluktan men edilmeleri sanki hiç yaşanmamış gibi bugün kadın öğretmenlerin açık giyim hakları üzerinden algı yönetiyorlar. Bir kadının kapanma hakkını görmezden gelip hatta meslekten men etmek için mücadele eden bir zihniyet, güya şimdi de açık saçık giyinen öğretmenlerin haklarını korumaya çalışıyor! Dönün de geçmişinize bir bakın, ikiyüzlülüğünüz orada sizi bekliyor. Maalesef apaçık giyinip sınıfa giren kadın öğretmenler var. Öncelikle böyle bir öğretmen bütün öğrencilerine hitap edemez. Milli ve manevi değerlere sahip bir genç, açık saçık bir öğretmen ders anlatırken dininin gereği bakamaz bile. İkincisi burada kadın öğretmen hem kendisi istismar haline geliyor hem de öğrencileri olumsuz etkiliyor. Gerek kadın gerekse erkek öğretmen giyimine, kuşamına, konuşmasına dikkat etmelidir. Öğretmenlik önemli bir meslektir ve öğrencisine rol model olacak şekilde şekillenmelidir.”
Öğrencinin cinsel duygularını harekete geçiren kıyafetlere ölçü getirilmelidir
Eğitimci-yazar Orhan Göktaş ise, azgın azınlığın giyim kuşam üzerinden yine laiklik elden gidiyor vaveylasına karşı şunları söyledi: “Öğretmen. öğrenci için en önemli rol modellerden biridir. Öğretmen, öğrencisine bilgi aktardığı ve rehberlik ettiği gibi hem konuşma tarzı hem giyim kuşamı hem oturup kalkması hem de yeme içme şekliyle öğrencisine örnek olabilmelidir. Bu bağlamda öğretmenin kılık kıyafetine bir ölçü koyulmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Örneğinin öğrencinin cinsel duygularını harekete geçirecek şekilde açık, dar veya transparan giyinmek ve bu şekilde kokular sürmek sıkıntıya neden olur. Bu, öğrencinin derse olan ilgisini başka yere çeker ve verimi düşürür. MEB’in öğretmenin kılık kıyafetiyle ilgili genel bir ölçü getirmesinin pedagojik açıdan uygun olduğuna inanıyorum. Bu, gerek kadın gerekse erkek öğretmenler için geçerlidir.”