Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı verilere göre; Türkiye'nin toplam doğurganlık hızı 1,51 çocuk olarak kaydedildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu rakamın kritik eşik olan 2,10'un altında olmasına dikkat çekerek "Açık söylüyorum bu Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir." dedi.
Son yıllarda aile kurumuna yönelik tehditlerin artığını söyleyen Erdoğan, "Dünyanın birçok bölgesinde artık toplumlar yaşlanıyor. Yalnız yaşamayı tercih eden birey sayısı ve boşanma oranları artarken, evlilik oranları buna bağlı olarak hane başına düşen çocuk sayısı azalıyor. Evlilikler ve doğurganlık hızı azalırken tek ebeveynli ya da parçalanmış ailelerin sayısı günden güne çoğalıyor." dedi.
Yılmaz da söz konusu istatistik üzerinden okumalar yaparak, problemin kaynaklarını tespit ederek ödevlerimizi hatırlattı.
AB'nin Türkiye'ye karşı izledği politakalara dikkat çeken Yılmaz, Roma merkezli AB'nin Türkiye'nin nüfusunu azaltmak amacında olduğunu kaydetti. Yılmaz, bu durumu doğum kontrol yöntemleri ve kürtajın teşvikiyle örnekledi:
"Alman Adanauer Vakfı gibi yurt dışı kaynaklı mason vakıflar yoluyla bedava doğum kontrol hapları ve bedava kürtaj gibi bıçaklarla nesillerimiz yok edilmeye devam ediliyor."
Yılmaz, iktidarın neslin devamı noktasında sosyal, sosyoekonomik, yasal vs. birçok alanda ödevleri olduğunu hatırlattı.
"-İktidarımız, hanımlara iş istihdamı yanlışlığını ve gafletini acilen terk edip eş ve ev istihdamını teşvik etmelidir! Bunun içinde; evliliği teşvik edici, düğün, ev, çocuk yardımlarını acilen artırmalıdır! Evinde sadece evladlarına anne olmak isteyen her kadına maaş bağlanmalı ve çocuk başı sigortalanmalıdır!
-Yuvaların yıkılması sonucunu doğuran “Kadının beyanı esastır!” anlayışı acilen kaldırmalıdır!
-Zinanın her çeşidi cezalandırılmalıdır! Hiçbir hayvanın kabul etmediği cinsi sapıklığa ağır cezalar getirilmelidir!
-Erkekleri evlenmekten korkutan ve bıktırtan “Süresiz Nafaka!” zulmü acilen kaldırılmalıdır!
..."
