Bir hastalıktır başladı... ''BU HÜKUMETLE BU İŞ OLMAZ. REİS, yanlış yolda... Peki ne yapalım? İşte Davutoğlu var, Abdullah Gül var, Babacan var... Eeee, onları deneyelim...

Adama sormazlar mı? Bunlar düne kadar Reisle birlikte değiller miydi? Ne oldu? Başka bir deyişle, Reis bu yolculuğa çıktığı zaman; bunlar nerelerde takılıyorlardı? Yoksa; Bunlar Reis sayesinde mi; piyasada görünmeye, adlarından söz edilmeye başlandı. Madem Reis, yanlış yapıyordu; sizlere makam ve mevki verdiği zaman; neden fark etmediniz. Yoksa; makam ve mevki tatlı geldiği için; yanlışa göz mü, yumdunuz?

Bildiğimiz gerçek şudur. Sizler Reis ile, tanındınız... Halk sizlere Reis’le yol yürüdüğünüz için hürmet etti. Değer verdi. Yoksa; sizi kimse tanımaz, bilmezdi... Bazılarınız, kariyer derdinde; ülke, ülke dolanıyordunuz... Bazılarınız ise; ticarethanelerinizde para kazanıyordunuz... Reis yoksa siz tek başına çıkacak olsa idiniz, bir hiç mesafesinde olurdunuz...

Birden gözünüz açıldı. Önünüze Devlet denen koca bir yapının imkanları kondu. Şaşırdınız!!! Biz ne imişiz? dediniz!!! Kendinizi devler aynasında zannettiniz. Aslında size o makamları sunan Halktı... Seçmendi... Sizler, size O makamları sunan seçmeninize danışmadan, hamleler yapmaya başladınız. Hatta rakip seçmenlere şirin gözükmek adına; tavır ve davranışlar sergilediniz. Yetmedi, onlarla siyasi arenada kol-kola olma girişimlerinizde bulundunuz...

Bunları yaparken; size oy veren, destekleyen, seçmenin fikrini sordunuz mu? Yoksa; bunlar zaten bize oy vermiyorlardı. Reis’e oy veriyorlardı; gerçeğini mi gördünüz?

Şöyle arkanıza dönüp, baktığınız zaman; size Devletin tüm imkanlarını sunan seçmeninizin gözünün içine baka, baka; artık kusura bakmayın, biz sizlerle yol yürüyemeyeceğiz, dediniz mi? O seçmenden helallik istediniz mi? Ben şahsım adına; size ve sizin gibi düşünen tüm insanlara hakkımı helal etmiyorum. Benim gibi düşünen yaklaşık ailemden olan 300 kişi de; size hakkını helal etmiyor. Bu hesabı bize mahşer günü vereceksiniz. Emanete ihanet ettiniz...

Sizin gibi düşünen, Ak Partide çeşitli görevler almış. Ancak, aldıkları görev ve sorumluluklarla yetinmeyip; hep daha fazlasını, daha fazlasını istemiş... Kimi zaman vekil adayı olmuş, kimi zaman başkan adayı... İstedikleri mevki ve makamlara kendilerine sunulmayınca; kısacası kendileri birileri tarafından adam yerine konulmayınca; bindikleri trenden inenleri de; unutmadık. Bu sefer beklentilerinin, sizin yeni açtığınız yolda gördüklerini zannederek, eski seçmenlerine sırtını dönen; bu aciz insanlara da, bu seçmenlerden helallik dahi istemeyi beceremeyen; tüm yol değiştirenlere, yoldan çıkanlara da; hakkımız haramdır...

Şimdilerde, bizlere utanmayıp, Sayın Davutoğlu’nun, Babacanın ve Gülün ekibinin reklamını yapmaya çalışan, hatta adamları biz tanıyamamışız, yeni, yeni tanımaya başladık, aymazlığında bulunan tüm menfaat şebekeleri; iyi ki yoldan çıktınız... İyi ki; bizimle beraber yürümüyorsunuz... İyi ki; Allah size böyle bir yol ayırımı yapma imkânını verdi ve siz bizlerden uzaklaşmaya başladınız. Sizin gibi menfaat şebekelerini bize tanıttığı için; Yüce Rabbime sonsuz şükürler olsun... Allah sizleri; bildiği gibi yapsın... Bizlerin de; hakları vardır. Hesap günü, O haklarımızın takipçisi olacağız. Öyle ya; zamanında şu an işe yaramaz dediğiniz, Sayın Başkan için; bizden oy istemiştiniz. Çünkü, O oy aynı zamanda size verilecek oy idi. Ancak Allah oyumuzu Sayın Başkana nasip etti. Üzülerek ifade edelim, sizlere nasip olmadı... Şükür... Allah gönlünüze göre vermiş... İnsanları aldatmak neymiş, nasılmış, Hesap günü görüşeceğiz...

Bizler süren yolculuğumuzda; yola devam edeceğiz. Uyarılarımızı en yüksek perdeden yapacağız. Eleştirileri hep diri tutacağız.  Yanlış işlerde dur demek için; çırpınacağız. Çünkü, bizim Reis’ten bir beklentimiz yoktur. Amacımız; sadece ALLAH rızasıdır. Bu rıza için; mücadelemize devam edeceğiz. Yılmayacağız, küsmeyeceğiz, adam sende, demeyeceğiz... Kapıdan koğulsak da; pencereden girip doğru bildiğimiz şeyleri anlatmaya devam edeceğiz. Muhataplarımızın yüzüne söylemeye çalışacağız. Gücümüzün yettiği her ortamda doğruyu haykıracağız...

Biz, trenden inmeyeceğiz... Çünkü bizim bir şahsi istikbal beklentimiz yoktur... Amacımız Tüm Ümmetin meselelerini anlatmak, çözmek, gündemde tutmaktır... O kadar...

Kuracağımız yeni partilerle;  oluşturacağınız ittifaklarla, Tek yapacağınız iş, Ak Parti tabanından oy kazanmaktır.  Siz, o kadar akıllısınız ki; şunu dahi hesaplayamıyorsunuz? Hadi piyasaya çıktınız, en fazla yüzde yirmi oy aldınız. Bu aldığınız oy, hangi seçmen tabakasından olacak. Ak Parti seçmeninden değil mi? Size hangi rakip partilerin tabanı oy verecek? Sonuç böyle olunca; Ak Parti, seçmeninden aldığınız       oyla; kimi bölmüş olacaksınız? Sizin bu kadar cahil olacağınızı düşünmüyorum Sonucu; siz de biliyordunuz... O halde; Ak partiyi böldüğünüz zaman elinize ne geçecek... Koskoca bir hiiiççç... Sizin kininiz, kıskançlığınız,  istemezliğiniz, yanınıza kar kalacak. Amma, bu sizin hamlenizden dolayı; belki inançlı kadrolar, yönetimden uzaklaştırılacaktır..

İşte asıl hesabınız bu ise; bunu açıkça söyleyiniz... O zaman adınız; BİR BÖLEN OLARAK ANILACAKTIR... Sizlere zamanında oy vermiş inançlı kesimin, vebali bu kadar ucuz mu? Size güvenerek, Oy veren kitleye söyleyeceğiniz sözler, savunacağınız fikirler hazır mı? Sizi öyle bir süreç bekliyor olabilir.

ORHAN ARSLAN