Ülkede uzun soluklu bir İslam düşüncesini anlama yaşama anlatma yaşatma örnek olma, kitlelere mesaj verme, yol gösterme, önder olma gayret ve çabası  olmuştur.  

Bu İslami canlanmanın hareket alanında yer alması için; fikir ve aksiyonları ile destek veren insanlar olmuştur. Ülkede 'Allah' kelimesinin yasak olduğu zamanlarda; İslami anlayışı benimsemiş kadrolara yön verme çabasını kendilerine vazife edinmiş fikir ve düşünce adamları vardır. Bunları Rahmetle analım. Necip Fazıl, Arif Nihat Asya, Said Nursi, Süleyman Hilmi, Abdulhakim Arvasi, Mehmet Zahid Kotku, Sami Ramazanoğlu, Mehmet Akif Ersoy, Nurettin Topçu, Sezai Karakoç, Cemil Meriç, Mehmet Şevket Eygi ve adını anmadığımız diğerleri... Bu yolda  Tarih ve Edebiyat alanında ana damara destek veren  yardımcı damarlar gibi takviye  eden çalışmalar ortaya koymuşlardır. Kadir Mısıroğlu, Yedi güzel adam, bunlara örnek verilebilir. Allah, hepsinden razı olsun...

İşte bu çalışmaların meyvesini verdiği yıllar, Üniversite gençliğinde; İslami kavramların benimsendiği, öne çıkarıldığı, yaşanmasının istendiği yıllardır. O yıllarda Ülkenin değişik yerlerinden Üniversitelere gelen Anadolu Gençliği; kendisini, inançlarını,  manevi varlığını temsil eden sivil toplum örgütlerini aramaya, onlarla birlikte saf tutmaya başlamışlardır.

Bunlardan Bir tanesi MTTB çatısıdır. O yıllarda yaygın bir şekilde gelişen Kominizim yaygarasına ve inançsızlık çalışmalarına ; DUR deme ihtiyacını hissetmiştir. İstanbul merkezli bu kuruluş; Anadolu'da Üniversitelerin olduğu illerde örgütlenmeye başlamıştır.

Ülke O yıllarda kavram kargaşasının yer aldığı, gençliğin değişik alanlara savrulduğu, dönemleri yaşamaktadır.  Sonradan da anlaşılacağı üzere; Değişik devletlerin istihbarat elamanlarının boy gösterdiği yıllardır. Bu yıllarda, Gençlik, bir arayış içerisindedir. Bir şeylerin yanlış gitmesinden rahatsızdır.

MTTB teşkilatının örgütlendiği,  şehirlerden bir tanesi de Erzurum'dur.      

Atatürk Üniversitesi, Yönetimi radikal bir karar alarak; İmam Hatip liselerinde derece yapan öğrencileri Üniversite bünyesine katmaya başlamıştır. Öncelikle, bu çabayı takip eden yıllarda bütün İHL okullarından mezun olan gençlerin Üniversiteye kayıt yaptırma haklarının olduğu şekle dönüşmüştür. Böylece İHL mezunu gençler, 1973 yılından itibaren. bütün fakültelere kayıt yapma hakkını elde etmiştir. Bu bir uyanıştır. Böylece hayatın her alanına girme şansları doğmuştur. İşletmeden, Tıpa kadar... Bu kararı alan O, günün yöneticilerinden Allah razı olsun.

Bu karar ile, Ülkenin gündemine oturacak olan bir gençliğin, bu şehirde yeşermesine sebep olmuşlardır. Bu karar ile; bu şehir kaynaklı İslami uyanışın Üniversitelerde yer bulmasına sebep olmuşlardır. Evet, İslami kavramları en yüksek perdeden haykıran gençlik; Erzurum MTTB gençliği olmuştur. Sonradan bu kadrolar; Ülkenin her yanına dağılarak, Ülkenin her alanında hizmet etmeye başlamışlardır.

Kimi zaman Ülke yönetiminde karar verici makamlara kadar bu yolculuk uzanmıştır. Yani siyasi alanda da kendilerini göstermekten uzak kalmamışlardır. Bakan olmuşlardır. Vekil olmuşlardır. Halen bu alanda hizmetlerine devam eden yol arkadaşları mevcuttur.

Erzurum MTTB  bu alanda farklı bir konumda olduğunu her zaman ispat etmiştir.

Öğrencilik yıllarında ellerine aldıkları emaneti İslami uyanış sancağını, gittikleri her ortama taşımanın çaba ve gayreti içerisinde olmuşlardır. Kimi zaman çok şeyi başarmanın sevincini yaşamışlardır.

Böylece, İHL mezunlarının bilgi ve birikimi olan gençleri; Erzurum Üniversitesinde çoğalmaya başlamışlardır. Bu sayısal çoğunluk birilerini rahatsız etmiştir. Çünkü, yeni gelen bu gençler; farklı şeyler söylemektedirler. Anadolu'nun değişik illerinden gelen farklı liselerden mezun olan inançlı gençler; yeni söylemlerle ortaya çıkan İHL kaynaklı gençler ile; kaynaşmışlardır. Birliktelik oluşturmuşlardır. Bu birliktelik sayısal anlamda çoğalınca; dikkat çekmiştir.

İşte bu yeni gençler; Ülke gündeminde çok tartışılacak, sloganları savunmaya başlamışlardır. İslami manada fikirlerini açıkladıkları, savundukları için; bu gençlere İslamcı adları layık görülmüştür. Bu adı kendileri koymamıştır.  Konuşmalarına, tartışmalarına başlarken; konuştukları fikirlerin, İslam'a uygun olup, olmadığına; dikkat etmektedirler. Çünkü, farklı bir konumda oldukları için; kim bunlar? Sorusunun kısa cevabı; bunlar, İslamı savunan, İslami bir yapılanmadan söz eden, gençliktir. Kısa tabiri ile İslam'ı savunduklarından dolayı diğer insanlar bu yolda yürüyen insanlara İslamcı, diye ad vermişlerdir. İslami Devlet fikrinin tarihin derinliklerindeki izlerini  araştırmaktadırlar. Şanlı Tarih, Muhteşem Medeniyet onlar için ana kaynaktır. O nedenle farklı bir gençlik gurubu olarak, anılmaya başlamışlardır.  Bu birliktelik; fikirde, düşüncede, eylemde, birlikte hareket etmede, birlikte yaşamada, hayat bulmuştur. O nedenle MTTB, Erzurum Üniversitesi Mezunlarının yeri hep farklı olarak algılanmıştır. İlk Afganistan Mitingi orada yapılmış Tüm Dünyaya; Afganistan'a yapılan saldırıları protesto ederek dikkat çekmiştir.  

Bana göre; Ülkenin değişik illerinde bulunan MTTB Üniversite gençliği; Erzurum Üniversitesindeki gençlerin ortaya koydukları birlik ve beraberliği, temin edemedikleri için; adlarından çok fazla da söz edilemeyen lokal guruplar olma özelliğini taşımışlardır. Şehirlerin nüfus yoğunluğuna ve de şehirlerde okuyan Üniversite öğrencilerinin nüfus oranına  sayısal açıdan baktığımız zaman;   Erzurum Üniversitesinde okuyan gençlerin diğer üniversitelerde okuyan öğrencilere göre; sayısal fazlalığı da dikkat çekmektedir.

Böylece  Erzurum Üniversite gençliğinin gündemde tuttuğu İslami anlayış söylemi; Ülke gündemine İslami geleneklere bağlı bir gençlik olarak, yerleşmiştir. O yıllarda Diğer Üniversitelerde okuyan MTTB gençliği de bu söylemi benimsemiştir. Yapılan miting ve toplantılarda; bu söylemler afişe edilmiştir. Slogan olarak; tekrar edilmiştir.

İlk defa;

Müslüman Türkiye, İslami hareket engellenemez...  Miting alanlarında duyulmaya başlanmıştır.  Bu yaklaşımlara Fikir ve düşünce adamları destek vermiştir.

İşte bu yapılanmanın bir de kültürel boyutu vardır. Daha o yıllarda Müslüman fikir ve düşünce adamlarının kitapları okunmuştur. Hatta Dünya üzerinde bu fikre destek veren Müslüman Alimlerin kitapları da takip edilmeye başlanmıştır. Ayrıca; Bugün bile hafızalardan silinmeyecek olan bir gerçek vardır. Bu şehirde, iki adet İslami tedrisat yapan Yüksek Okul vardır. Bu şehir bu okulları, bağrına basmıştır. Dile kolay; her yıl okul açık olduğu sürece Hem İslami İlimler, Hem Yüksek İslam Enstitüsü, toplam olarak; ortalama 250 öğrenciyi kendi bünyesine katmaktadır. Başka bir tabirle; Bu şehirde bu iki okulda eğitim gören öğrenci sayısı; 600 kişinin üzerindedir. Bunların dini eğitimi almış olmalarının da Bu Üniversite gençliğine, her alanda bir katkısının olduğunu söylemek; abartılı olmaz. Bir motor görevini yürütmüştür. Mezun sayıları; binli rakamlarla ifade edilmektedir. Bu okulların Öğretim kadrosu da gelişen yıllarda, bu alanda büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Bugün onlarca İlahiyat fakültelerinin öğretim görevlisi olan insanlar, o yıllarda Erzurum'da yetişmiş olan hocaların öğrencileri, konumundadırlar. Akademik çalışma açısından da çok önemli bir mesafe katedilmiştir. Buradaki üniversiteden yetişen kadrolar, akademik alanda kendilerinden söz ettirir hale  gelmişlerdir.
Bugün gelinen noktaya bakıldığı zaman; MTTB Mezunları gurubunun Ülke genelinde yine bu kavramları en fazla savunan gurup olarak, öne çıktığını görmekteyiz. Burada alınan dini tahsilin ne kadar önemli olduğunu belirtmek durumundayız. Özellikle altını çiziyoruz...

İşte temeli Erzurum'da öğrencilik yıllarında atılan bu kardeşlik, mezuniyetten sonra yaklaşık 45 yıl geçmesine rağmen devam etmektedir. Bu da Dava bilincini anlama ve yorumlama, yaşama ve yaşatma, alanındaki kat ettikleri mesafe ile ilintilidir. Ülkenin değişik illerinde 21 defa genel olarak kardeşlik ve vefa toplantılarını düzenlemektedirler. Bölgesel olarak yapılan toplantıları eklerseniz bu sayı elli rakamını bulur.
Bugün bu dayanışmanın bir dernek çatısı altında varlığını devam ettirdiğini görmekteyiz. Bu toplantılarda buluşmaların ötesinde ülke meselelerine,sorunlarına çözüm odaklı fikirler ortaya konmaktadır. Analiz edilmektedir. Zaman, zaman bu fikirler kamuoyu ile basın bildirisi şeklinde paylaşılmaktadır. Böylece hem fikirlerini açıkladıkları gibi, çeşitli konulardaki duyarlılıklarını ifade etme ortamı bulmaktadırlar.
Allah izin verdiği müddetçe bu duyarlılık devam edecektir...

Allah tüm kardeş ve dostlarımızın, bu uzun yolculukta yar ve yardımcısı olsun...