Derin Gerçekler

‘’Müslümanlar’’ soykırımcı, katil, terörist, cahil ve fakir değil mi? Beyaz Hristiyanların, dünyada yaşayan dört büyük ırktan birini yokettiklerini, birini köleleştirdiklerini, birini sömürdüklerini unuttuk! Servetleri bu öldürdükleri halkların el koydukları servetleridir. Bilimleri bu insanların çalınan bilim, sanat ve medeniyetleridir. Bunlar ne Beytü'l Hikmeyi ne Timbuktu’yu bilirler.  Mensa Musa’yı kaç kişi bilir. Endülüs'ü saymıyorum bile. Bilimde, sanatta, zenginlikte ve barış toplumuna giden yolda hukuk devletinin ne olduğunu da bilmez kendi inanç, tarih ve medeniyetine düşman edilen  bizim eğitimliler. Ya hu 1962 yılına kadar, hayvanat bahçelerinin yanında insanat bahçeleri vardı, güya, bu insanlar, insanlaşma aşamasını tamamlamamış maymunlar diye teşhir ediliyorlardı.

Bu barbarlar sömürü mirasını paylaşamadıkları için kendi aralarında 100 yıl savaştılar. 1. Dünya savaşı, 2. Dünya savaşı yetmedi, darbeler ve terör yetmedi, şimdi 3. Dünya savaşına, kıyamet savaşına hazırlanıyorlar. Bunların uygarlık dedikleri şeyin arkasında Kızılderililerin kanı, kara derililerin gözyaşı, sarı ırkın çalınan alın terleri vardır. Aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerinde kendilerine iktidar ve servet üretmeye devam ediyorlar. Mehmet Akif boşuna demiyor, “Medeniyet denilen maskara mahluku görün” diye. Boşuna demiyor “Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar” diye.

2008’e kadar savaşlarda öldürülen  insanların  medeniyetlere göre oranları şöyle:  Hristiyanların öldürdükleri %30.73, Çinlilerin öldürdükleri %18.64, Budistlerin öldürdükleri %15.19, Paganların öldürdükleri %7.87, Müslümanların öldürdükleri %5.52, Hindlilerin öldürdükleri %0.41. Hristiyanlar dışındakilerin çoğu nefsi müdafa ya da yurt savunması şeklinde verilen savaşlarda karşı tarafa verdikleri can zayiatını ifade etmektedir. Bu dönemde savaşlarda 200 milyon insanın öldürüldüğü tahmin ediliyor. Bunun 177.941.750’si Hristiyanlar tarafından gerçekleştirilmiş. Dinsizler  125.285.007 kişi öldürmüşler. Çin 107.923.750,  İlkel toplulukları 45.561.000, Müslümanlar 31.943.500, Budistler 8.794.670, Hindli’ler 2.389.250 kişi öldürmüş... Soykırım şeklindeki katliamların %65.50’si Hristiyanların eseri. Tanrıtanımazların öldürdükleri %16.25, Çinlilerin öldürdükleri %9.85, Müslümanların  %7.80, Budistlerin %0.59. Can kaybına gelince  Hristiyanların öldürdükleri 33.243.000, Ateist’lerin 8.250.000, Çin’lilerin 5.000.000, Müslümanlar’ın 3.960.000, İlkel topluluklar’ın öldürdükleri 1500 kişi.

Miladi 1. yılda dünya nüfusunun 300 milyon olduğu tahmin ediliyor. 1000 yılında 300 Milyon, 1500 yılında 500 Milyon, 1750’de  980 milyon, 1800’de 980 milyon. 1850’de 1.250 milyon,  1900’de  1.500 milyon, 1950’de 2.520 milyon. Bugün bu sayı 7 milyarın üstünde. Dinsiz halklar olarak, Komunist ülkeler kasdediliyor. SSCB, Çin, Balkanlar ve Latin Amerika, Afrika’daki sosyalist ülkeler, resmi olarak dinsiz kabul ediliyor. Aslında o da bir batı felsefesinin ürünü. Müslümanlar, Budistler ve Hindliler öldürme konusunda en alt seviyede ve bunların çoğu saldırılara karşı direniş ya da kurtuluş savaşında nefsi müdafa ya da kendi geleceğini belirleme adına verilen savaşta karşı taraftan öldürdükleri rakamları ifade ediyor.

Gerçek bu iken adamlar, kralın derebeylerle, halktan vergi almayı kurala bağlayan işbirliği protokolünü, “Magna Carta” diye insan hakları belgesi diye pazarlıyorlar. Vatikan, derebeylerle sömürge mirasını paylaşmak için sözleşme imzalıyor, bu da oluyor, uluslararası düzen. “Medine Sözleşmesi” nden söz eden var mı, o kesimde. Ya da Emanname, Fütüvvetname, Pendname, Siyasetname’lerden, Vasiyetnameler’den söz eden var mı? “Mezalim mahkemesi” ya da İlk kez İslam’ın getirdiği savaş hukukundan söz eden, belli zamanı ve mekanı savaş dışı bırakan bu inançtan söz eden var mı? 600 yıldır, her Cuma Mudurnu’da, “ah-i evran / evrensel kardeşlik duası” yapılır, bilen var mı?

İslam, asli olarak, temelde “bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir” der. Kuşkusuz onlar arasında da her türlü insan vardı ve dönem dönem bunlarda çok yanlış işlert yaptılar. Ancak batılılar bu asırlarca ve sistematik bir şekilde yaptılar.

Siyonistler, kendi nüfuslarına nisbet edildiğinde aslında onlar da büyük katliamlara imza attılar. Mesela Sabra ve Şatilla, Gazze operasyonu bunlardan bir kaçı. Ancak nüfusları çok az olduğu gibi, sayısal ve oransal olarak bir değer ifade etmiyor. Sonuçta herkes kendinden sorumlusudur. Kişi doğduğu anne-baba, ya da toprak, zaman, derisinin rengi ve cinsiyetini kendisi seçmediği için, bu olanlardan sorumlu tutulamaz. “Babalar koruk yediklerinde, oğullarının dişi kamaşmaz.” Berat-i zimme esastır. Batının Müslümanları suçlayıp kendilerini aklayan söylemleri ve propogandaları aslında gerçeği yansıtmıyor. Melekleri şeytan gibi gösterirken, Şeytanları melek gibi sunuyorlar..

İşte onlardan akıl ve vijdan sahibi birilerinin kendileri hakkında söyledikleri:

Luis Masignon: Onların herşeylerini tahrip ettik, Felsefeleri, dinleri mahvoldu. Artık hiçbir şeye inanmıyorlar.. Derin bir boşluğa düştüler. Anarşi ve intihar için uygun bir hale geldiler.

Jean-Paul Sartre: Bizim istismarcılar olduğumuzu biliyorsunuz. Bizim önce altın ve madenlere el attığımızı, sonra da yeni kıtaların petrolünü eski ülkelere taşıdığımızı biliyorsunuz. Bunun debdebeli sonuçlarına şahid olarak saraylarımız, katedrallerimiz ve büyük sanayi şehirleri yeter.

Marsel Parneya: Kalkuta’dan bakınca, etrafta pislik yığınları arasında nasıl çalışılabildiğine hayret edeceğiniz fakir yoksul, pis insanlar göreceksiniz. Bunlar batı uygarlığının refah ve mutluluğunun harcını karıştırıyorlar.

Albert Sarraut (Fransız sömürge bakanı): Gerçeği gizlemeye ne gerek var? Sömürgecilik ilk uygarlık hareketi değildi. Çıkarların dürttüğü bir zor hareketi idi.

Montaigne: Bunca şehir temelinden yıkılıyor, bunca milletin kökü kurutuluyor. Milyonlarca insan kılıçtan geçiriliyor. Dünyanın en zengin en güzel ülkesinin altı üstüne getiriliyor. Niçin? İnciler, biberler alıp satacağız diye. Aşağılık makine zaferi bunlar.

Seatle (Duwarmish Kızılderili reis): Beyaz adam toprağı çocuklarından çalmaktadır. Açlığın dünyayı saracak beyaz adam. Ve ardında kocaman bir çöl bırakacaksın! Biz gidiyoruz, ama beyazlar da bir gün bu topraklardan gidecektir. Belki de bütün ırklardan daha çabuk. Yataklarınızı zehirlemeye devam edin ve bir gece kendi çöplerinizde boğulacaksınız!

Selam ve dua ile.