Dün, Allah’ın kendilerine verdiği zenginlik, makam, imkan ve güçle şımaranlar ve hatta olayı çok ötelere taşıyarak RAB’lik, MELİK’lik, İLAH’lık iddiasında bulunanlar oldu! Küfründe cüretkar ve kışkırtıcı tiplerin ‘’iddialarında samimi ve tutarlı’’ olan prototipleri Kur’an-ı Kerim’de bizzat zikredilir. Şunu hep merak etmişimdir: ‘’Acaba dünün tağutları; zulüm de, küfürde, isyanda, haddi aşmada bugün ya da yarın geçilebilir mi? Ya da geçildi mi?’’

Mesela Kur’an, bugünün tağutluğuna soyunmuşlarına; ‘’çıtanız hayli yüksek, ne yapsanız onları geçemezsiniz’’ mesajı veriyor mu? Ebu Cehil yada Ebu Leheb’ten daha büyük ‘’gavur’’ karşımıza çıktı mı ve çıkar mı? Nemrud, tuğyanda geçildi mi ya da geçilebilecek mi? Mesela, bugünün Firavuncukları, dünün Firavun’una öykünüyorlar mıdır?  ‘’Ey Firavun seni geçtik!’’ ya da ‘’Ey Firavun seni geçeceğiz!’’ diyorlar mıdır?

Malumunuz Nemrud, İbrahim as karşısında mağlup oldu. Vakti geldi ve İbrahimi ekolün o günkü sancaktarı Musa as’ın karşısında Nemrudi ekolün temsilcisi olarak bu kez Firavun zuhur etti. Firavun’un, kendinden önceki idolü Nemrud’a bir özenti ve öykünme taşıdığı ise aşikardı. Öyle ki, Nemrud’un yaptığı ’’hatalardan’’ adeta ders çıkartmış ve dört bir koldan ciddi hazırlıklar yapmıştı. Karanlık deccaliyet aklı, sistemini Firavun’la revize etmiş ve o gün; altınları, silahları, askerleri; parayı, ekonomiyi, iktisadı yöneten Karun’ları, Hak ve hakikati gizleyerek iktidarlarını sürdürebilmeleri için esoterik yetenekleri olan din ve b-ilim adamı kılıklı Bel’amları ve algı operasyonunu yöneten trol ve medya ordusu kapsamında sihirbazlarıyla Hakk’a karşı great ''rest'' çekmişti! Nemrud, İbrahim’e karşı (as) başarısız olmuştu ama Firavun kararlıydı, Musa as karşısında diz çökmeyecek, ‘’Rab’lik iddiasında’’ Nemrud gibi başarısız olmayacaktı! Ama ne yapsalarda bir kez daha Hak galip gelmiş, kendinden önce Rab’lik iddiasında bulunan Nemrud gibi yenilen ve mağlub olan Firavun olmuştu.

Dün olduğu gibi bugün de, Allah’ın kendilerine verdiği zenginlik ve güçle şımaranların Nemrud ve Firavun’un kabiliyet-donanımlarını bir kez daha kuşandıklarını, kendilerini bir kez daha güncellediklerini, eksik-yanlış noktalarını analiz ederek bu kez sadece Rab’lik ilan etmekle kalmayarak, ‘’yeni yaratan, yeni yaşatan, yeni yönetenler’’ olmak iddiasıyla karşımıza çıktıklarını görüyoruz! Firavun, Nemrud ve Ebu Cehillerin başarısızlıklarında ki sebepleri analiz edip, yeniden Alemlerin Rabb’i olan Allah’a meydan okuyarak bir kez daha (haşa) rest çekiyorlar!

Bu kez yeni normalleriyle zuhur ettiler! Her gün televizyonlardan, sosyal medyadan, dijital platformlardan onların; ehline sarih ama genele bugün için ‘’üstü örtülü’’ olan RAB’lik, MELİK’lik ve İLAH’lık iddialarını izliyoruz! Büyük bir meydan okuma içerisindeler ve bunu ‘’Great Reset!’’ büyük yeniden başlangıç adıyla lanse ediyorlar! Bize; ‘’para ve güç bizde, b-ilim adamları emrimizde, yeni Karun’lar ve Bel’amlarımız var, size sunduklarımızı tartışmayın, sorgulamayın, sınırlarınızı bilin, kayıtsız ve şartsız itaat edin! Obey-itaatkar olun diyorlar! Firavun ve Nemrud’un açtığı çığırdan kararlılıkla yürüyorlar ve; yeni sihirbazları medya-tv-internet-dijital platformlar eliyle aklımızı başımızdan alıp toplumları sindiriyor, uyutuyor ve korkutuyorlar, 5G-starlinklerle kapsıyorlar, kuşatıyorlar, kadim hekimliğe ve hanif dine olan inancımıza saldırıyorlar. ‘’Biz istersek gıda-enerji-bilgi size ulaşır, tedarik ediciniz biziz, rızkınız; bizde-bizdendir aksi halde birbirinize düşer, bir tuvalet kağıdı için marketlerde birbirinizi yumruklarsınız, açlıktan ölür gidersiniz! Ya bize itaat edecek bu yeni norm, kural ve yaşam biçimine evet diyerek sadece ve sadece bizim sunduklarımıza kanaat edecek ve bize tâbi olacaksınız yada enerji, gıda, savaş, virüs vs yollarla öleceksiniz!’’ diyorlar!

Kur’ani tanımla, Allah’ın mülkünde O’na isyan ederek fitne çıkartan, nesilleri katleden, insanları sistematik olarak fakirleştiren, cahilleştiren, köleleştiren, ‘’ıslah ediciyiz’’ deyip yeryüzünü fesada vererek ekini ifsat edenler gibiler! Şimdi ise; gıda-hayvan ve insanın genetiğine müdahale ediyor, suları kirletiyor, eko-sistemi bozuyor, nükleer testlerle okyanusları, biyolojik silahlarla Sars, Domuz, Tavuk Gribi, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı, Korona ve laboratuar sivrisinekleriyle insanlığı hedef alıyorlar.

O gün, İbrahim as’ın karşısında aciz kalan Nemrud aklı bugün;  ’güneşin doğuşu ve batışını kontrol edemiyorsak ta o halde güneşi karartırız’’ diyorlar. Alçak irtifa uyduları starlink'lerle, chemtrail püskürtmeleriyle ve yapay güneş çalışmalarıyla kainata istedikleri nizamı vermenin yollarını arıyorlar. ’Madem yoktan varedemiyoruz o halde ana rahmindeki ceninden başlayarak, dilediğimiz cinseyette, dilediğimiz dna özelliklerine sahip indigo çocuklar üretiriz’’ diyorlar. ’Yaşayan insanı modifiye eder, transhumana dönüştürürüz, robotik, humanoidlere eviririz, fıtrata müdahale ederiz, klonlarız, çipleriz, yaşayan tüm insanların kozmik-manevi etki alanı olan pineal’ine-epifiz bezine kadar müdahale ederek aklen ve fikren düşünemeyen, analiz yetisinden mahrum zombi-tam itaatkar- obey insanlar haline dönüştürürüz. Bu bedensel yapıya uygun gıdalarla beslenmenizi sağlarız, cinsiyetlere müdahale ederiz, yaratılıştan var olan biyolojik hassalarını tıkayarak hormonal müdahalalerle bireye dönüştürür, kadını erkek, erkeği kadın yaparız, cinsiyetten gender’a yöneltir, kimliklerinizden İslam ibaresini dahi kaldırırız!’’ diyorlar ve dahası ‘’tüm kontrolü bizde olan TEK DÜNYA DEVLETİnde, LGBT renkleriyle TEK BAYRAK altında, tüm din ve inançları iptal ederek belirlediğimiz okültist, esoterik, neo-paganist, kabalist, sipiritüel TEK –aşk- DİNine tabi, gelenek ve inançtan uzak bireylerden oluşan, öjenik müdahalelerle sayısını bizim belirlediğimiz kadar seçilmiş-kutsal kan sahibi bireylerle TEK MİLLET’li bir yapı kurar,  siz diğer goyimleride bizlere hizmet etmek üzere köleleştiririz’’ diyorlar!

Şair şöyle diyordu: ‘’Ah! Nerede o eski Firavunlar!’’ ‘’RAB, MELİK VE İLAH’’ olmak iddiasında ki günümüz Firavunlarının ‘’gayret ve samimiyetinin’’ 10’da biri bugün, İbrahim ve Musa as’ın izinden gittiğini söyleyen biz çağın müslümanlarında var mı acaba?! Küresel operasyonu görebilen ve itiraz edebilen kaç kişi var şunun şurasında! Olsaydı, bugün özgür Kudüs-ü Şerif’te semaverde çay kaynatıyor, Zeytin Dağı’nda oturmuş yudumluyor olurduk.

Vakt-i zamanımız bugünün şeytanilerinin her anlamda ‘’başarılı’’ operasyonlarına ‘’küfrederek’’ geçmekte. Küresel dayatmalara dönüşen emperyal taleplerin sahipleri sadece günümüz Müslümanlarından değil tüm insanlıktan tam ‘’İtaat’’ istiyor! ‘’Yeni Normal’’ sürece oryantasyon konusunda birer ‘’Obey’’ ve kobay haline döndüğümüz için de laboratuvar fareleri artık özgürlüğün keyfini çıkartıyorlar. Dünya insanlığının büyük çoğunluğu ‘’itaat et rahat et’’ modunda! ‘’Konforum artsın, alışkanlıklarım sekteye uğramasın da ne olursa olsun, vur patlasın, çal oynasın’’ dercesine relax!

‘’ElhamduGlobalizm’’(!)  ‘’Küreselciler eli ve lütfu inayetleriyle ‘’sıhhat’’ bulduk, ‘’rızk’’ bulduk, ‘’hayat’’ bulduk çok şükür(!) Bize vaat ettikleri cennette hemen şuracıkta! Sağolsunlar! Varolsunlar!’’(!)

Tevbe Estağfirullah! Sümme sümme Estağfirullah!

Nas Suresi boşuna inmedi!

Bir kez daha okuyalım!

Anlayarak okuyalım…

‘’Kul euzu bi

RABbin’nas

MELİK’innas

İLAH’innas…’’

De ki Sığınırım insanların Rabb’ine, Melik’ine, İlah’ına…

“Neyseki yarın var. Umutların en sevdiği gün”

Bülent Deniz - Habervakti.com Genel Koord.

www.bulentdeniz.com