Yazının 1. bölümünü okumak için tıklayınız

Netenyahu yeni ortadoğu haritasını eline almış heyecanla anlatıyordu.
Haritada ne Kudüs
ne Batı Şeria
ve nede Gazze'den eser yoktu
Yeni ortadoğuda Filistin yoktu


''Bayanlar ve Baylar,
yarım asırdan fazla bir süre önce genç bir asker olarak İsrail Özel Kuvvetleri'ndeki yoldaşlarım ve ben birçok cephede, birçok savaş alanında ölümcül tehlikeyle karşı karşıya kaldık. Yanımda bir asker arkadaşım öldürüldü. Bir diğeri kollarımda öldü. Ağabeyimi gömdüm. Barışın nimetini en iyi, bizzat savaşın lanetine maruz kalanlar takdir edebilir. Barış yolunda ise birçok engel var. Ama tüm bu engellere rağmen barış çabamız hiç bitmedi...
Dünya liderlerinin
(FİLİSTİN-İSRAİL KONUSUNU KASTEDİYOR) içine düştüğü açmaz şu idi: ''Onlar, Filistinlilerle bir barış anlaşması yapmadığımız sürece başka hiçbir Arap devletinin İsrail'le ilişkilerini normalleştiremeyeceği şeklindeki yanlış bir fikre sahiptiler...''
Bakın, Filistinliler Arap dünyasının yalnızca %2'sini oluşturuyor. Geriye kalan %98'inin İsrail'le savaşacağını düşünüyorlar.
Eğer biz Arap ülkeleriyle ilişkileri normalleştirirsek Filistinliler, Arap dünyasının çoğunluğunun Yahudi devletiyle uzlaştığını gördüklerinde, onlarda İsrail'i yok etme fantezisinden vazgeçecekler.
Ve İbrahim Anlaşmaları bu açıdan tarihi dönüm noktası oldu.
İsrail, bu yönde ABD ile çalışarak dört ayda dört Arap ülkesiyle dört barış anlaşması imzaladı: Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan ve Fas.

Ve bugün hepimiz bu anlaşmaların bereketini görüyoruz. Yeni barışla ortaklarımızla ticaret ve yatırım hızla artıyor. Uluslarımız ticaret, enerji, su, tarım, tıp, iklim ve daha pek çok alanda işbirliği yapıyor. Son üç yılda bir milyona yakın İsrailli, Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyaret etti. İbrahim Anlaşmaları başka bir dramatik değişikliğin habercisi oldu. Araplarla Yahudileri birbirine yakınlaştırdı.
Bunu Dubai'de sık sık düzenlenen Yahudi düğünlerinde (
HATTA 3 DİNİN İBADETHANESİNİN AÇILDIĞI İBRAHİMİ DİNLER EVİN'DE), Bahreyn'de bir sinagogda bir Tevrat tomarının ithafında, Kazablanka'daki Fas Yahudiliği müzesine akın eden ziyaretçilerde görüyoruz. Hiç şüphe yok ki İbrahim Anlaşmaları yeni bir barış çağının şafağını müjdeliyor.
Ancak çok daha dramatik bir atılımın eşiğinde olduğumuza inanıyorum: Suudi Arabistan'la tarihi bir barış.
Böyle bir barış, Arap-İsrail çatışmasını sona erdirmede uzun bir yol kat edecektir. Diğer Arap devletlerini İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeye teşvik edecek. Filistinlilerle barış ihtimalini artıracak. Yahudilik ile İslam arasında, Kudüs ile Mekke arasında, İshak'ın torunları ile İsmail'in torunları arasında daha geniş bir uzlaşmayı teşvik edecektir. Bütün bunlar çok büyük nimetlerdir.
'' (RİYAD-TELAVİV UÇAK SEFERLERİNİN BAŞLADIĞINIDA BİZ HATIRLATALIM)

Filistin konusunda arap devletlerinden bahisle bir çok cümle kuran ve Türkiye'ye FİLİSTİN konusunda yokmuş muamelesi yapan Netenyahu konuşmasının en kritik noktasına gelmişti.
Heyecanı artmıştı.
Sözlerine şöyle devam etti:
''İki hafta önce başka bir nimetin şimdiden ufukta göründüğünü gördük. G20 Konferansı'nda Başkan Biden, Başbakan Modi ile Avrupalı ​​ve Arap liderler (PRENS SELMAN DAHİL), Arap Yarımadası ve İsrail boyunca uzanacak vizyoner bir koridor planlarını duyurdular. Hindistan'ı deniz bağlantıları, demiryolu bağlantıları, enerji boru hatları, fiber optik kablolarla Avrupa'ya bağlayacak. Bu koridor, denizdeki geçiş noktalarını atlayacak ve iki milyardan fazla insanın mal, iletişim ve enerji maliyetlerini önemli ölçüde azaltacak. Ülkem (İSRAİL) için ne kadar tarihi bir değişim...''


(G20 Zirvesinde anlamlı(!)  kare -Yeni Delhi - Hindistan)

''Görüyorsunuz, İsrail Toprakları; Afrika, Asya ve Avrupa'nın kavşağında yer alıyor. İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki barış gerçekten yeni bir Ortadoğu yaratacak. İlk 70 yılımızda Mısır ve Ürdün'le barıştık. Daha sonra 2020'de dört Arap ülkesiyle barışı sağlayan İbrahim Anlaşmalarını yaptık.
Bütün Ortadoğu değişiyor. Düşmanlık duvarlarını yıkıyoruz. Bütün bu bölgeye barış imkânını getiriyoruz.
Şimdi İsrail ile Suudi Arabistan arasında barış yaptığımızda bakın neler oluyor?''

Netenyahu tam bu noktada elindeki haritaya kalemle kırmızı bir çizgi çekti!
O çizgiyi ASLINDA üç ülkeye daha çekiyor ve o ülkeleri yeni ticari koridorda bypass ediyordu.
Bu üç ülke Türkiye, Katar ve Gazze ''belasıyla'' Filistin'di!

ve şöyle devam etti: (Videonun tamamını izleyiniz)

Videodaki konuşmanın Türkçe tercümesi: Sadece İsrail ile komşularımız arasındaki engelleri kaldırmayacağız. Asya'yı; Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Ürdün, İsrail üzerinden Avrupa'ya bağlayan yeni bir barış ve refah koridoru inşa edeceğiz. Bu olağanüstü bir değişim, anıtsal bir değişim, tarihin bir başka dönüm noktası.
(...)

Netenyahu, Birleşmiş Milletler (BM) 78’inci Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de yapılan G20 Zirvesi’nde atılan tarihi imzayı gündeme getiriyor ve ABD, Hindistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Almanya, İtalya ve AB'nin, kısa adı IMEC olan Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomi Koridoru’nu kurduklarını ve mutabakat zaptını imzaladıklarını deklare ediyordu. IMEC'in kilit taşı ise hiç kuşkusuz İsrail'di.
G20'de ''tek dünya, tek aile, tek gelecek'' mottosuyla bir araya gelenlerin dünyanın geleceğini oluşturacak ailesinde, Türkiye'ye yer olmadığı vurgulanıyor, Çin'in ''YOL-KUŞAK'' projesinede rest çekilmiş olunuyordu. Bunun ilk sinyalini de İtalya veriyor ve başbakan Giorgia Meloni, zaptın imzalanmasından hemen sonra G20 Zirvesi’nde Çin Başbakanı Li Qiang’a; “Biz, Kuşak ve Yol Girişimi’nden ayrılıyoruz” derken Li, “Bir kez daha düşünün” diyordu.
Yol-Kuşak stratejisine karşı yapılan bu hamle ile sadece Çin’in bölgedeki ekonomik hedeflerine meydan okunmuyor, Avrasya bloğu içinde yer alan tüm devletlere karşı bir hamleye dönüşüyordu.
Türkiye ise oyunun görünmeyen boyutunu analiz ediyor ve elde edilen istihbaratlarıda gözönünde bulundurarak Katar-Türkiye denklemine karşı küresel sömürgecilerin nasıl bir plan yaptıklarını ise çoktan deşifre ediyordu. (yazının ilk bölümünde bu konuya değinmiştik)
Anlaşılan o ki hedefte Katar'da vardı ve Katar yağmalanacaktı.
Katar'ın tasfiyesi ya da bir krizle karşılaşmasında ise ana hedef Türkiye idi.
Enerji ve gıda koridorunda ipek yolunun vazgeçilmezi Türkiye, tamamen devredışı bırakılıyordu.

Bu yeni rotada ayakkabı içindeki küçük taş ise Gazze'ydi.
Gazze sorunu ortadan kaldırılmalıydı.
DAHA SONRA Rusya Araştırmaları Enstitüsü'nün yayınladığı ve habervakti.com hariç neredeyse hiçbir yayın organının görmediği bir bilgi, kirli planın ne kadar kanlı olduğunu ortaya koyuyordu.
7 Ekim Aksa Tufanı'ndan çok önce İsrail'in, Gazze'yi haritadan silecek askeri planları hazırlayıp bitirdiği ifşa ediliyordu. (TIKLAYINIZ)

Türkiye, İsrail'in bir gece yarısı operasyonuyla Gazze'yi haritadan silme planınada vakıf olmuş, Mısır, Lübnan, Suriye, Ürdün'le yapılan gizli anlaşmalarla Gazze'li mültecilerin bu ülkelere kişi başı 2500 dolar karşılığında yerleştirileceğini, Sina yarımadasında oluşturulacak mülteci çadır kamplarının gizliden kurulumunun devam ettiğini ve kirli planın İsrail devlet raporlarında geçtiği bilgisinede ulaşmıştı.
107 yıldır işgal altındaki Filistin topraklarında direnişin kalesi olan Gazze ve Gazze'liler tarihten silinmek isteniyordu.
Akabinde Kudüs onlar için kolay lokmaydı ve Mescid-i Aksa Haremi Şerifi'nin yıkılma planı ise çoktan hazırdı.
Mabed yıkılacak, yerine tapınak inşa edilecekti.
Yüzlerce yıldır bunun için çalışmışlar ve tarihin en büyük fırsatını yakalamışlardı. Öyle ki hologramik olarak Tapınak kurulmuş, belirli zamanlarda ayinler yapmaya bile başlamışlar, Netenyahu ve katiller sürüsünden oluşan kabinesi Mescid-i Aksa Haremi Şerifi altındaki tünellerde Bakanlar Kurulu toplantısı dahi yapmışlardı hem de üç kez. (TIKLAYINIZ)
Küresel deccaliyet sisteminin yeni ilah ve rableri bütün olasılıkları hesap etmişti. Muallak Kaya da masumlar kurban edilecek, muallak kaya bir sunak olacaktı!
Ama önce Gazze bir sunağa çevrilmeli ve tüm müslümanlara korku salınmalıydı. Gazze kan gölü yapılacak, çoluk, çocuk masumlar katledilecekti. Üç günde Gazze tarihten silinecekti. Bu kanlı planın taşeronu tabiki en kullanışlı aparat, 107 yıllık paratonel siyonist rejimdi, askeri olarak her türlü imkan ayaklarının altına serilecek ve 17 uçak dolusu Black Water'ın seçkin katillerinden oluşan seçme askerleri, önce Riyad'a oradan da Telaviv'e indirilecek ilk kara harekatını onlar gerçekleştirecekti.
Türkiye ise aylara yayılan tüm bu süreci ''diplomasi'' içerisinde irtibatı kopartmadan sürdürüyor, Herzog'un atlı törenle Beş tepe'de karşılanması bir yana Erdoğan NewYork'ta Netenyahu ile görüşüyor, Türkiye'ye davet ediyor ve Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmek istediğini vurguluyordu. (TIKLAYINIZ)
(...)

Dün Erdoğan'ın karşısına Soros'la, siyonist lobilerle, Kissenger'la, Rothschild'le çıkan ''BAYRAKSIZLAR''
Bu kez, Birleşmiş Milletler (BM) 78’inci Genel Kurulu görüşmeleri için New York'ta bulunan Erdoğan'ın karşısına tüm bu küresel oyunu kuran ''BAŞ BAYRAKSIZLA'' çıkıyorlardı. Gündem de ise tek bir konu vardı...
(...)

7 Ekim'den hemen önce, yeri ehline ayân sağır mekanda, şeytani deccaliyetin tüm tuzaklarını bozacak planın son talimatları veriliyordu:
-''Misafir'in tüm istedikleri sağlandı mı?''
-''Eksiksiz''
-''Kurban Bayramı'na kadar Sebat edebilecekler mi?''
-''Sönmeden Gazze'nin üstünde tüten en son ocak, cenk meydanı terkedilmeyecek! Hepimiz Rıza'en lillah Beyt'ul Makdis için kurban olmaya hazırız'' dedi.
-''İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un (aleyhimusselam) İlahı olan Allah'ın adıyla! Sahib'ul Mi'rac'a salât ve selamla Tufan Başlasın...''

''neyse ki yarın var... umutların en sevdiği gün!''

Bülent Deniz
Habervakti.com Genel Koord.
Mihmandar-ı Kudüs / Kudüs Rehberi
www.bulentdeniz.com

Kaynaklar:
Kirli Senaryo! Filistin'den 1 milyon mülteciyi sürecekler! Nereye mi? Dilipak ve Deniz büyük planı deşifre etti!

Dilipak ve Deniz canlı yayında faş etmişlerdi! Belgeler yayımlandı: İsrail, Gazze halkını sürmeyi ne zaman planladı?

Siyonist hükümet, Burak Duvarı'nın altındaki tünelde toplantı yaptı

İsrail basını: Erdoğan, Mescid-i Aksa'yı ziyaret edecek

Netenyahu'nun BM 78. genel Kurulu'nda yaptığı konuşmanın tamamı


Hamas 'Aksa Tufanı'nı neden yaptığını açıkladı! İşte o raporun tamamı!