Toplumsal barışın en üst seviyede yaşanacağı ve kardeşlik duygularımızın perçinleşeceği bayram günlerine yaklaşıyoruz. 12 Eylül’de yapılan tarihî referandum sonrası ülkemizde esen barış rüzgarlarından rahatsız olup, fitne kasırgası çıkartma plânları yapanlar ise bayrama rağmen boş durmuyor ve durmayacaklar.

İmparator Neron, iktidar hırsı uğruna "bana yar olmayan, kimseye yar olmasın" mantığıyla Roma’yı cayır cayır yaktırmıştı. İçimizdeki Neron’lar da, asırlık iktidarlarının sona ermekte olmasının verdiği panikle, cennet vatanımızı yakıp-yıkmak için sinsice ve haince çalışıyorlar. Halkı, birbirine ezdirerek iktidarlarını korumak, onların asırlara dayanan Firavunî metotlarıdır. Ülkemizin içinde bulunduğu huzur ortamından nemalanamayanlar yeniliyorlar, bitiyorlar, vuruşarak ve vuruşturarak tarihin zalimlerle dolu çöplüğüne sürükleniyorlar... Giderken de arkalarında bir enkaz bırakmak istiyorlar...

Köşkte icra edilen resepsiyonun ‘boykot’ edilmesi, toplum nezdinde büyük bir infiale neden oldu. Hedef saptırma adına bir anda ülkemizin gündemini değiştiren Taksim’de polislerimize ve halkımıza karşı yapılan canlı bomba saldırısı dikkatleri tekrar “ENGEREKON Terör Örgütüne” çevirdi. Bu ve benzeri menfur saldırıları kınıyor ve lanetliyoruz.

Terör olaylarının, siyasi arenadaki seviyesizliklerin ve devlet erkânının mukaddes değerlerine yapılan bilinçli saldırıların ardında sinsi plânların olmasından endişe ediyorum. İktidarları uğruna, kutsal mekânları devlet imkânlarıyla bombalatarak halkı sokağa dökme, kargaşa çıkarma plânlarının yapılabildiği bir ülkede elbette bu endişeyi taşıyorum...

Referandumda ortaya çıkan yüzde 58’le, yüzde 42’lik demokratik tabloyu, Türkiye’mizi bölge bölge renklere ayırarak bir bölünme paranoyasına dönüştürme, bu korkuyu topluma yayma gayreti içerisindeler. C.H.P Gençlik Kollarının tahrik edici resim sergisi ve bazı köşe yazarlarının ateşe benzin dökercesine kasıtlı, bilinçli provokatif yazıları, top lumu kutuplaştırarak düşmanlıkları artırma senaryolarının bir parçası olarak değerlendirilmelidir...

Türkiye Devleti gemisi hepimizindir. Bu gemiyi sağ salim barış, huzur ve kardeşlik limanına yanaştırmaya mahkûm ve mecburuz! Bunun için, gemide yer alan herkese görev düşüyor.

Geminin yol aldığı denizde fırtına var, rüzgâr sert esiyor. Biraz sabır ve azimle, ağır ağır da olsa yol almak zorundayız. Bu fırtınaları ülkemiz lehine çevirmek, muhalefeti ve iktidarıyla bu geminin kaptan köşkünde oturan veya oturmak isteyen herkesin görevidir. Unutmayalım ki, Türkiye gemisi su almaya başlarsa bu gemiyle birlikte hepimiz batarız!

Ülkemizin tüm vatandaşlarına, toplum vicdanına, buradan bir barış gönüllüsü olarak çağrıda bulunuyor, yalvarıyor ve yakarıyorum! “Henüz rotasını yeni doğrultmuşken, Türkiye gemisinde isyan çıkarmak isteyenlerin oyununa gelmeyelim.”

Afganistan ve Irak’ta iktidar koltukları için yaşanan kardeş ve mezhep kavgalarının o ülkeleri ne hale getirdiğini unutmayalım. Emperyalist ülkelerin kanlı postalları altında şeref ve namusları çiğnenen mazlum halkların, bu işgalleri, kendi elleri ve gafletleriyle hazırladıklarını aklımızdan çıkarmayalım.

Bizi birbirimize düşman eden Particilik, Tarikatçılık, Meşrepçilik, Mezhepçilik ve Irkçılık gözlüklerini çıkarıp atalım. Birbirimize; “Ancak müminler kardeştir” gözüyle bakarak, barışalım ve birleşelim. Sinsice toplum bünyesinin her katmanına sızan ENGEREKON yılanının bünyemize enjekte ettiği cehalet, ırkçılık, particilik, kavmiyetçilik gibi toplumsal barışı bozacak zehirlerinin etkilerini, iman, ilim, kardeşlik, barış ve sevgi panzehiriyle bozalım. Tıpkı 12 Eylül tarihî referandumunda oynadıkları oyunu “feraset”le kullandığımız oylarımızla bozduğumuz gibi...

Milli iradenin hareket ve manevra alanını genişletmek bizim ellerimizde... Milli iradenin temsilcisi olan Meclis’e ve siyasi iradeye yapılacak olası her türlü müdahaleler, ülkemize ve geleceğimize karşı yapılacaktır. Seçimle gelen seçimle gider. Unutmayalım ki postal sesi kışlaya yakışır, bulvarlara değil!

Barış ve huzur ortamını sabote etmek isteyenlerin, toplumun sinir uçlarına dokunacak karanlık eylemleriyle, bu ülkede neler yaptığını artık çok iyi biliyoruz. Allah’ın izniyle milletimiz, bu kirli tezgâhı basiretiyle deşifre etme ve boşa çıkarma konusunda yine derin güçlerin heveslerini kursaklarında bırakacaktır.

Rabbim huzurumuzu bozmak isteyenlere fırsat vermesin...

Yüzünüzden tebessüm, dilinizden dua eksilmesin.

www.sevkiyilmaz.net

- - - -