Aziz okur, son yazımızda; COV-19 sürecinde yaşadıklarımız üzerinden sadece küçük bir kısmını gündeme getirdiğimiz DNA/GEN çalışmasına ve tüm dünyada yüzmilyonlarca insana uygulanan PCR Testi ile aldıkları numunelerle ne yapabilecekleri üzerine farklı bir açıdan bakmaya çağıran yazımızda sormaya çalıştığımız suallerin merkezinde yer alan küresel planı Türkiye özelinde ele almıyorum. Çünkü yaşananlar dünya ölçeğinde ve bu karanlık, küresel, pedofil çete ne yapıyorsa gizleyerek ve gizlenerek yapıyor! Emin olun hiç görmediğimiz Ğarkad Ağacı’nın ardına saklansalar onları bulabiliriz ama hayli zamandır muhteşem bir gizlenme yöntemi kullanıyorlar. Siz onları belki de kurumların, devletlerin en ücra dehlizlerinde gizlenerek kirli ve kanlı planlarını hayata geçirmeye çalıştıklarını düşünüyorsunuz ama hayır kendilerini öyle kamufle ediyorlar ki görmemiz, tanımamız neredeyse mümkün değil! Neye/Nasıl gizleniyorlar biliyor musunuz? Aleniyete! Evet evet aleniyete! O kadar sarihler ki, zahirdeler! Gizli ve batın da değiller! Her mecradalar! Ve bize onlar konuşuyor, anlatıyor, ikna ediyorlar! Ve biz onları alkışlıyor, ‘’umut, kurtuluş ve çarenin’’ onlar olduğuna inanıyoruz artık! Yazımda bahsettiğim Wojcicki ailesine baktığınızda ortaya çıkan gerçeklik tam da bu değil mi? Sadece 23andme şirketi üzerinden dünyaya ne yaptıklarını anlatırken bile ne yapacaklarına da işaret etmiyorlar mı?

‘’Bunlar kim? Genetik yapımızla mı oynuyorlar? Amaçları ne? DNA veri bankası,  gen havuzuyla neyi-kimleri bulmak istiyorlar? Genetik yapıları modifiye mi edecekler? Ya da birileri kendi genetik yapılarını mı güncellemenin peşinde? Üstün bir insan soyu (super human) oluşturmak için DNA’larımız üzerinde deney mi yapıyorlar?’’ gibi soruları sormak için bir çok sebebimiz var. Ortada bir gerçek var ki uzun zamandır GENETİK KAYIT tutuyorlar! İşte buyurun bakın daha neler neler diyorlar! Her zaman ki gibi hem de alenen...:

‘’DNA'nız size; atalarınızın 5000+ yıldan daha uzun bir süre önce nerede yaşadığını söyleyebilir. DNA'nızı laboratuvara göndermek için ihtiyacınız olan tek şey ev tabanlı tükürük toplama kitimiz. Tükürüğünüz, ağzınızdaki hücrelerden DNA içerir. Tükürük numunenizdeki hücrelerden DNA’yı çıkarır ve ardından laboratuvar ortamında, GENOMunuzdaki yüzbinlerce yeri okuyan bir GENOTİPLEME çipinde DNA'yı işler, genetik verileriniz analiz edilir ve köklü bilimsel ve tıbbi araştırmalara dayalı olarak kişiselleştirilmiş raporlarınızı oluştururuz. Tüm tükürük örnekleri, AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'ndeki yerel yönetmeliklere uygun laboratuvarlarda işlenir. GENOTİPLEME, DNA'yı analiz etmek için iyi kurulmuş ve güvenilir bir platformdur. Bilim Adamlarımız ve tıp uzmanlarımız, raporları geliştirmek için titiz bir süreç kullanır. Kişiselleştirilmiş raporlarınız köklü bilimsel araştırmalara dayanmaktadır. ATA/SOY AĞACI yüzdeleri, size %0,1'e kadar soy tahminleri sağlayan güçlü, iyi test edilmiş sistemimizden türetilmiştir. Kaliteyi sağlamak için DNA analiziniz CLIA (1988 Klinik Laboratuvar İyileştirme Değişiklikleri) tarafından onaylanmış ve Amerikan Patologlar Koleji (CAP) tarafından akredite edilmiş ABD laboratuvarlarında gerçekleştirilir. FED ONAYLIYIZ!’’

Bir de şu kısmı okuyun lütfen:

‘’GENETİK bir BÜKÜLME ile YENİ BİR SOSYAL AĞ kapınızda. Veritabanımız büyümeye devam ettikçe sonuçların daha rafine hale gelmesiyle, Doğu Asya, Orta Doğu, Anadolu, Sahra Altı Afrika ve Avrupa dahil olmak üzere, atalarınızın bölgelere göre dağılımını keşfedin . Siz belkide NEANDERTAL (*) ŞECERE/SOYdansınız! Merak mı ettiniz? Neandertal olup olmadığınızı öğrenin. Neandertaller yaklaşık 40.000 yıl önce ortadan kaybolmuş olsalar da, DNA'ları içimizde yaşıyor. Araştırmalar  yaklaşık 60.000 yıl önce insanlarla iç içe olduklarını söylüyor. Neandertal atalarınızdan ne kadar Neandertal DNA'sı miras aldığınızı keşfedin. Boyunuzdan ve sırt kıllarınızdan dahi sahip olabileceğiniz özelliklerle ilişkili belirli Neandertal DNA'sına bile işaret edebiliriz. İnsan DNA'sı kişiden kişiye yaklaşık %99,5 oranında aynıdır. Ancak, her insanı benzersiz kılan küçük farklılıklar vardır. Bu farklılıklara varyantlar denir. DNA'nız ebeveynlerinizden ve onların ebeveynlerinden geçti. Varyantlar belirli sağlık koşulları, özellikler ve SOY GRUPLARIyla ilişkilendirilebilir… DNA testiyle sadece Şecerenizi çıkartmıyoruz; isterseniz sadece genetik ve isterseniz aynı anda HEM SAĞLIK VE HEM DE GENETİK TESTini seçebilirsiniz. Kalıtımsal hastalıklarınız var mı? Hepatit, Kanser, Demans, Tıb 2 diyabeti, Alzaymır vb hastalıklara yakalanma riskinizi öğrenin. Genetik olarak nelere yatkınsınız? O genetik özellik DNA’nızın kaderi olmasın!’’

Hazır mısınız? (Haşa) yeni bir kader yazacaklar!

Neandertal soyu tespit etmekten bahsedenlerin, DNA’larında ki kutsal addettikleri bazı özel soy/kan/bağ/dna/gen/yaratılış formları  olarak tanımladıkları farklı genlerden oluşan insanların en lerinden ari/aryan bir ırk mı (super human/insanüstü)  oluşturmak mı istiyorlar? Nietzsche'den Ray Kurzweil'e, Keltler’den Cro-Magnon’lara bir takım efsane olguları merkeze alarak Annunakilerden Reptilianlara, bedenlilerden, bedensiz varlıklara, Karahan Tepe’den Göbeklitepe’ye, lay hatları üzerine konuşlandırılmış tüm piramit türü enerji/boyut geçiş mekanlarına ‘’komplo teorisi’’ şeklinde bugün alaya alınan iddialara kadar birçok soru akıllara gelmektedir. Prof Dr. Cevat Babuna’nın, (daha sonraları Adnan Oktar'la bağlantıları çıkan) oğlu Oktar Babuna için 1999’da başlattığı kan/ilik kampanyasında 200 bine yakın insanımızdan kan örnekleri alınmış ve dönemin MHP’li Sağlık Bakanı Osman Durmuş şöyle bir açıklama (bknz) yapmıştı: ‘’Kan örneklerinin yurtdışına gönderilmesi, genetik şifremizin çözülmesi açısından Türkiye için stratejik tehlike oluşturur…’’

...

Son yıllarda yaşananlara baktığımızda cennet ile cinnet arasında ince bir çizgide sıratvari bir köprüde olduğumuzu iddia edenlerle, hiçbirşeyi umursamayıp konforundan ödün vermeyenlerin ve tüm bu yaşananların hayatın akışına ait normal ve beklenen gelişmeler olduğunu düşünenler arasında ince bir çizgi var. Dün sömürülen, katledilen ve toprakları işgal edilen müslümanlarken bugün artık tüm bir insanlık hedefe konmuştur. İslam Dünyası'nı, planlarının karşısında direnebilecek potansiyel tehlike olarak görenlerin bizi getirdiği nokta ise malumunuz. Paslı bir bıçak gibiyiz! Tüm insanlık, tüm Ben-i Adem ise dünyada yaşananlara bakıp kendi huzurunun, keyfinin, ferahının yerinde olması üzerinden büyük bir kayıtsızlık içinde. Umarsamazlık zirve yapmış durumda. Ama işte durum tam da böyle mi değil mi? Hep beraber hatırlayalım ki; babamız Hz. Adem'in başına ne geldiyse; en emin, güvenli ve huzur içinde olduğu yerde, cennette/cennetinde geldi!

''Ey Ben-i Adem! Unutma ki atan Adem, yaklaşmaması gereken Şecere’ye tevessülünden cennetten kovuldu! O’nun başına ne geldiyse en emin yer olan huzur diyarı cennette/cennetinde geldi! Feraha kapılmayasın! Şecere’ye /ağaca/soya/soy ağacına/nesline/dna-gen-fıtratına dikkat edesin…''

...

Bakara Suresi 35: 'Dedik ki: "Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz." Elmalılı Hamdi Yazır (bknz) Meali

''neyse ki yarın var... umutların en sevdiği gün!''

Bülent Deniz
Habervakti.com Genel Koord.
www.bulentdeniz.com

(*) Neandertal ya da Neandertal insanı, modern bilime göre günümüzden yaklaşık 250 bin ila 40 bin yıl önce yaşamış insan türüdür. İkili adlandırmada ismi "Homo neanderthalensis"dir.