Vatikan merkezli İsrail, Amerika, Çin, Rusya ve diğer Haçlı Şer Şeytan İttifakı yetkilileri acilen tekrar toplanarak ülkemizi istikrarsızlaştırma ve kaosa ortamına sürükleme planlarını yeniden eyleme sokma kararını aldılar! Dış güçlerin ülke içerisinde taşeronları hemen harekete geçirilerek yıllar sonra ilk defa bazı il ve ilçelerimizde sokağa çıkma yasağını uygulamayı başardılar. Bu halk ayaklandırmalarındaki hedefleri; Süratle kalkınmakta olan Türkiye’mizin maddi ve manevi enerjisini bitirmek ve sonu felaketle sonlanacak bir Irak ve Suriye’de savaş macerasına sürüklemek. Bu yolla İran ve Hizbuşşia ile savaştırmak! Ve sonunda da Cumhurbaşkanı kardeşimizi savaş suçlusu olarak Lahey’de yargılayıp cezalandırmak! Yani halk kahramanı Mursi gibi

cezalandırmak. İktidarımız; Ülkemizi istikrarsızlaştırmayı ve halkımızı mutsuzlaştırmayı hedefleyen bu şeytani plana karşı, sabırla ve soğukkanlılıkla hareket etmeli ve kolektif akıl birliğiyle Rahmani planlarını devreye sokmalıdır! Kanaat önderleri ve aşiret liderleriyle acilen geniş istişareler yapılmalıdır! Etkili muhlis âlimlerimizle yangını söndürecek sohbetler süratle düzenlenmelidir! Ve iktidarımız; hasbi samimi tabanın, teşkilat, bazı belediye ve milletvekilleriyle ilgili haklı şikâyetlerine ve çığlıklarına acilen kulak vermelidir! Ve bilhassa teşkilatlarda ve belediyelerde devam eden rehavet, vurdumduymazlık, nimetler karşısındaki şımarıklık, ayak oyunları, dünyevileşme ve haramlaşma hastalığının büyük bir ilahi azaba dönüşmekte olduğunu artık görmelidir!! Unutmayalım ki; bugün Van, Mardin, Erciş gibi il ve ilçelerde tabanın adayları seçtirilseydi din, vatan düşmanı taşeron terör partileri ve örgütleri bu ihanet eylemlerini yapma şansını bulamayacaklardı! Tüm kardeşlerimiz; Edebali hazretlerinin “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” sözü ne kadar doğru ise “Devleti yaşat ki, insan yaşasın” gerçeği de o kadar doğrudur. Din, insan ve devlet birbirlerinden ayrılmayan ceset ve ruh gibidir! “En kötü iktidar iktidarsızlıktan, en kötü devlet devletsizlikten daha ehvendir” gerçeğini Irak ve Suriye’de yaşayarak görmedik mi? Başta doğu vilayetlerini ve ülkemizin tamamını yanardağ cehennemine çevirecek yeni ihanet planlarına alet olmayalım! Allah korusun! Şehirlerimiz Şam ve Bağdat’a çevrilirse Türkiye’den başka nereye göç edeceğiz! Hiç düşündük mü? Allah; devlet dışında hiçbir ferde, sivil topluma ve cemaate savaş yapma ve ceza hükümlerini uygulama yetkisi vermemiştir. Ana hayat yasamız Kur’an-ı Kerim’de savaş ve ceza âyetlerini cemaat olunan Mekke döneminde değil, devlet olunan Medine döneminde göndermiştir! Bize düşen görev yöneticileri uyarmak ve seçimlerde oylarımızla değiştirmek! Veya kaos ve kavgaya asla taraftar olmayan Peygamberler gibi başka ülkelere hicret etmektir! Kobani’deki Kürt kardeşlerimizi savunma numarasıyla kendi beldesindeki Kürt akraba ve komşularının canına, malına saldıran hain kişi asla Müslüman Kürt olamaz! Allah aşkına kardeş olun! Barış projesini yok etmek için başlatılan kardeş kavgalarına alet olmayalım! Kardeşlerim! Şimdi yatma ve uyuma zamanı değil! İktidarımızı zayıflatmak ve ülkemizi bölmek için uğraşan hainlere karşı iktidarımıza dua, destek ve uyarma zamanıdır! Şimdi; “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın! Ve devleti yaşat ki, insan yaşasın” diyebilme ve bu ideal için çalışabilme zamanı! Şimdi; insan ve devleti yaşatmak için “Türk-Kürt kardeştir! Bölmek isteyenler kalleştir!” diyerek birleşip kucaklaşma zamanı! Allah, kendisine ve mazlum kullarına savaş açanların şer planlarını planıyla acilen bozsun ve ihanet odaklarına karşı daim yar ve yardımcımız olsun! Selam ve duayla.