Bir zamanlar çok verimli araziler varmış. Öyle verimli ki ne ürün ekilse fazlası ile çıkarmış. Bu arazilerden farklı bölgelerde büyüklü küçüklü bulunurmuş. Fakat sahip çıkan pek yokmuş.

Bu arazilerin yakınlarında iyi insanlar olduğu gibi kötü insanlar da varmış. İyi insanlar dağınık ve sorumluluk duygusu zayıf, birazda sindirilmiş oldukları için bu arazilere sahip çıkamamışlardı. İyi insanların dağınık olması sebebiyle kötü insanlar bu arazileri istedikleri gibi hor kullanmaya başlamışlardı.
Kimi araziyi çöp dağına çevirmişlerdi, kimi araziye zararlı ürünler ekmişlerdi, kimi araziyi ise yabani otlar kaplamıştı. 

Derken birgün bir "aksiyon adamı" az ama inanmış bir grup insanla bir "fikir adamına" yön verdi. Bu fikir adamı harekete geçti ve ülkenin parçalı verimli arazilerini ekme vazifesini üstlendi. Vazife çetin ama ehemmiyetli idi. Yıllarca sahipsiz kalmış ve kötülerin kötü amacına maruz kalmış arazileri ekmek, biçmek kolay değildi. 
Yola koyuldular. Daha yolun başında saldırılar başladı. Yıllarca sindirilmiş iyi insanları harekete geçirmek de kolay değildi. Öğrenilmiş çaresizlik ve aşağılık kompleksine kapılmış insan grubunu harekete geçirmek kolay değildi. İşleri zor, yolları çetin, düşmanları acımasız, araziler ise perişan durumda idi...

Bir taraftan aksiyon adamı, bir taraftan ise fikir adamının gayretleri ile her araziye sahip çıkacak bir "serdengeçti" arandı. Yoğun ve zor uğraşlar sonunda birer fedakar ve cesaretli adam bulundu. Bu adamların kendi ekiplerini oluşturmaları istendi. Kendi zamanlarından, zeminlerinden, dar gelirlerinden en önemlisi ise çoluk çocuklarının rızkından feragat ederek kelle koltukta bu arazileri ihya edecek az ama nitelikli dava sahibi insanlardan kadrolar oluşturuldu.

Daha arazilere doğru yol alırken "kötü insanların" saldırılarına uğramaya başladılar. Hakaretler ve hor görülmeler eşliğinde kabeye zalimler tarafından atılan taşlar, yapılan hakaretler eşliğinde yürüyen sahabe ruhuyla herşeyi sineye çekerek bu arazileri ihya etmeye kararlı idiler. Nitekim insanlığın bunlara ihtiyacı vardı.
Geldi zaman gitti zaman. Çarıklı serdengeçtiler arazileri kötü insanların elinden kurtardılar. Ektiler biçtiler. Arazilerden verim alınmaya başlanınca kendileri de faydalanmalarına rağmen düşmanlar düşmanlıklarını devam ettirdiler. Lakin yola çıkıldığında "Ya Musa sen ve Rabbin gidin savaşın biz sonra geliriz" şuurunda olan korkaklar da bu arazileri yöneten kadrolara yaklaştılar. Daha vahim olanı ise bir zamanlar bu Serdengeçti kadroların karşısında yer alanlar, arazilere yaklaşmaya ve yakınlaşmaya başlamışlardı. Nitekim artık tehlike geçmiş, ekilen arazilerden herkes faydalanıyordu.

Eski ekipler zamanla bir bir dünyadan göçünce yeni ekipler bedel ödemedikleri için lakaytlaşmaya başladılar. Dünyevileşme sendromuna kapılan yeni ekipler aralarına eski düşmanlarını da almaya başladılar. Nitekim düşmanın yüzü güleç, dili tatlı ve niyeti yine eski kötü niyetti.

Zamanla yeni gelen menfaatçiler az olmasına rağmen sesi çok çıkan eski rakipler serdengeçtileri bertaraf ettiler. Arazileri ele geçirdiler. Azınlıkta kalan serdengeçtiler ötekileştirildiler. Arazileri ekip biçen az bir kesim Serdengeçti ise çoğunlukta olan menfaatçi eski karşı olanlara karşı sesini çıkaramadılar. Oysa zamanla sıra kendilerine de geleceğini ve kendilerinin de bertaraf edileceğini düşünemez kadar basiret ve ferasetlerini kaybettiler.

Araziler ekilip biçiliyordu. Eskisi gibi elde edilen ürünler adil bir şekilde dağıtılmıyor, işgalci eski rakiplere hizmet ediyordu.

Araziler eskisi gibi sahipsiz değildi artık. Lakin onları ihya edenlerin elinden alınmış ve kötü zihniyetlerin eline terkedilmişti. Arazileri ihya eden bir avuç serdengeçti ise Hazreti Hüseyin'in Fırat kenarında susuz bırakılması misali ürünsüz bırakılmıştı. Hazıra konan serdengeçtilerin evlatları ve dostları ise ödenen bedelleri unutmuş ve arazilerin "ne de olsa ekiliyor olmasına" aldanmış ve vaziyetten memnunlardı. Oysa arazilere artık zararlı ürünler ekiliyordu. 

Olsun ekiliyordu ya... Herkes vaziyetten memnundu... Celladına aşık olmak...

Arazileri ekenler fedakarlar, ürünü toplayanlar menfaatçiler oldu.